Geçtiğimiz pazar günü yapılan ön seçimde 4.500 kayıtlı üyeden 3 bini sandık başına gitti. 2 bin 970 geçerli oyun 1779’unu Ülgür Gökhan aldı. Ülgür Gökhan’a en yakın 763 oyla Celal Karakaş ikinci oldu. Ömer Faruk Mutan 366 oy alırken, Necmi Akyalçın 62 oyda kaldı. Seçimde 33 tane oy geçersiz sayılırken, bu oylardan biri Fenerbahçeli eski futbolcu Alex’e atıldı.
Ortaya çıkan tablo sonrası Ömer Faruk Mutan’dan bir basın açıklaması bekledim. Fakat herhangi bir açıklama gelmeyince “geçmiş”olsun ziyaretine gidip hem de “Mutan şimdi ne yapacak?”sorusuna cevap bulayım dedim.
“Yoluma devam edeceğim”diye başladı söze ve şunları söyledi; “bana kimin oy verdiğini bilmiyorum, çünkü bir dayatma ya da elimde listelerle ortalarda dolaşmadım, kimseyle ortaklık kurmadım. Aldığım 366 oydan sadece bir tanesini kimin verdiğini biliyorum o da kendi oyum… Ama ne Ülgür Gökhan ne de Celal Karakaş benim gibi girmedi bu seçime. Onlar ortaklıklar kurarak hareket ettiler, aradılar, koşturdular. Ben de aynısını yapabilirdim ama ben bu siyaset tarzına karşıyım, bunu en başında söyledim ben de bunu yapsaydım ne anlamı kalırdı bugüne kadar ki çıkışlarımın. Üyeyle temas edilmesin demiyorum, edilmeli ben de temas kurdum telefon ettim, kahvede konuştum ama üyeleri ne tehdit ettim ne vaatte bulundum, derdimi anlattım sadece. 1.500 üyeye ise hiç ulaşamadım çünkü listelerde ad, soyadlarından başka bir bilgi yok ama Ülgür Gökhan ulaştı, çünkü belediye ellerinde sudan, imardan bir yerlerden buldular ve aradılar. Bu konuyu çok eşelemeyi doğru bulmuyorum ama şunu söyleyeyim, seçimde oy kullananlardan 253’ü belediye personeliydi bunları üçle çarp ailelerini de üye yapmışlar eder 750, adam bizden kafadan 750 önde başladı. Zaten belediyeye işe aldıklarını önce parti üyesi daha doğrusu kendilerine asker yapıyorlar, ama biz Kepez’de böyle bir şey yapmadık bu yanlış… Tablo böyleyken ne diyeyim birileri bana aynı Galileo’ya dedikleri gibi “inkâr et, dünya dönmüyor!” diyor ama ben sonucunu bile bile dönüyor dedim ve bundan sonrada aynı şeyi savunacağım.”
Konuşmanın buraya kadar olan kısmında Mutan’ da biraz hırs biraz da kızgınlık vardı ama bundan sonraki kısmında ise kırgınlık hakimdi. “Üçümüzü toplasan bir Ülgür Gökhan etmiyor”dedi ve ekledi; Öyle ya da böyle alınan oylar ortada üçümüzü topladığımızda bir Ülgür Gökhan etmiyor, hatta aradım Ülgür Gökhan’ı tebrik de ettim, ne yapacaktım adam aldı seçimi! Seçime o 1500 kişi katılmadı olarak bakmıyorum 500 kişinin katılmaması normal ama geriye kalan bin kişi neden sandığa gitmedi burası soru işareti, bana dönüşler genelde şu şekilde oldu, “sonuç belli neden gelelim ki…”Aslında üye değişim istiyor ama bir çaresizlik, boş vermişlik var, kabul etmişlik var.
“CHP adaylarını belirledi, Kepez’de yoksun, Çanakkale’de yoksun, peki bağımsız ya da başka bir partiden aday olur musun?”diye sordum. Bu soruyu daha önce de sormuştum ve kesin bir cevap alamamıştım, bakarız ederiz demişti, henüz o zamana var demişti Mutan. Bu sefer kesin bir cevap verdi, “kesinlikle ne bağımsız ne de başka bir partinden aday olmam partim belli bu süreci sakatlayacak bir adım atmam. Kendime, savunduğum ilkelere ihanet olur bu ben böyle bir şey yapmam.”
Son soru olarak sordum, “Yoluma devam edeceğim” dedin en başında ama buraya kadar söylediklerinde yolunu sanki sadece izlemek olarak gibi görüyorum. Evet 31 Mart’a kadar izleyeceğim o güne kadar partime, adaylara zarar verecek tek bir cümlem olmayacak ama 31 Mart’tan sonra kaldığımız yerden devam ederiz. Ben siyasetten çekilmiyorum, siyaset bir sorumluluk bir yaşam mücadelesi benim için deyince “il başkanlığına aday olur musun?” diye sordum “neden olmasın ben ölene kadar siyaset yapacağım” dedi.
Ve ben şunları söyledim; Siyaseti kurallarına göre yapmak gerek, gâvur gâvurluğunu yapacak asıl önemli olan senin ne yaptığın. Biraz daha az konuşup, çok iş yapmalı eğer siyaset düşünüyorsan. Tamam baskı, tehdit, rüşvet, şantajla üyeleri, delegeleri etkileme ama bugüne kadar yaptığın yöntemlerle bu sistemde var olamayacağını da görmen gerek…