Ticaret Odası Başkan Selçuk Semizoğlu meclis toplantısında dedi ki; “herkes kamuya kapak atma derdinde” bunu konuşacağız. Ama öncesinde hazır Semizoğlu demişken bir konuya dikkat çekip sonra konuşmaya öyle başlayalım.
AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan iki aydır Çanakkale’de tüm ili adım adı geziyor. Sorunları yerinde görüyor, talepleri dinliyor, gerekli notları alıyor. Bu gezilerin birçoğuna başta Vali Bey olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarından isimler katılıyor. İktidar partisinin milletvekili ve kamu kurumlarının yetkililerinin bir arada olması birçok sorunun hemen orada çözülmesine imkan tanıyor. Turan günlük programını sosyal medya hesaplarından tüm Çanakkalelilerle paylaştığı gibi özel olarak da şehrin tüm aktörlerine davet göndererek, “gelin bir arada olalım” diyor. Gariptir, Selçuk beyi bu ziyaretlerde neredeyse hiç görmedik. Oysa ki il genelinde 8 binin üzerinde üyesi olan bir kurumun başındaki ismin bu gezilerde en önde olması gerekirdi. Son olarak, İl Genel Meclisi, belediye meclisi ve GMKA gibi aylık toplantı yapan onca kurum toplantılarını yüz yüze yaparken ÇTSO meclis toplantıları aylardır uzaktan video konferans yönetimiyle yapıyor. Evet bu büyük bir kolaylık fakat verimlilik konusu oldukça tartışmalı…
Gelelim derdimize…
Oda üyelerinin vasıflı personel bulamadıkları yönündeki serzenişlerini “herkes kamuya kapak atma derdinde” sözleriyle dile getiren Semizoğlu, “Herkes bir şekilde amiyane bir tabirle kamuya kapak atma derdinde. Bir üyemizin şöyle bir haykırışı var; ‘Biz çalışanımızı alıyoruz, eğitiyoruz. Sadece Cumartesi tatili için daha düşük vasıflı iş de olsa Belediye’ye, Özel İdare’ye herhangi bir kamu dairesine gidip başvuruyor. Daha düşük maaşa o işi kabul edebiliyorlar.’ Bu arkadaşımızın önerisi şu şekilde; Belediyeler ve kamu çalışan alacakları zaman son 6 aylık bordrolarına baksınlar. İşi varsa bu çalışanları almasınlar. Çünkü teknik personel sırf Cumartesi günü tatili için veya yarın öbür gün oradan bir tanıdık bulurum daha rahat bir pozisyona geçerim diye gerçekten vasıflı iş gücümüzü her geçen gün kaybediyoruz. Çok doğru bir serzeniş. Bu konuda yapabileceğimiz ne var onu bilemiyorum ama onu araştırıp gerekli şeyleri yapmamız lazım. Herkesin işçiye ihtiyacı var. Ama işsizlik diye bir şey konuşuluyor Türkiye’de. Çanakkale’yi iyi bildiğim için, Çanakkale’de işsizlik yok, iş beğenmeme var. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanunu senkronize edilmediği sürece ‘iş bulamama’ değil ‘iş beğenmeme’ sıkıntısı artacak ve ne yazık ki Türk sanayisi hepimizi tedirgin eden mültecilere mecbur kalacaktır. Pek çok kalifiye elemanımız, sanayide daha verimli çalışacak mühendislerimiz varken bir Cumartesi tatili ne yazık ki hem kendi geleceklerine hem ülkemizin geleceğine tercih ediliyor.”
Patronlar Çalışan Değil Köle Arıyor
Semizoğlu söylediklerinde çok haklı ama konunun bir de “iş beğenmeyenler” cephesinde ki yüzü var. Elektrik, elektronik mühendisi, 4 yıllık iş tecrübesi olan bir evladımıza 3.200 lira maaşla, mesai gözetmeden “köle gibi” çalıştırılması teklif edilirse bu kişiler herhalde ki “kamuya kapak atma” derdinde olacak, herhalde yurt dışına gitmek derdinde olacak… Bugün AVM’de bir zincir mağazada satış personeli olarak çalışan birisi maaş/yemek/prim ve düzenli mesaiyle her ay en az 4 bin lira maaş alıyor. Burada bir parantez açayım. (Çarşıda ki işi gücü yerinde olan esnaf ise asgari maaşı verirken bile eli titriyor!) Bir yanda nitelikli, diğer yanda sözüm ona “niteliksiz” iş gücü… Tablo ortada nitelikli iş gücü maalesef daha çok kazanmak isteyen patronlarca adeta sömürülüyor. İşin bir de bu yönü var sanki patronların sanki biraz özeleştiri yapması gerekiyor…