Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek’in, AVEC firmasına satılan arsa hakkında yaptığı açıklamalar, satış sürecindeki soru işaretlerini gidermek yerine daha da artırdı. Başkan Erkek’in açıklamasını detaylı şekilde incelediğimizde, sürecin neden bu kadar eleştiri aldığını ve açıklamanın hangi noktalarda yetersiz kaldığını daha net görebiliyoruz. Öncelikle açıklamanın öne çıkan noktalarını ele alalım;
Muharrem Erkek’in Açıklaması: “Atıl Durumda, Projemiz Yok”
Başkan Erkek, söz konusu taşınmazın “atıl durumda” olduğunu ve belediyenin burasıyla ilgili herhangi bir projesinin bulunmadığını belirtiyor. Havaalanı mania alanı içinde yer aldığı için çeşitli sınırlamalar bulunduğunu ve bunun arazinin değerini düşürdüğünü savunuyor. Ayrıca satışın şeffaf bir şekilde gerçekleştirildiğini ve eksper raporlarına uygun şekilde sonuçlandığını ifade ediyor.
Ancak bu açıklamalar bir dizi kritik soruya yanıt veremiyor:
1.“Atıl Durumda” İfadesi Gerçeği Yansıtıyor mu?
Bu taşınmazın atıl bir alan olmadığını, çevresindeki benzer nitelikteki arsaların milyonlarca lira değerinde el değiştirdiğini biliyoruz. Hemen yakınında yer alan ve neredeyse aynı büyüklükteki bir arsanın 225 milyon liraya satılmış olması, “atıl durum” ifadesinin en azından tartışmalı olduğunu gösteriyor. Hava mania alanı içinde olsa bile, bu alanın gelecekte bir proje geliştirilmesi açısından ne kadar kıymetli olduğunu göz ardı etmek, belediyecilik vizyonuyla bağdaşmıyor.
2.Belediyenin Görevi Proje Geliştirmek Değil mi?
Başkan Erkek, burasıyla ilgili projelerinin olmadığını ve yatırımcılara açık hale getirilmesini savunuyor. Ancak belediyenin asli görevi, böylesi kıymetli alanlar için uzun vadeli planlar yaparak halkın yararına en iyi şekilde değerlendirmektir. Bir önceki belediye başkanı Ülgür Gökhan’ın kat karşılığı modeliyle kamu faydasını maksimize eden yaklaşımı, bugünkü durumla açık bir tezat oluşturuyor. Örneğin, İstek Koleji’nin bulunduğu alan da aynı mania sınırlamaları içindeydi; ancak bu alan hem eğitim ihtiyacına cevap verecek hem de sürekli gelir sağlayacak bir projeyle uzun dönem kiralama yap işlet devret modeliyle değerlendirilmişti.
Şeffaflık Sorunu ve İhale Sürecine Eleştiriler
Başkan Erkek, satış sürecinin şeffaf olduğunu ve eksper raporlarına göre hareket ettiklerini söylüyor. Ancak bu noktada ciddi eksiklikler bulunuyor:
İhale Sürecinin Duyurusu Yetersizdi, Rekabet Yoktu
Çanakkale Belediyesi, geçtiğimiz aylarda birkaç daire satışını duyurmak için her yere afişler asmışken, bu kadar değerli bir taşınmazın satışı için aynı özeni göstermedi. Halkın tamamının bilgi sahibi olmasını sağlayacak bir duyuru mekanizması neden işletilmedi?
İhaleye sadece üç firmanın katılması ve tekliflerin neredeyse aynı seviyede olması, sürecin rekabete açık olmadığı izlenimini güçlendiriyor. 1. Teklif 76 milyon, 2. Teklif 76 milyon 200 bin, 3.Teklif 77 Milyon teklifler arasındaki farkın birkaç yüz bin lira gibi düşük bir seviyede olması, aralarında önceden bir anlaşma olduğu şüphesini artırıyor. Bu ihalede olmamıştır ama diyelim ki ihaleyi kazanan firmanın, belediye yetkilileriyle bu arsanın satışı konusunda önceden görüşmüş olması, ihaleye teklif veren firmaların oturup anlaşmış olması gibi bir durum yarın öbürgün ortaya çıkarsa bu ihaleye fesat karıştırmaya girer ve bu satışa onay veren encümen üyeleri ve altında imzası bulunan tüm belediye çalışanları ağır cezada yargılanır ve maazallah çok büyük cezalara çarptırılırlar demedi demeyin… Belediye bu ihaleyi “yeterli rekabet şartları” oluşmadı diyerek hemen isterse hemen iptal edebilir.
Mania Alanı Bahane mi?
Başkan’ın “Havaalanı mania alanı içinde” açıklaması, alanın değerini düşürmek için öne sürülmüş bir gerekçe gibi görünüyor. Ancak, bu alanın mania kısıtlamalarına rağmen konut imarına dönüştürüldüğünde 2.5 katlık bir imar hakkına sahip olduğu ve yaklaşık 18 bin metrekarelik inşaat alanı oluşturabileceği biliniyor. Basit bir hesapla, burada yapılacak 40 villanın yarısının belediyeye kalması durumunda bile belediyenin 200 milyon liradan fazla bir gelir elde edebileceği açıkça ortada.
Belediyenin Aciliyeti Nedir?
Piyasalardaki durgunluk dönemlerinde özel şahıslar bile mülklerini zararına satmaktan kaçınırken, belediyenin bu kadar aceleci davranmasının gerekçesi nedir? Eğer belediyenin acil bir finansman ihtiyacı yoksa, neden gelecekte daha büyük gelirler getirebilecek bir planlama yapılmıyor?
Halkın Malı Kime Emanet?
Başkan Muharrem Erkek’in açıklamaları, kamuoyunda oluşan tepkileri dindirmekten uzak. Böylesi değerli bir taşınmazın yok pahasına elden çıkarılması, sadece ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda halkın belediyeye duyduğu güveni de zedeleyen bir durumdur.
Bir hatırlatma Mayıs 2017’de Kepez’de bulunan 30 bin metrekarelik Toprak Mahsulleri Ofisine ait arazi ilgili genel müdürlük tarafından ihaleye çıkarılmıştı. İhaleye birçok firma katılmış 1. AVEC, Mehmet Cengiz İnşaat ise 2. Olmuştu. Ömer Faruk Mutan ve Ülgür Gökhan basın toplantısı düzenlemiş kamuoyu oluşturmuş “burası yok pahasına satılıyor durdurun” demişti ve ihale iptal edilmişti…
Bu süreçte başta belediye başkanı olmak üzere, tüm belediye meclis üyeleri ve ilgili bürokratlar kamuoyuna kapsamlı bir açıklama yapmak zorundadır. Çanakkale halkı, bu satışın ardındaki gerçekleri öğrenmeyi hak ediyor. Aksi halde, bu tür olaylar sadece maddi kayıplarla kalmaz, aynı zamanda halkın güveninin de geri dönüşsüz şekilde kaybedilmesine neden olur.
Unutulmamalıdır ki, Çanakkale’nin değerleri, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda etik ve kültürel bir mirastır. Bu mirası korumak, bir belediye başkanının en temel sorumluluğudur. Ne demişti Alev Alatlı; “Her yasal hak helâl değildir.”