Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Türk Tipi Muhalefet

“Meral Akşener “Cumhurbaşkanlığına aday değilim, başbakanlığa adayım” dedi. “Hiçbir fani o koltuğu elinin tersiyle itemez” denilen makamı elinin tersiyle itti ve gemiyi limana çekti. Ben aday değilim dediğinde aslında adayın kim olacağını bir bakıma siz belirlersiniz. Çok önemli stratejik bir hamle yaptı.” Bu değerlendirmeyi 2022 Ocak ayında Rıdvan Uz bir kahve sohbetimizde yapmıştı, kendisine katıldığımı söylemiştim. Fakat yaşananlar ortada…  Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıktı ve “Geldiğimiz noktada İYİ Parti bir kıskaca alınmış, bir dayatmaya mecbur bırakılmış, ölümle sıtma arasında bir tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Devşirme siyasetin hınk deyicisi olamayacaktır. Ne bir kumar masasında ne de bir noter masasında olmayacağız. Ya tarih olacağız ya tarih yazacağız…” dedi. Dostlar Alışverişte Görsün” Formülüyle Çözüldü Belki üslubunu, bugüne kadar gelinen süreçte bu “sorunu neden halletmediklerini” eleştirebiliriz ama Akşener, söylediklerinde sonuna kadar haklıydı. Kazanacak aday diyordu ve Kılıçdaroğlu kazanacak aday değildi. Fakat kamuoyu baskısı Akşener’in bu kararlığını daha fazla sürdürmesine müsaade etmedi ve teslim olmak zorunda bıraktı. Masaya yeniden dönme şartı olan İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın adaylığı konusu ise “dostlar alışverişte görsün” formülüyle çözüldü. Siyasetin sadece matematiği, hesabı yok, bir de mantığı, hukuku, ahlakı olmalı ama, durum ortada. Sonunda siyaseti yapan insan. İnsan bu anlamda donanımlı değilse, onun yaptığı da ona benziyor.  Birbirlerini Nasıl Bir Nefretle Sevdiklerini Gösterdi Bu süreç bize iki şeyi çok açık ve net olarak gösterdi. Parlamenter sistemin, koalisyon hükümetlerinin ne denli ucube bir sistem olduğunu, İYİ Parti ve CHP’lilerin birbirlerini nasıl bir nefretle sevdiklerini gösterdi. Özetle yaşananlar bize Türk tipi muhalefetin nasıl olduğunu gösterdi.  En Büyük Kaybedeni İse DEVA Partisi Oldu Bu sürecin en büyük kaybedeni ise DEVA Partisi oldu. Sayfalarca şey yazmama gerek yok iki cümle ile özetleyeyim; Ali Babacan yaşananlar karşısında “bize müsaade size kolaylıklar dileriz” deyip “kenar süsü” olmayı reddetseydi uzun vadede kendisine ve partisine çok büyük bir alan açmış olurdu… Bu yaşananlar Erdoğan’a yaradı. Günlerce meydan meydan gezip “bunlar…” diye başlayacağı cümleleri kurmasına gerek kalmadı.  Ne diyelim Sayın Erdoğan’a 2. Başkanlık dönemi şimdiden hayırlı olsun…
Ekleme Tarihi: 07 Mart 2023 - Salı

Türk Tipi Muhalefet

“Meral Akşener “Cumhurbaşkanlığına aday değilim, başbakanlığa adayım” dedi. “Hiçbir fani o koltuğu elinin tersiyle itemez” denilen makamı elinin tersiyle itti ve gemiyi limana çekti. Ben aday değilim dediğinde aslında adayın kim olacağını bir bakıma siz belirlersiniz. Çok önemli stratejik bir hamle yaptı.” Bu değerlendirmeyi 2022 Ocak ayında Rıdvan Uz bir kahve sohbetimizde yapmıştı, kendisine katıldığımı söylemiştim.

Fakat yaşananlar ortada… 

Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıktı ve “Geldiğimiz noktada İYİ Parti bir kıskaca alınmış, bir dayatmaya mecbur bırakılmış, ölümle sıtma arasında bir tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Devşirme siyasetin hınk deyicisi olamayacaktır. Ne bir kumar masasında ne de bir noter masasında olmayacağız. Ya tarih olacağız ya tarih yazacağız…” dedi.

Dostlar Alışverişte Görsün” Formülüyle Çözüldü

Belki üslubunu, bugüne kadar gelinen süreçte bu “sorunu neden halletmediklerini” eleştirebiliriz ama Akşener, söylediklerinde sonuna kadar haklıydı. Kazanacak aday diyordu ve Kılıçdaroğlu kazanacak aday değildi. Fakat kamuoyu baskısı Akşener’in bu kararlığını daha fazla sürdürmesine müsaade etmedi ve teslim olmak zorunda bıraktı. Masaya yeniden dönme şartı olan İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın adaylığı konusu ise “dostlar alışverişte görsün” formülüyle çözüldü.

Siyasetin sadece matematiği, hesabı yok, bir de mantığı, hukuku, ahlakı olmalı ama, durum ortada. Sonunda siyaseti yapan insan. İnsan bu anlamda donanımlı değilse, onun yaptığı da ona benziyor. 

Birbirlerini Nasıl Bir Nefretle Sevdiklerini Gösterdi

Bu süreç bize iki şeyi çok açık ve net olarak gösterdi. Parlamenter sistemin, koalisyon hükümetlerinin ne denli ucube bir sistem olduğunu, İYİ Parti ve CHP’lilerin birbirlerini nasıl bir nefretle sevdiklerini gösterdi. Özetle yaşananlar bize Türk tipi muhalefetin nasıl olduğunu gösterdi. 

En Büyük Kaybedeni İse DEVA Partisi Oldu

Bu sürecin en büyük kaybedeni ise DEVA Partisi oldu. Sayfalarca şey yazmama gerek yok iki cümle ile özetleyeyim; Ali Babacan yaşananlar karşısında “bize müsaade size kolaylıklar dileriz” deyip “kenar süsü” olmayı reddetseydi uzun vadede kendisine ve partisine çok büyük bir alan açmış olurdu…

Bu yaşananlar Erdoğan’a yaradı. Günlerce meydan meydan gezip “bunlar…” diye başlayacağı cümleleri kurmasına gerek kalmadı. 

Ne diyelim Sayın Erdoğan’a 2. Başkanlık dönemi şimdiden hayırlı olsun…

Yazıya ifade bırak !