Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan belediye meclis toplantısındaki konuşmasında, yapılan son zamlar ile belediye olarak tasarruf kararları aldıklarını açıkladı. Kendisinin de bu tasarrufa tabi olacağını belirten Gökhan, işe yürüyerek gidip geleceğini, havaların kötü olması durumunda ise toplu taşıma kullanacağını söyledi. Başkanın bu kararı sembolik, aslında bir iyi niyet göstergesi, başkanın tasarruf konusundaki samimiyetini ise şimdi söyleyeceklerim sonrasındaki alacağı karar sonrası göreceğiz.
Geçtiğimiz günlerde “Tasarrufta Samimiyseniz Bu Adımı Atarsınız” başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazıda özetle; Bütçesi Çanakkale Belediyesi tarafından karşılanan Kent Konseyinin tasarruf tedbirleri kapsamında Esenler, Cevatpaşa Mahalle Meclisleri çalışma ofislerini kira giderlerinden dolayı boşaltma kararı alıp bu ofislerin merkezdeki ofiste hizmet vereceğini duyurmuştuk. Merkezdeki ofisin aylık kirası 10 bin liranın üzerinde yani yıllık yaklaşık 150 bin lira sadece bu ofise kira ödeniyor. Şimdi tasarruf için belediye otobüsünü kullanan Sayın Başkan aynı tasarruf anlayışıyla hareket ederse Kent Konseyinin o ofisten çıkıp belediyeye ait bir daireye, ofise tanışması için talimat verir. Samimiyse talimatı verir, vermezse samimiyetsizdir, nokta.
Rıdvan Uz Sinyali Yaptı, İstediğini Aldı!
Geçtiğimiz günlerde İyi Parti İl Başkanlığının sosyal medya hesabından Çanakkale'de 31 Mart seçimlerindeki zaferin sadece CHP'ye ait olmadığı ön plana çıkarılarak; “Koalisyonların bir namusu vardır. Buna riayet etmeyecektiniz madem neden İyi Parti ile koalisyon yaptınız? Çanakkale Belediyesi sadece CHP'nin değil, hatta CHP içinde belirli bir zümrenin değil, bütün Millet İttifakı'nın seçtiği bir belediyedir. Biz bu bağlamda Millet İttifakı ruhuna uymayanların ve bu tür davranışların sonuna kadar takipçisi olacağız. Çanakkale Belediye Başkanının dikkatine sunuyoruz” ifadeleri paylaşıldı. Bu paylaşımın Rıdvan Uz’a ait olduğu konuşuldu, Uz da bunu yalanlamadı. Arkasından bir daha da bu konu gündeme gelmedi. Bu durum sokakta “Rıdvan Uz sinyali Yaptı, İstediğini Aldı!” olarak yorumlandı. Acaba Uz bu mesajla kimden ne istedi ve ne aldı? Ne aldı da sustu? Çünkü böyle bir tonda çıkış yapıp sonra hiçbir şey yokmuş gibi davranmak anlaşılabilir değil.
Aynı Rıdvan Uz benzer bir tonda uzun bir süredir AK Parti Milletvekili Jülide İskenderoğlu’nu hedef alıyor. İskenderoğlu’nu, eşinin ticareti üzerinden hedefe koyuyor ve olmadık ithamlarla suçluyor. Araştırdım neden böyle yapıyor diye, yerel seçim sürecinde İskenderoğlu, Uz’un bazı siyasi söylemlerinden rahatsızlık duymuş ve yasal hakkını kullanıp şikayetçi olmuş. Mahkeme Uz’u çağırmış ve ifadesini almış bu durum Uz’a çok koymuş şimdi dolu-boş Allah ne verdiyse diyerek hırsını almaya çalışıyormuş. Sokakta bir kesim ise Uz’un İskenderoğlu’na da sinyal yaptığını söylüyor. Ne diyelim o zaman meseleyi çözmek kolay…
“Markaya Nasıl Zarar Verilir?” Sorusuna İki Cevabım Var
Birincisi Troy Park AVM’de yer alan Doğtaş Qutlet Ürünlerinin, hangi dükkânda satıldığı belli değil, nerede bir boşluk var o ürünler orada… Fabrikada tek kalmış, serisi bitmiş, az hasarlı ürünler uzunca bir süredir Doğtaş’a ait bu AVM’de gelişi güzel dizilmiş, her boş alana serpilmiş başı boş bırakılmış şekilde satılmaya çalışılıyor. Bunca yıldır yaptığınız reklamı, Doğtaş’ın ağırlığını, bir kenara koyup iki kuruşluk malzemeyi elden çıkaracağız diye kendi elinizle, kendi markanıza yaptığınız bu operasyonu durdurun Allah aşkına…
İkincisi bünyesinde Oto Galeri, Akaryakıt İstasyonu ve Restoran bulunduran Aydoğan markası bir süredir sosyal medyada takipçi kasma uğruna yaptığı operasyon. Tarla veriyor, akaryakıt veriyor, yemek veriyor. Ama önce takip et, etiketle, şöyle yap, böyle yap diyor. Millete gına geliyor, bitsin bu ızdırap diyor insanlar… Beni de etiketlemişlerdi bir baktım evlere şenlik… Dikkatimi çeken bir durumu ise yorum olarak yazdım. Dedim ki; “Bir çeşit “şans oyunu, kura” adı her neyse olan bu “şeye” “Merhum Hacıyı” karıştırmasaydınız keşke…” Çünkü bu pazarlama operasyonundaki iletide şöyle yazıyordu; “Merhum Hacı Babamıza İthafen” şimdi yazıyı kaleme alırken baktım. Bu kısmı çıkarmışlar, en azından hacının yakasından düşmüşler buda bir şeydir ne diyelim… Peki doğrusu nasıl yapılır bu işlerin, sosyal bir proje düşünür, bireysel faydadan ziyade toplumsal bir faydayı hedefleyerek “takipçi kasan” bir operasyon yaparsanız insanlar yeter artık demez… Ve helal olsun diyerek sizi takip eder ve başkalarının da takip etmesini teşvik eder neler mi bu projeler bir zahmet sorun ya da biraz araştırın… Son olarak belirtmek isterim bu tip gına getiren “takipçi kasan” operasyonlarla elde edeceğiniz takipçi direk söylüyorum “niteliksiz” takipçidir…