Türkiye’mizde her bireyin konumu, makamı neyi elveriyor ise iyilik yapma ve kötülük işleme potansiyeli de o kadar oluyor.
Mesela şimdilerde bir partinin genel başkanı olan ve dürüstlüğü yere göğe sığdırılamayan bir zatın, yakın geçmişte Sosyal Güvenlik Kurumunda Genel Müdür seviyesinde iken, 30.04.2008 tarihinde yürürlüğe giren SGK kanunundan bir gün önce 14 yaşındaki oğlunun ve 18 aylık torununun sigortalı olduğu anlaşılalı henüz on beş sene oldu. Yeşilçam filminden alınan bir replikle “ ben Kemal geliyorum ” diyerek siyasi rakibine korku salan bu zat, “ bu eylemin etik olmadığını, ancak bu durumun torununu sevme hakkını elinden alamayacağına ” dair görüşünü, kamuoyuna şirin bir şekilde deklare edebilme başarısını göstermiştir.
Böylece buradan bakılınca aslında insani bir duygu olan torun sevme hakkını, bulunduğu konumu kötüye kullanarak, bence iyi yönetmiştir.
Yani anlayacağınız, en dürüstümüz dahi hatadan, kusurdan ari değildir. Zira hepimiz insanız.
O bakımdan yaklaşan genel seçimler esnasında toplum olarak birbirimize hitap ederken, laf ile taş atarken, İncil’de geçen Hz. İsa kıssasından esinlenerek kendi günahlarımızın da akla gelmesinde fayda var. (Yuhanna 8: 7 )
Yaklaşan Genel Seçimler Üzerine Tarihe Bir Not …
14.05.2023 tarihinde yapılacağı açıklanan seçimler, Türkiye’mizde siyasi rekabeti ve siyasi havayı ısıtacak iken, 06.02.2023 tarihinde ülkemizin 11 ilinde meydana gelen deprem felaketi nedeni ile ülke gündemi yaklaşık bir ay değişti.
Ancak siyaset bu, şişede durduğu gibi durmuyor. Deprem felaketi nedeni ile ülkenin tamamında deprem felaketi yaşayan 11 il için yapılan yardım faaliyetleri, yaraları sarma çabaları ikinci plana atılmaksızın, siyasi gündem de faaliyetine hiç ara vermedi.
Yaşanan felaket nedeni ile yitirdiğimiz vatandaşlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyorum. Ülke olarak bu felaketten ders alarak çıkmamızı ve geleceğimizi alacağımız bu dersler neticesi dizayn edeceğimizi umuyorum.
Gelinen noktada yaklaşan genel seçimler nedeni ile “Erdoğan’ın temsil ettiği partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi milletin oyları ile ortadan kalkacak” (iyiparti.org.tr) ön sloganı atılırken, kamuoyuna deklare edilen ve “ben Kemal geliyorum” diyen zatın, Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmesi yanında, Cumhurbaşkanı adayına monte edilen, partili Cumhurbaşkanı Yardımcılarına TÜRKİYE insanını razı etme çabasında ise en azından mesleki tabirle hukuka uyarlık yok. Zira beğenelim, beğenmeyelim yürürlükteki partili cumhurbaşkanlığı sisteminin yasal dayanağı var iken, muhalefet tarafından kamuoyuna Cumhurbaşkanı adayı ile birlikte deklare edilen sistemde ne yasal dayanak var, ne de tecrübe edilmiş bir örnek var.
Erdoğan’ın temsil ettiği partili sistemin Cumhurbaşkanı Yardımcısı (tccb.gov.tr) bir tane. Dolayısı ile bir tane partili Cumhurbaşkanına tahammül edemeyen muhalefet, kamuoyuna deklare ettiği yasal dayanaktan yoksun sekiz adet partili Cumhurbaşkanı Yardımcısına nasıl tahammül edecek?
Haklı olan yönleri de olan ve eleştirilen “tek adam rejimi mi” daha iyi yoksa “çok adam rejimi mi” daha iyi hep beraber görecek miyiz?/göreceğiz.
Geliyor mu gelmekte olan?
Hukukun içinde, sorumluluk bilinci ile en önemlisi sevgi ile kalın …