Çanakkale Turizmi Yunan Adalarına Kurban mı Ediliyor?
Geçtiğimiz gün turizmci bir dostumla yaptığım sohbetten aldığım önemli bir notu paylaşmak isterim. Yunan adalarına vizesiz seyahat “müjdesinin” bu haliyle doğru bir uygulama olmadığını anlattı ve şu detayları verdi: Karar sonrası Yunan adalarına giden Türk turistlerin sayısı üç katına çıktı. Her bir ada ziyareti için Yunan makamlarınca 1 ila 7 gün geçerli olacak vize verilecek. Vizesiz dedikleri şey aslında kapıda vize; kapıda vize alabilmek için 60 euro ödemek gerekiyor. Kapı vizesi alabilmek için en az 6 ay geçerliliği olan bir pasaport, 2 biyometrik fotoğraf, seyahat masraflarını karşılayacak kadar bakiyenin bulunduğu 3 aylık banka hesap dökümü, otel rezervasyonu, feribot bileti, yolculuk sağlık sigortası, kimlik fotokopisi ve başvuru formu ile pasaportta KKTC vize damgasının bulunmaması gerekiyor.
Öncelikle, politik olarak veren taraf olduğumuz Yunanistan’ın KKTC vize damgasının bulunmaması şartını görmezden gelmeyi doğru bulmuyorum. Şimdi sormak isterim, Bozcaada’ya, Ege'deki diğer noktalara giden yerli turistlerimiz tercihlerini Yunanistan’dan yana yapacaklar ve bu Çanakkale için Türkiye için milyonlarca kayıp demek. Peki, bizim bundan kazancımız ne olacak?
Bugün Assos’ta, Bozcaada’daki otel sahipleriyle konuştuğunuzda sezonun çok iç açıcı olmayacağından bahsediyorlar ki 2023’ü çok kötü kapatmışlardı. Belli bir zümreyi mutlu edeceğiz diye alınan bu karar, şu anki ekonomik koşulları dikkate aldığımızda ne kadar doğru? Ticaret dediğimiz şeyin karşılıklı olması gerekmez mi? Gönderdiğimiz kadar turist alacaksak buna alkışlayalım ama almadan verilen bu anlaşmayı bir zafer gibi pazarlamak doğru değil. Biraz da özeleştiri yapalım, otel ve restoran işletmecilerimizin şımarıklığı, tesisi kalitesinin her geçen düşmesi, fiyatların anlamsız şekilde fahişliği, porsiyonların küçüklüğü gibi konular ise ayrıca konuşulması gereken çok önemli başlıklar. Bu konuda konuşması ve adım atması gerekenler ise yine turizimciler ilgili STK'lar bunları gündem yapmalılar.
Modern Gecekondu Tiny Houselara Yasak Geldi!
İnternette “Tiny House” başlığıyla arama yaptığınızda yüzlerce firmanın cazip teklifleriyle karşılaşıyorsunuz. Filmlerde gördüğümüz sevimli yaşamı vadediyorlar; oysa ki hikaye anlattıkları gibi değil. Bozcaada örneğine bakalım; Bozcaada’da Tiny Houselar adayı adeta istila etmeye başladı. Ancak, bu yapıların kontrolsüz ve plansız şekilde yayılması, ciddi hukuki ve çevresel sorunları beraberinde getirdi. 2021 yılından bu yana uygulanan kısıtlamalar yetersiz kalınca, Bozcaada Belediyesi daha sıkı önlemler alma kararı verdi.
Tiny House’lara elektrik, su ve fosseptik hizmeti verilmeyecek.
Tarım arazilerine Tiny House kurulması yasaklandı.
Tiny House’lar ve konteyner evler mühürlenmeye başlandı ve hukuki süreçler hızla başlatılacak.
Bu yasaklamanın ve denetimin Çanakkale’nin dört bir yanında yapılması gerekiyor. Çünkü Tiny House'ların yaygınlaşması, modern gecekondu krizini doğurdu. Birçok kişi, hukuki boyutunu göz ardı ederek tarım arazilerine veya imarlı arazilere izinsiz Tiny House yerleştiriyor. Bu da idari yaptırımlar ve ceza davalarıyla sonuçlanıyor. Bu yapılarla ilgili kamu kurumları, savcılığa suç duyurusunda bulunarak, "imar kirliliğine neden olmak" suçundan şikayetçi oluyorlar. Açılan dava sonucu 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve yüz günden bin güne kadar adli para cezası veriliyor ve yapılar yıkılıyor.