Çanakkale Belediyesi’nin eski hal binasının satışı süreci, sadece bir gayrimenkul satışı meselesi değil, aynı zamanda siyasetin halk yararına nasıl yapılması gerektiğini gösteren bir turnusol kâğıdı oldu. İYİ Parti’nin Çanakkale Belediye Meclisi’ndeki kararlı duruşu ve kamuoyu baskısı sayesinde, bu arazi ilk ihaledeki 78 milyon TL’lik bedelin neredeyse iki katına, 142 milyon TL’ye satıldı. Evet, tam 64 milyon TL farkla Çanakkale halkının cebine geri döndü bu para
İYİ Parti’nin Haklı Mücadelesi
İYİ Parti Grup Başkanvekili Av. Emirhan Şahbaz ve Belediye Başkan Adayı Burak Kunt’un ihale sonrası yaptıkları açıklamada ki sözleri, bu sürecin nasıl bir mücadeleyle kazanıldığını gözler önüne seriyor. Şahbaz’ın, “Kimse bizlerden kuzu gibi bir muhalefet yapmamızı beklemesin. Bizler bu milletin, bu kentin hakkını savunmak için yetkilendirilmiş meclis üyeleriyiz,” demesi bu grubun siyaset anlayışını özetliyor: Halkın çıkarını koruma odaklı, tavizsiz bir duruş. Kunt ise, “Burası artık satıldı. Bugünden sonra hep birlikte takip edilecek nokta, bu paranın hangi yatırım için harcanacağı olmalıdır,” diyerek meseleyi sadece satışla sınırlı tutmayıp, sürecin devamında da halk adına denetim yapacaklarını ortaya koyuyor. Bu, siyasetin sadece eleştiri değil, aynı zamanda yapıcı bir vizyon gerektirdiğini gösteriyor.
Benim yorumum açık: İYİ Parti’nin bu süreçteki tutumu, Çanakkale’ye hem maddi hem manevi bir kazanç sağladı. Apar topar 78 milyon TL’ye satılmak istenen bir arazi, Şahbaz ve Kunt’un baskısıyla iptal edilip, yeniden ihaleye çıktığında 142 milyon TL’ye alıcı buldu. Bu 64 milyon TL’lik fark, Çanakkale halkının cebinden çıkıp birilerine peşkeş çekilmekten kurtuldu. Üstelik bu süreçte, iktidarı “kupon arazi” ve “yandaşa kıyak” diye eleştiren CHP’li yönetim, tam da bu ithamlara uygun bir tablo sergiledi. CHP’lilerin halkın 64 milyon lirasını göz göre göre sermaye gruplarına peşkeş çekmesi, kamuoyu önünde utanç verici bir gerçek olarak ortaya çıktı.
Başkan Yalakasının Arsız Savunması
Bu süreçte CHP cephesinden gelen tepkiler ise ibretlik. Belediye Meclisi’nde iki dönemdir meclis üyeliği yapan ve kamuoyunda “başkan yalakası oktroll” diye nitelendirilen Egemen şeysi şahsın, sosyal medya üzerinden Şahbaz ve Kunt’a, “Kendinize pay çıkarmayın, ihaleyi biz iptal ettik,” diye çıkışması tam bir arsızlık örneği. Sanki ihale iptali, İYİ Parti’nin aylardır süren mücadelesi, basın açıklamaları ve halkın baskısı olmadan kendi kendine olmuş gibi! “Arsız güçlü olunca, haklı suçlu olurmuş” atasözü tam da bu durumu tarif ediyor. Bu tiplerin bırakın özeleştiri yapmasını, böylesi savunmalarla süreci geçiştirmeye çalışması, bu aklın şeffaflık ve hesap verebilirlikten ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gösterdi.
Kazanan Çanakkale, Gelecek Hastane mi?
Sonuçta kazanan Çanakkale oldu. İYİ Parti’nin bu ekip çalışması, siyasetin toplum yararına nasıl yapılacağının dersini verdi. Ancak hikâye burada bitmiyor edindiğim bilgilere göre, 142 milyon TL’ye araziyi alan firma, burayı tüm Çanakkale halkına hizmet verecek bir özel hastane projesi için değerlendirmeyi planlıyor. Çanakkale’de hastane ihtiyacının ne kadar büyük olduğunu hepimiz biliyoruz. Tabii ki “Buraya hastane yapılamaz” diye itiraz edenler çıkacaktır. Hemen hatırlatayım: 17 Burda AVM’nin yapıldığı yer için de “Hava mania sahası içinde, buraya AVM olmaz” deniyordu. Ancak firma, hava mania kurallarına uygun bir proje geliştirdi, belediye meclisi imar tadilatını yaptı ve proje hayata geçti. Demek ki niyet olursa, prosedürler bir şekilde çözülüyor. Yeter ki Çanakkale’ye gerçekten halkın faydasına bir yatırım gelsin. Ben bu noktada iyimserim: Eğer bu araziye bir hastane yapılırsa hem istihdam artar hem de sağlık hizmetlerinde önemli bir eksiklik giderilmiş olur.