Geçtiğimiz hafta Kepez’in CHP’li Başkanı Birol Arslan bir basın toplantısı düzenledi ve bu toplantıda 17 aylık icraatlarını sıraladı. Basın toplantısına davet edilmemiştim, haklıdır davet etmemekle çünkü o toplantıda soru sorabilecek tek gazeteci bendim ve o gazetecinin de toplantıda olmasını istememişti. Çünkü beni davet etseler lay lay lomla geçen bir toplantı olmayacaktı. Ne mi soracaktım, 4 soru, çok bir şey değil… Bakın şunları soracaktım.
- Kreşlere zam yaptınız, maddi durumu iyi olmayan aileler bu zamdan sonra çocuklarını belediyenin kreşlerinden aldılar. Şimdi maddi durumu daha iyi olan aileler bu kreşleri kullanıyor oysa ki bu kreşlerin yapılma amacı dar gelirli ailelere hizmetti. Gerekçe olarak kreşlerin zarar ettiğini bu yüzden zam yaptığınızı söylemişsiniz, buraları ticarethane olarak mı görüyorsunuz. Hani nerede sosyal belediyecilik anlayışı…
- Yıl başında İstanbul’dan adı sanı duyulmamış bir müzik gurubunu Çanakkale’ye getirdiniz ve 65 bin lira o gruba para ödediniz. Bu grup kimdir, kimin neyidir? Çanakkale’de o gruptan çok daha iyi isimler var, neden onları tercih etmediniz?
- Hayvanları seviyorum edebiyatı yapıyorsunuz… Ama diğer yandan belediyenin kasasından, 165 lira harcayarak deve dövüşleri düzenliyorsunuz. Bunun adı iki yüzlülük değil midir? Kepezlilerin parasını neden bu şekilde çarçur ediyorsunuz.
- Göreve gelir gelmez, çalıştığınız hukuk bürosunu değiştirdiniz ve başka bir hukuk bir hukuk bürosuyla çalışmaya başladınız. Olabilir şakin tercih ettiğiniz bu yeni hukuk bürosu, öyle sıradan bir hukuk bürosu değil. Hadi açıklayın…
Evet devam edelim. Arslan göreve geldiği günden bu yana şeffaf belediyecilikten bahsediyor, halkçı olduğunu söylüyor ve sürekli her konuşmasında buna vurgu yapıyor ya… Bir kimse neyi eksik yapıyorsa en çok onu tam yaptığını söyler, Birol Arslan da bunlara tipik bir örnek. Bakın Kepez’in eski belediye başkanı Ömer Faruk Mutan da bir toplantı yaptı ve o toplantıda bazı konuları gündeme getirdi. Dikkat çekenlerden bir ikisini sizlerle paylaşayım.
- “2009’da seçildiğimde Kepez halkı imzalar toplamıştı, eylemler yapmıştı Kepez’de baz istasyonu istemedikleri için. Şu an ki belediye binasının olduğu yerde baz istasyonları vardı, onları bu halkla birlikte söktük attık. Şu an parkların içerisine saklanmış ama kitapçıklara konmayan baz istasyonu yaptı her yere. Halkın belediyesi, şeffaf belediyecilik diyor ya; sor bakalım halk Kepez’de baz istasyonu istiyor mu? Sen bu halka sordun mu baz istasyonu dikelim mi diye?”
- “Su faturaları elinizde açın bakın katı atık bedeline. Katı atık bedeli Kepez’de 13 lira 50 kuruş. Ben şu an Gelibolu’da kalıyorum. Gelibolu’da aynı katı atık ücreti ise 1 lira kuruş. Bir yerde 1 lira Kepez’de 13,5 lira”
- “Bir tane kahve yaptı, ondan başka da bir şey yapmadı. Onla yatıp onla kalkıyor. Açıkça bunu da söylemek istiyorum; 18 kişi aşağıda Halk kahvesinde çalışıyor. 7 kişi de meydanda çalışıyor: 25 kişi çalışıyor ama bunların 5 tanesi müdür! Kasiyeri müdür yapıyor adam. Çay istiyorsun adamdan, ben müdürüm diyor. Zarar ediyorlar. Şirket üzerinden yapıyorlar bu işleri. Demin öğrendim ki; yukarıda Covid-19 virüsü taşıyan ve çevresindeki 7 kişiye de bulaştıran ancak aman kimse duymasın diye üstünü kapattıran yerde 18 bin liralık bira açığı var.”
Herhalde çok bir şey söylemeye gerek yok. Birol Arslan, benzin istasyonunda müdürlük yaptığı vizyonuyla Kepez Belediyesini yönetmeye çalışıyor. Tam da bu yüzden geçtiğimiz 17 ayda Kepez’e hizmet diye sunabildiği tek şey çay, meşrubat satan bir kafe…
Son olarak sormak isterim. Kepez’de AK Parti diye bir parti var mı? Olsaydı sanırım Mutan’ın yaptığı toplantının bir benzerini yapardı bugüne kadar… Hadi parti teşkilatı yok. Kepez’de fotoğraf paylaşan, bir üst akıl olarak orayla ilgili hayalleri olan bir bey var… O ne diyor bu konulara, siyaset sadece fotoğraf paylaşmakla olmuyor be minnoşum! Konuş azıcık da seni dinleyelim…