Bu konuya hiç girmeyecektim, girmedim de taki bugün servis edilen “Gelecek Partisi Anneler Günü Etkinliği” başlıklı basın bültenini görünceye kadar. Gelecek Partisi Çanakkale İl Başkanlığı anneler gününü kutluyor ve İl Başkanı Hüseyin Yıldırım’ın çiçek dağıtan fotoğrafını basına servis ediyor. Yıldırım’ın kolu alçıda… Dedim ki adam vatandaşın karşısına çıkmaya çekinmiyorsa bizim de çıkmaya çekinmemiz gerekir. Hadi başlayalım…
Yıldırım çiçek haberinden önce “Polisin Kumar Baskından Kaçarken Kolunu Kırdı!” başlığıyla şu şekilde haber oldu; “Çan'da bir ihbarı değerlendiren Çan İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, bir apartman dairesine baskın düzenledi. 1 Mayıs saat:02.40'da gerçekleşen baskında; evde kurulan masalarda kumar oynayan 9 kişi suçüstü yakalandı. Aralarında Gelecek Partisi İl Başkanı Hüseyin Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 9 kişiye, kişi başı 4 bin 375 TL para cezası kesildi.”
Ardından bir açıklama yaparak iddiaları yalanladı ve “Bahse konu olay gecesi muhasebesine baktığım bir mükellefim tarafından çay içmek üzere esnaf arkadaşlarından da bulunduğu bir eve davet edildim. Saat 02.30 sularında davet edildiğim yere intikal ettim. Çay içtiğimiz sırada emniyet güçleri kapıya gelerek işlem yapmak istediler" dedi kolunun kırılmasından ise hiç bahsetmedi…
Çan’da yaşayan Hüseyin Yıldırım’ın kumar oynaması inanın beni ya da hiç kimseyi ilgilendirmiyor, ilgilendirmemesi de gerekir. Bizi ilgilendiren kısmı Gelecek Partisi İl Başkanı olan Hüseyin Yıldırım’ın kumar oynaması ve basılması.
Haber ilk çıktığında, Gelecek Partisi bu krizi aslında lehine çevirebilir, genel merkez Yıldırım’ın istifa açıklamasını beklemeden, ilke ve değerlere vurgu yaparak Yıldırım’ı görevden aldığını açıklar ve bir duruş sergilemiş olur. Bu ilk başta kamuoyunda çıkacak haberlerle partiye eksi gibi yanmış olsa da uzun vadede “ilke ve değerler” üzerine siyaset yapacağı iddiasına olan bir partiye artı yazar diye yorumladım… Ve bu yorumumu bazı kimselerle de paylaştım.
Lakin %99’u AK Partinin ilke ve değerlerden uzaklaştığı iddiasıyla aynı çatıda buluşanlar maalesef daha ilk sınavlarında bir duruş sergileyemediler, ilk sınavlarında adeta çakıldırlar. Genel merkezin “bize il başkanı olarak getirdiğin adam bu muydu!” tepkisine maruz kalmamak için Genel Merkezde görevli olan Yeşim Karadağ inisiyatif alıp elini taşın altına koyamadı. Yoksa Karadağ da biliyordu Yıldırım’ın kâğıt oynama merakını… Karadağ buna benzer bir olayı AK Parti İl Başkanı olduğu zamanda yaşamıştı o zaman da bir refleks göstermemişti. Hatırlarsınız AK Partili bir ismin Kıbrıs muhabbetini…
Gelecek Partisi Genel Merkezinden bir isimle konuyu görüştüğümde ise verdiği cevapla nasıl da “mağduru” oynadıklarına şahit oldum; “Adam hayat boyunca kumar oynamış değil bu net bir bilgi hal böyle iken görevden almak doğru olmaz bence. Zaten hepimiz ile iktidar uğraşıyor.” Net bilgiyi kimden almıştı acaba? Ayrıca karşınıza çıkacak her sorunu “iktidar hepimizle uğraşıyor” kolaycılığıyla mı defedeceksiniz?
Yıldırım kendisine komplo kurulduğundan, haksızlık yapıldığından dem vuruyor ya acaba savcılığa bununla ilgili bir başvurusu olmuş mu? Sormak isterim size devletin herhangi bir görevlisi gelip haksız yere 4 bin 375 TL para cezası kesse buna ilgili kurumlara başvurarak itiraz hakkınızı kullanırsınız değil mi?
Gelecek Partisi Yönetimi kolaycılığa kaçtı kimseyi tatmin etmeyen bir açıklamayla, “aman üç gün konuşulur sonra unutulur” dedi… Konuşmak ile yapmak arasındaki fark mühimdir. Bu bizim mizacımızı da ortaya çıkarır. Mizaçlarını görmüş olduk!
Ve son söz: “Samimiyet, anlatılan değil, anlaşılan bir şeydir. Samimiyim diyerek samimi olamayız…”