Epeydir devam eden ve artık başka başka anlamlar yüklediğim bir konu şehrin gündemi meşgul ediyor. Bugüne kadar bekledim, belki konuşması gerekenler konuşur, belki bir daha konuşmaması gerekenler konuşmazdiye ama ikisi de olmadı… Şimdi sıra bugüne kadar hemen herkesin sus pus olduğu konularda konuşan ve bunun için çokça “dayak”yemiş olan bende…
Evet konumuz MHP İl Başkanı Hakan Pınar’ın, bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan Prof. Dr. Yücel Acer’i hedef alan açıklamaları. Pınar’ın söylediklerinin içeriğine girmeyi doğru bulmuyorum konuya biraz daha ilkesel olarak bakmanın aslında ortaya çıkan problemi göstermesi açısından doğru olacağını düşünüyorum.
MHP İl Başkanı Hakan Pınar rektörü ilk hedef alan açıklamalarını Ocak 2018 tarihinde yine bir gece yarısı sosyal medya hesabı üzerinden yapmıştı. Sabanında rektör hoca ile telefonda konuştuğumda; “yazılanları şaşkınlıkla karşıladım, acaba Hakan Beyin hesabı üçüncü kişiler tarafından ele geçirilmiş olabilir mi?” diye sormuştu. Aslında rektör hocanın meseleye bakışının özetiydi bu oldukça samimi arkasında bir şey aramayan bir bakış. Ardından MHP İl Başkanı Hakan Pınar’la da görüştüm. Pınar elinde rektörler ilgili çokça dosya olduğunu ve gereğini yapacağını söylüyor, bu konun bir “devlet meselesi” olduğunu da ifade ediyordu.
Aslında meseleye ilkesele olarak bakmak gerekiyor dediğim kısmı da tam olarak burada başlıyor. Önce devletim sonra partim diyen Bahçeli’nin atadığı il başkanı Hakan Pınar, bir devlet adamına Rektör Yücel Acer’e, bir gece yarısı, hem de “devlet meselesi” olduğunu iddia ettiği meselelerden ötürü sosyal medya hesabından hakarete varan ifadeleri kullanması ne kadar doğru? Varsayalım ki Pınar’ın söylediklerinin tamamı doğru ama unutmamak gerek ki usul esastan önce gelir…. Devlet geleneği bilen bir partinin il başkanın devletin bir numarasının atadığı bir ismi kamuoyu nezdinde bu şekilde hedef alması günün sonunda Rektör Yücel Acer’e değil, Hakan Pınar’a eksi yazar diye düşünüyorum. Çünkü sokak soruyor; “Hakan Pınar Rektör Nisan ayında görevden alınacak diyordu, ne oldu? Adam yerinde…”bu sorunun sorulması Pınar’ın bundan sonraki söylediklerinin itibarını sorgulatmaz mı? Benim tanıdığım hukukum olan Pınar ne kendi itibarıyla ne de bir başkasının itibarıyla bu şekilde oynamaz, oynatmaz… Bir de Hakan Pınar’a sormak isterim; “Bu konuda konuştuğunuz zaman sizi kim alkışlıyor? Kimlerden destek görüyorsunuz?” Hakan Pınar, Cumhur ittifakının bir parçası olarak CHP’li Ülgür Gökhan’a Muharrem Erkek’e yapmadığı muhalefeti neden rektöre yapmaktadır? Eğer Pınar tüm yanlışlar karşısında bu denli hassas ise yanlış yapılan tek kurum üniversite midir? Pınar daha önce başka kurumlarla ilgili bazı iddiaları dile getirmişti, ne oldu o konular?
Meselenin bir başka boyutu ise başta da dediğim gibi “Bugüne kadar bekledim, belki konuşması gerekenler konuşur, belki bir daha konuşmaması gerekenler konuşmaz diye ama ikisi de olmadı…”İkisi de olmadı, olmadığı gibi AK Parti İl yönetici Ayhan Çetin, Pınar’ın az bile yaptığına dair yorumunu yine sosyal medyada paylaşıyor. Ne garip, bu kendini inkar etmek değil de nedir, Recep Tayyip Erdoğan’ın atadığı bir isme, genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan olan ve aktif görevde olan bir isim adeta “çakıyor.” Bu isim geçtiğimiz seçimde SKM başkanıydı… AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan başta olmak üzere AK Partililer neden Çanakkale’de Belediyeyi alamıyoruz diye soruyorlar ya aslında bu mesele özeti “sahipsiz kalma” durumu….
Girdiğiniz bir mücadele sonrası bazen sahipsiz kalabiliyorsunuz, ÇOMÜ’de 700’den fazla FETÖ’den ihraç oldu, bazıları hapse girdi, bazılarının davası halen daha devam ediyor. İhraç edilenler, hapse girenler sorumlu olarak kimi görüyorlar ne kendileri hakkında hapis kararı veren hâkimi, ne KHK’da imzası olanları. Tek sorumlu olarak gördükleri Rektör Yücel Acer, geçtiğimiz haftalarda rektör hoca verdiği bir röportajda kendisi ve ailesinin ölüme varan tehditlere maruz kaldığını söylemişti… Böylesi bir mücadelede eksik, fazla, yanlış, doğru olur, esas olan bu mücadeleyi verenleri kamuoyu nezdinde de sahipsiz bırakmamaktır…