Bolu Kartalkaya’daki otel yangını, Türkiye genelinde güvenlik alarmı verilmesine neden oldu. Haklı bir gerekçeyle başlayan bu süreç, Çanakkale’de otel denetimlerinin hem usul hem de teknik açıdan bir kaosa dönüşmesiyle bambaşka bir boyuta evrildi. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ÇTSO) yapılan toplantı, sektör temsilcilerinin çaresizliğini ve teknik muhatap eksikliğini gözler önüne serdi. Denetimlerin uygulanış biçimi, süre kısıtlamaları ve özellikle teknik sorunlara dair çözümsüzlük, turizm sektörünü tehdit ediyor. Dikkatimi çeken bazı noktaları ve bu toplantının çarpıcı detaylarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Denetim “Baskın” Gibi, Teknik Rehberlik Yok
Öncelikle, denetimlerin yapılış şekli rahatsız edici. Belediye, Turizm İl Müdürlüğü ve Emniyet’ten 12 üniformalı görevli, adeta bir operasyon havasında otellere giriyor. Rutin bir denetim için bu kadar kalabalık bir ekip, turistlerin huzurunu kaçıran tuhaf bir tablo yaratıyor. Ancak asıl mesele, bu denetimlerin teknik bir rehberlikten yoksun olması. Otelciler, eksikliklerini gidermek istiyor, ama kime soracaklarını, neyi nasıl yapacaklarını bilemiyorlar. Toplantıda bu çaresizlik, defalarca dile getirildi.
15 Günlük Süre: Teknik Olarak İmkânsız
Denetimlerde tespit edilen eksikliklerin 15 günde giderilmesi isteniyor. Ancak teknik gerçeklikler, bu sürenin saçmalığını ortaya koyuyor. Akol Hotel’den Ali Akol’un dediği gibi, “20-30 senelik güncellemeler 15 günde nasıl telafi edilsin?” Örneğin, yangına dayanıklı kapılar gerekiyor, ama Türkiye’deki üreticiler bu talebi karşılayamıyor; siparişler 2-3 ayda teslim ediliyor. Kolin Otel’den Tuna Çevik, normalde itfaiyenin 3 ay ile 1 yıl süre verdiğini, ama Bolu sonrası bu sürenin 15 güne düştüğünü söylüyor. Teknik altyapı, tedarik zinciri ve uygulama süreçleri düşünüldüğünde, bu süre bir fanteziden ibaret.
Teknik Muhatap Bulunamıyor: Sorular Cevapsız!
Toplantının en çarpıcı yanı, otelcilerin teknik bir muhatap bulamaması. Meclis Üyesi Armağan Aydeğer’in isyanı bu sorunu özetliyor: “Yangın önlemleri için soru soracak bir mekanizma yok.” Mesela, yangına dayanıklı boyalar veya alternatif teknolojiler kullanılsa, bunu kim onaylayacak? Udi Otel’den Serhat Doğu’nun tepkisi çarpıcı: “Çatının yanmaz olduğunu ispatla diyorlar. Belgeleri sunsam, kim ‘Doğru’ diyecek?” Çatı kaplamada kenet sistem veya yanmaz boyalar gibi çözümler mevcut, ama bunları kabul edecek bir komisyon yok. Otelciler, itfaiyeden imara, imardan başka bir birime yönlendiriliyor; sonuçta teknik bir doğrulama alamıyorlar. Bu belirsizlik, sektörü felç ediyor.
Eski Yapılar ve Yeni Yönetmelikler: Teknik Uyumsuzluk Çözümsüz
Çanakkale’deki otellerin çoğu 1970’ler, 1980’ler gibi eski dönemlerde inşa edilmiş. Bu binalar, günümüz yönetmeliklerinin teknik gerekliliklerini karşılayacak fiziki koşullara sahip değil. Güven Hotel’den Zeki Şen’in serzenişi durumu netleştiriyor: “Tarihi binalarda yangın kapısı koyacak yer yok.” Peki, çözüm ne? Binalar yıkılıp yeniden mi yapılacak? Yoksa mevcut yapılara uygun teknik alternatifler mi sunulacak? Örneğin, Parion Hotel’den Özgür Karakaş, eski yapıların yeni standartlara uyumunun teknik olarak imkânsız olduğunu söylüyor. Ancak bu fiziki gerçeklikleri dikkate alan bir yaklaşım yok. Daha vahimi, geçmişte bir otelin kazan dairesinde kolonların kesildiği biliniyordu; o otel hâlâ hizmette. Teknik ihmaller neden yangın sonrası hatırlanıyor?
Teknolojik Çözümler Tartışılamıyor
Teknolojinin sunduğu fırsatlar da değerlendirilemiyor. Aydeğer’in belirttiği gibi, boya teknolojisi veya yangın önleme sistemleri hızla gelişiyor. Otelciler, “Bu boyayı kullansam geçerli olur mu?” diye soruyor, ama cevap verecek kimse yok. Gizem Pansiyon’dan Sezgin Yonar’ın yaşadığı çelişki, bu absürtlüğü gözler önüne seriyor: “Çatı için yanmaz boya kabul ediliyor, ama kapılarda neden edilmiyor? 200-300 bin TL harcayıp çatı yapsam, sonra ‘Bu olmaz’ derlerse ne olacak?” Teknik bir komisyon olmadan, bu sorular havada kalıyor. Otelciler, ellerinden geleni yapmaya hazır, ama yönlendirme eksikliği yüzünden kilitlenmiş durumdalar.
Çözüm Önerileri: Teknik Komisyon ve Makul Süre Şart
Toplantıdan çıkan sonuç, otelcilerin iyi niyetle hareket etmeye hazır olduğu, ama teknik destek ve makul süre istediği. Bozcaada’da Kaymakamlık, STK’larla iş birliği yaparak süreyi 15 Mayıs’a uzatmış; bu, uygulanabilir bir model. ÇTSO Başkanı Selçuk Semizoğlu’nun sorusu ise kritik: “Oteller kapanırsa turistler nerede kalacak?” Teknik sorunların çözümü için acilen bir komisyon kurulmalı. Bu komisyon; itfaiye, imar ve yangın uzmanlarından oluşmalı, otelcilere rehberlik etmeli ve eski yapılara uygun alternatifler sunmalı. Ayrıca, eksikliklerin aşamalı giderilmesi, sipariş belgeleriyle takip edilerek süre uzatımı sağlanmalı.
Son Söz: Teknik Çözümsüzlük Turizmi Bitirmesin!
Bolu’daki yangın, güvenlik önlemlerini zorunlu kıldı; bunda hemfikiriz. Ama Çanakkale’deki denetim kaosu, teknik çözümsüzlükle birleşince turizmi baltalama riski taşıyor. 15 günde mucize beklemek, tedarik zincirini hiçe saymak, eski yapıların gerçekliğini görmezden gelmek ve otelcilere teknik rehberlik sunamamak, bu süreci bir krize dönüştürüyor.