AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider ’in partisinin belediye başkan adaylarının tanıtıldığı toplantıdaki konuşmasında altını çizdiğim noktaları ve Gelibolu’dan verdiği “Bizden Görünüp, Onlara Çalışanlar da Olacak”mesajının detaylarını paylaşacağım.
Öncelikli bir paragraflık kısa değerlendirme yaparak yazıya başlamak isterim. AK Parti Çanakkale merkezde “matematik olarak” belki de hiç olmadığı kadar seçimi kazanmaya yakın. Fakat bu matematik çözülmesi gereken çok bilinmeyenli bir denklem gibi! Daha önce yazmıştım; “…unutulmaması gereken bir şey var Çanakkale’de seçmen sadece projelere oy vermiyor ideolojik bir bakış açısı var. Bunun için ayrıca ve özel bir çalışma yapılması gerekiyor. Proje ekibinin içinde psikologlar, sosyologlar, felsefecilerin de olması gerekiyor…” Yani tek başına projelerden bahsetmeniz, “biz daha iyisini yapacağız” demeniz yeterli olmuyor dolayısıyla bu denklemi çözmek için her geçen gün zaman azalıyor. Ayrıca “Biz daha iyisini yapacağız” konusunda da geç kalınıyor, AK Parti Çanakkale adayını 7 Ocak’ta açıkladı seçimden 82 gün önce bu çok büyük bir avantaj fakat 9 Mart’ta proje lansman toplantısı yapılacağı duyuruldu yani seçime 21 gün kalarak.”
Rakipler Mindere CHP’nin Hiç Şansı Yok
Gelelim Ayhan Gider’in verdiği mesajlara; “Rakipler mindere gelirse Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiç şansı yok. Neden şans yok söyleyeyim mi? Cumhuriyet Halk Partisi belediye başkanı 3 dönem değişmeden ancak bir tane hizmet binasını yaptı. O da bizim sağladığımız kredilerle. Peki bunun karşılığında onlar 3 dönem yaptığında biz ne yaptık? Bir dönemde köprü bitti, birisi Boğaz Köprüsü, öbürü hizmet binası…” Peki rakipler mindere gelir mi? Rakipler gelmeyecek orasını daha önceki seçimlerden biliyoruz. Dolayısıyla kartları seçmen üzerine oynamak gerekiyor o zaman tekrar edeyim; “….proje ekibinin içinde psikologlar, sosyologlar, felsefecilerin de olması gerekiyor…”
Bizden Görünüp, Onlara Çalışanlar da Olacak
Ayhan Gider’in Gelibolu’da “Bizden Görünüp, Onlara Çalışanlar da Olacak” diye altını çizdiği konuşmasındaki dikkat çeken bölümü paylaşarak bitiriyorum. “Muhakkak ki bizden görünüp, onlara çalışanlar da olacak. Çünkü menfaat çeteleri tektir. Onların partisi yoktur, onların doğrusu yoktur, onların milleti yoktur, onların milliyeti yoktur, onların inançları yoktur. Onların inançları da milliyetleri de dertleri de kendileridir. Eğer kendilerinin olmayacaksa, yemeyeceği yemeği zehirlemek isterler. Bunun peşine düşecekler. Biz bunların hiç birine aldırmayacağız, hiç birine cevap vermeyeceğiz. İftiralar atacaklar, çoluğunuza çocuğunuza bulaşacaklar. Bunun sebebi şu, sizi susturmak. Kendi iddialarıyla uğraşırken, onlar seçimi alıp gitmek isteyecekler. Eğer siz onların iddialarına cevap vermeye kalkarsanız, vakit geçirirsiniz. Hiç takmayacaksanız. Eğer bu salonu dolduranlarla ilgili bir iddia varsa yıllardır söyleselerdi. Bundan sonraki iddiaların tamamı iftiradır. Onun zamanı bugün değil.”
Son söz; “Kutuplara ayrılmış bir toplumda haklı gördüğün bir tarafı savunmak veya haksız bulduğun bir kesimi eleştirmek hak ve adalete hizmet etmiyor. Aksine, kutuplaşmayı artırıyor ve her kesime fayda sağlayacağın objektif hitap gücünü elinden alıyor... Bazen hak adına susmak gerekir...