Özeleştiri kültürünü bastırmak veya bu mekanizmadan istifade etmemenin neticesi; kokuşmuşluk, gericilik, statükoculuk, hataların kutsallaştırılmasıdır. Nihai nokta kendi eli ile kendi ipini çekmektir. Gücü elinde bulunduran her kim olursa olsun özeleştiri kültüründen adım adım uzaklaşıyor. Peki ideal olanı savunanlar ne yapıyor? Bakın muhalefetin içler acısı haline… Vatandaşlar muhalefeti toplumsal sorunların çözümünde temel bir aktör olarak görmek yerine kendi yarasına merhem bulmaktan aciz olan bir kurum olarak görüyor. Evet, gerçekten muhalefetin haline baktığımızda aklımıza şu söz geliyor; “Kelin ilacı olsaydı kendi kafasına sürerdi.”
Bakın Çanakkale örneğine…
40 yıldır CHP’de ana kademlerde görev yapmış olan Nejat Önder istifa sonrası AK Parti grubundaki konuşmasında dedi ki; “Beni bugün AK Parti saflarına getiren, gelmemde ki en büyük etkenlerden bir tanesi, bizim partimizde Atatürk lazım olduğunda sahip çıkılıyor. “Atatürk” demekten yüksünen üst düzeyde partililerimizin çoğalmış olması, PYD ile komşuluğa bile razı olan genel başkan yardımcılarının olmasından dolayı bundan böyle siyasi yaşamıma AK Parti saflarında devam edeceğim.”
Kimse bu sözler karşısında tek kelime etmedi. CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural basın toplantısı yaptı “ihanet, kumpas” dedi konuyu kapattı. Bu kadar mı yani… Aslında Ural çok şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor! Susmasına rağmen, CHP içinde ellerinde “sopayla” gezen bir grup tarafından onca itibar suikastına maruz kalıyor, bir de konuşursa başına gelecekleri az çok görüyor…
Görünen o ki CHP bu mevzuyu “kafasını kuma sokarak” unutmaya, unutturmaya çalışacak. Ne Ülgür Gökhan ne Muharrem Erkek çıkıp; “hayır efendim bizim partimizde Önder’in iddia ettiği gibi bir durum yok zaten öyle olaylar da yaşanmadı” diyemeyecek! Özgür Ceylan’ın ise zaten Çanakkale diye bir gündemi yok o CHP genel merkezinin “soru önergeci vekili” zaten…
Peki CHP’nin yol arkadaşı, Millet İttifakının ortağı İyi Partinin Çanakkale komiseri Rıdvan Uz bu konuda herhangi bir şey söylemeyecek mi? Rıdvan bey konuşur, inisiyatif alır “aman şu küsmesin, bu darılmasın” demez. Öyle ki belediye başkanı Ülgür Gökhan’a kamuoyu önünde en sert eleştirileri yapan kendisidir…Bizim Rıdvan Uz’un milliyetçiliğinden zerre şüphemiz yok. Biz biliyoruz ki Uz’un, Atatürk demeyi yük olarak görenlerle, PYD komşumuz olsun diyenlerle işi olmaz. Rıdvan Uz bizim bildiğimiz Rıdvan Uz ise eğer bu meselede topa girip “kral çıplak” demelidir, susmamalıdır!
CHP’de ki sorunu daha önce ifade ettim; “Rant sadece belli bir grubun elinde istediklerini koltuğa oturtuyor, istemediklerine kapıyı gösteriyorlar. İstediklerini işe alıyor istemediklerinin küçük bir işini dahi çözmüyorlar.” Kimse de bunlara çıkıp “siz ne yapıyorsunuz?” diye soramıyor! Çünkü herkes bir şekilde o ranta ortak olmak istiyor. Susmayanlar ranta ortak olmayanlardır. Susmayanlar ranta olmak istemeyenlerdir. Susanlar ise...
Rıdvan Uz böyle bir çıkış yaparsa ne mi olur?
Çanakkale’de ki CHP tabanı, Nejat Önder’in duyduğu rahatsızlıkları duyuyor ve gidecek bir yer bulamıyor. Uz susmaz konuşursa iddia ediyorum bir önceki seçimden çok daha fazla oy alır. Bu sefer 24 saat değil, 5 yıl milletvekili olabilmenin kapısını aralamış olur…