Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Makam Hırsı ve Siyaset Esnafı

Ülkemizin siyasi kültürünün temelini "makam rekabeti"nin oluşturduğunun farkındayız. Değerler, meseleler ve çözümler üzerine değil, koltuklar ve mevkiiler üzerine kurulu bir siyaset anlayışı hakim. Bu durum, partilerin ve siyasetçilerin odak noktasını da kişilere ve günübirlik çıkarlara kaydırıyor. Bugün Çanakkale’nin gündemine şöyle bir bakın söyleyeceklerimin fazlası yok eksiği var. Kendilerini "yeni" olarak nitelendiren her siyasetçi, bu yeni kimliği kişiler ve anlık durumlara dayandırıyor. Memleketin temel sorunlarına dair fikri ve çözüm önerileri sunmayan bu siyasetçiler, makam hırsı ile "yeni" bir söylem geliştirmeye çalışıyorlar. Bu da "yeni" kavramının anlamını yitirmesine yol açıyor. Siyasetin profesyonelleşmesi, "bir şey yapmayı" değil, "bir şey olmayı" hedefleyen bir siyasetçi kitlesinin ön plana çıkmasına neden oldu. Politik rant peşinde koşan bu "profesyonel politikacılar", partileri ve siyaseti ele geçirdiler. Memleketin sorunlarından kopuk, kişisel çıkarlarını ön planda tutan bu siyaset anlayışı, liyakatten ve donanımdan uzak bir siyasetçi profili ortaya çıkardı. Siyasette ve partilerde "siyaset erbabı"nın yerini "siyaset esnafı" aldı. Yeni fikirlere ve bakış açılarına açık olmayan bu "esnaf"lar, genç ve idealist insanları parti disiplini ve parti içi siyasetle törpülediler veya dışladılar. Peki, bu gidişat nereye varıyor? Makam hırsı ve koltuk kavgası ile dolu bir siyasetten nasıl kurtulacağız? Memleketin gerçek sorunlarına çözüm üretecek, liyakat sahibi ve donanımlı kadrolar yetiştirmek için ne yapmalıyız? Bu soruların cevabı, öncelikle toplumda ve seçmenlerde bilinç oluşturmaktan geçiyor. Seçmenlerin makam hırsı ve günübirlik vaatlerle değil, somut çözüm önerileri ve liyakat ile öne çıkan adaylara oy vermeleri gerekiyor. Partilerin de içine kapanıp "esnaf" zihniyetine bürünmek yerine, halka ve yeni fikirlere açık, liyakata önem veren bir anlayışla yenilenmesi şart. Genç nesillerin de siyasetten ve partilerden umutsuzluğa kapılmadan, bu dönüşüme katkıda bulunmak için aktif rol almaları gerekiyor. Unutmayalım ki, makamlar geçicidir, asıl olan kalıcı değerler ve ilke uğruna mücadele etmektir. Yeni bir siyaset anlayışı için hep birlikte adım atmamız gerekiyor. Daha fazla makam hırsı, daha fazla koltuk kavgası değil; daha fazla liyakat, daha fazla çözüm istemeliyiz. Son söz; Siyaset ile ilgilenenler “vatan, millet, hizmet” dedikleri vakit samimileri mi acaba diye şüpheye düşerseniz, kendinize şu soruyu sorun; “Bir şey yapmaya mı çalışıyor yoksa bir şey olmaya mı çalışıyor?”
Ekleme Tarihi: 15 Haziran 2024 - Cumartesi

Makam Hırsı ve Siyaset Esnafı

Ülkemizin siyasi kültürünün temelini "makam rekabeti"nin oluşturduğunun farkındayız. Değerler, meseleler ve çözümler üzerine değil, koltuklar ve mevkiiler üzerine kurulu bir siyaset anlayışı hakim. Bu durum, partilerin ve siyasetçilerin odak noktasını da kişilere ve günübirlik çıkarlara kaydırıyor. Bugün Çanakkale’nin gündemine şöyle bir bakın söyleyeceklerimin fazlası yok eksiği var.

Kendilerini "yeni" olarak nitelendiren her siyasetçi, bu yeni kimliği kişiler ve anlık durumlara dayandırıyor. Memleketin temel sorunlarına dair fikri ve çözüm önerileri sunmayan bu siyasetçiler, makam hırsı ile "yeni" bir söylem geliştirmeye çalışıyorlar. Bu da "yeni" kavramının anlamını yitirmesine yol açıyor.

Siyasetin profesyonelleşmesi, "bir şey yapmayı" değil, "bir şey olmayı" hedefleyen bir siyasetçi kitlesinin ön plana çıkmasına neden oldu. Politik rant peşinde koşan bu "profesyonel politikacılar", partileri ve siyaseti ele geçirdiler. Memleketin sorunlarından kopuk, kişisel çıkarlarını ön planda tutan bu siyaset anlayışı, liyakatten ve donanımdan uzak bir siyasetçi profili ortaya çıkardı.

Siyasette ve partilerde "siyaset erbabı"nın yerini "siyaset esnafı" aldı. Yeni fikirlere ve bakış açılarına açık olmayan bu "esnaf"lar, genç ve idealist insanları parti disiplini ve parti içi siyasetle törpülediler veya dışladılar.

Peki, bu gidişat nereye varıyor? Makam hırsı ve koltuk kavgası ile dolu bir siyasetten nasıl kurtulacağız? Memleketin gerçek sorunlarına çözüm üretecek, liyakat sahibi ve donanımlı kadrolar yetiştirmek için ne yapmalıyız?

Bu soruların cevabı, öncelikle toplumda ve seçmenlerde bilinç oluşturmaktan geçiyor. Seçmenlerin makam hırsı ve günübirlik vaatlerle değil, somut çözüm önerileri ve liyakat ile öne çıkan adaylara oy vermeleri gerekiyor.

Partilerin de içine kapanıp "esnaf" zihniyetine bürünmek yerine, halka ve yeni fikirlere açık, liyakata önem veren bir anlayışla yenilenmesi şart.

Genç nesillerin de siyasetten ve partilerden umutsuzluğa kapılmadan, bu dönüşüme katkıda bulunmak için aktif rol almaları gerekiyor.

Unutmayalım ki, makamlar geçicidir, asıl olan kalıcı değerler ve ilke uğruna mücadele etmektir. Yeni bir siyaset anlayışı için hep birlikte adım atmamız gerekiyor. Daha fazla makam hırsı, daha fazla koltuk kavgası değil; daha fazla liyakat, daha fazla çözüm istemeliyiz.

Son söz; Siyaset ile ilgilenenler “vatan, millet, hizmet” dedikleri vakit samimileri mi acaba diye şüpheye düşerseniz, kendinize şu soruyu sorun; “Bir şey yapmaya mı çalışıyor yoksa bir şey olmaya mı çalışıyor?”

Yazıya ifade bırak !