“Cumhur İttifakı, günü birlik çıkar ittifakı değildir. Cumhur İttifakı 3-5 belediye daha fazla kazanmak için kurulmuş değildir. AK Parti, MHP hep birlikte bir bütün olacağız. Konsolide olacağız. Herhangi bir ayrım yok.” Bu ve benzer söylemler Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından sıkça dile getiriliyor ve Cumhur İttifakının önemine vurgu yapılıyor. Yerelde de milletvekilleri ve teşkilatlar bu ittifakın ruhuna uygun olarak birlikte hareket ediyorlar. Tepedeki uyum, yerelde bazen “çıkarların” çatışmasından dolayı çatlak seslerin çıkmasına sebep oluyor… Ama bakın bu çatlak seslere nasıl müdahale ediliyor.
Hatırlayın geçtiğimiz dönem MHP Çanakkale İl Başkanı sosyal medya hesabı üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atadığı bürokratları hedef alan açıklamalar yapmış, seçimlere giderken de düzenlediği bir toplantıda “iktidarın günahlarının ortağı değiliz” ifadelerini kullanmıştı. Cumhur İttifakının ruhuna uygun olmayan bu açıklamalara konunun muhatapları kamuoyu önünde tek laf etmediler. AK Parti İl Başkanı, milletvekilleri çıkıp aynı tonda açıklama yapamazlar mıydı, elbette ki yapabilirlerdi ama “AK Parti, MHP hep birlikte bir bütün olacağız” ilkesi gereği varsa bir mesele konuşulması gereken yerde konuşulmalı dediler ve orada konuştular.
Cumhur İttifakında meseleye bu denli sahip çıkılıyorken Millet İttifakında ise durum tam tersine… Millet İttifakının Çanakkale’de ki vitrini olan Çanakkale Belediyesi sürekli “Millet İttifak Çatırdıyor” haberleriyle sıkça gündem oluyor. GİK Üyesi Rıdvan Uz’un, Ülgür Gökhan’ı hedef alan açıklamaları malumunuz…
Ocak ayı belediye meclis toplantısında İyi Partili Burak Kunt ile CHP’li Ülgür Gökhan tartışması ise yeni bir “Millet İttifakı Çatırdıyor” haberinin daha servis edilmesine sebep oldu. Tartışmanın içeriğinin ne olduğu, kimin haklı olduğu hiç önemli değil, önemli olan “biz kardeşiz” diyenlerin kamuoyuna yansıyan kavgası zaten kimse de bunlar neden kavga ediyor diye sormadı, sormayacak!
İyi Partinin belediye meclisini terk ettiği toplantının hemen ardından İyi Parti İl Başkanlığı yaptığı “Maalesef demokrasi bazı bedenlere yük gelebilir belki de kendi çıkarları için millet ittifakı iki partimizin ve kıymetli genel başkanlarının ülke yararına atmış olduğu adımları anlamamış olabilir” açıklamasıyla gerilimin daha da artmasına sebep oldu. CHP İl Başkanlığı ise yaptığı açıklamada konuyu “aile içi küçük bir tartışma” olarak yorumladı. Son açıklama ise İyi Parti GİK Üyesi Rıdvan Uz ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’den geldi onlar da “orta yollu” bir açıklama yaparak konunun üstünü örtmeye çalıştılar.
İyi Parti tarafı bizim eleştirilerimizde, hedefimizde Millet İttifakı yok, Ülgür Gökhan var, o ittifakın ruhuna sahip çıkmıyor! Çanakkale tarihinde en yüksek oyu bizimle yol yürüdüğü için aldığını unutuyor diyorlar. Ülgür Gökhan ise ittifakı unutan, belediye başkan yardımcılığı talepleri kabul görmediği için kavga eden onlar, benim kimseyle kavgam yok diyor…
Dikkat ederseniz tartışma sonrası açıklamalar ardı ardına geliyor. Ortaya çıkan tablo gösteriyor ki bu ne ilk ne de son “Millet İttifakı Çatırdıyor” haberi olacak… Kimse haklılığından vazgeçmiyor. Oysa taraflar haklılıklarından iki tutam kesip kurban etseler bütün mesele çözülecek.
Bir yanda Cumhur İttifakının birlikteliği diğer yanda Millet İttifakının kavgaları. Güzel sözdür, “kavgalı eve kimse kız vermez…” Vatandaş oyunu kavga edenlere vermez. Çünkü insanlar kavga seyretmeyi sever, kavga edeni sevmez... İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e “evine dön” çağrılarının yapıldığı böylesi bir dönemde CHP’lilerin millet ittifakına çok daha fazla sahip çıkmaları gerekirken bu şekilde gündem olmaları Kılıçdaroğlu’nun “dostlarımızla iktidar” olacağız rüyasının suya düşmesine sebep olacak…
Sözde Tartışma
Son olarak kamuoyunda “sözde” tartışmaya kısa bir değerlendirme yapmak isterim. CHP neden yıllardır %25’i aşamıyor? Neden Doğunun, Güneydoğunun birçok şehrinde CHP neredeyse yok? Cevabını Kılıçdaroğlu “Sözde Cumhurbaşkanı” diyerek verdi...
Kılıçdaroğlu’nun “sözde Cumhurbaşkanı” çıkışı geçtiğimiz günlerde CHP’li Fikri Sağlar’ın “başörtüsü” çıkışından çok da farklı değil! İkisi de toplumun büyük bir kesiminin tercihlerine saygı duymuyor, ötekileştiriyor!
Kılıçdaroğlu iki kişiden birinin oyunu almış, seçilmiş Cumhurbaşkanına “sözde” deyince, o iki kişiden birinin oyunu alacağını gerçekten düşünüyor mu? O iki kişiden birinin oyunu almadan iktidar olamayacağını biliyordur sanırım...