Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Laf Sokmanın Adeta Marifet Sayıldığı Günlerden Geçiyoruz

İki aydan az bir süre kalan seçimlerle ilgili olarak çok şey söylemek istiyorum ama sanki ne söylesem boşuna o yüzden söyleyeceklerim kısa ve net; Bu seçimde barış ve hoşgörü dili hakim olsun, kimse karşısındaki kötülemesin, ötelemesin. Kendisini anlatsın, ben daha iyim, ben daha iyi yaparım, benim meziyetlerim işte şunlar şunlar desin. Çünkü toplum çok gergin, herkes bu gerginlikten kendine pay çıkarıyor. Öyle ki televizyonlarda her geçen gün artan tartışma programlarının sayısı bu toplumu adeta başkalaştığına basit bir örnek. Laf sokmanın adeta marifet sayıldığı günlerden geçiyoruz. Hoşgörü ve alçak gönüllüğüyle bilinen Türk halkı birbirini boğazlayacak hale gelmişken siyasilerin kullanacağı dil çok önem arz ediyor. Bu yüzden önümüzdeki seçim döneminde tüm siyasi partilerin temsilcilerinden Çanakkale halkı adına ricada bulunuyorum. Birbirinize “vurarak” siyaset üretmeyin, ocu, bucu, şucu diye kategorize ederek, şu zihniyetin temsilcileri diyerek zaten gergin olan bu toplumu daha fazla germeyiniz. Değerli milletvekili adayları sizden ricamızdır, seçim kampanyanızın ana temelinde hizmetler olsun, hiçbir kişi veya kurum hedefte olmasın. Alamadığımız veya daha iyi olması gereken hizmetleri neden alamadığımızı eleştirin, yanlış politikalar sonucu şehrin gelişemediği ve bunun sorumlularının yetkin olmadığı konusunda istediğinizi söyleyin ama lütfen ayrıştırıcı bir dil kullanarak kimseyi savunduğu doğrularından dolayı ötekileştirmeyin. 
Ekleme Tarihi: 13 Eylül 2015 - Pazar

Laf Sokmanın Adeta Marifet Sayıldığı Günlerden Geçiyoruz

İki aydan az bir süre kalan seçimlerle ilgili olarak çok şey söylemek istiyorum ama sanki ne söylesem boşuna o yüzden söyleyeceklerim kısa ve net; Bu seçimde barış ve hoşgörü dili hakim olsun, kimse karşısındaki kötülemesin, ötelemesin. Kendisini anlatsın, ben daha iyim, ben daha iyi yaparım, benim meziyetlerim işte şunlar şunlar desin. Çünkü toplum çok gergin, herkes bu gerginlikten kendine pay çıkarıyor. Öyle ki televizyonlarda her geçen gün artan tartışma programlarının sayısı bu toplumu adeta başkalaştığına basit bir örnek. Laf sokmanın adeta marifet sayıldığı günlerden geçiyoruz. Hoşgörü ve alçak gönüllüğüyle bilinen Türk halkı birbirini boğazlayacak hale gelmişken siyasilerin kullanacağı dil çok önem arz ediyor.

Bu yüzden önümüzdeki seçim döneminde tüm siyasi partilerin temsilcilerinden Çanakkale halkı adına ricada bulunuyorum. Birbirinize “vurarak” siyaset üretmeyin, ocu, bucu, şucu diye kategorize ederek, şu zihniyetin temsilcileri diyerek zaten gergin olan bu toplumu daha fazla germeyiniz. Değerli milletvekili adayları sizden ricamızdır, seçim kampanyanızın ana temelinde hizmetler olsun, hiçbir kişi veya kurum hedefte olmasın. Alamadığımız veya daha iyi olması gereken hizmetleri neden alamadığımızı eleştirin, yanlış politikalar sonucu şehrin gelişemediği ve bunun sorumlularının yetkin olmadığı konusunda istediğinizi söyleyin ama lütfen ayrıştırıcı bir dil kullanarak kimseyi savunduğu doğrularından dolayı ötekileştirmeyin. 

Yazıya ifade bırak !