Yaklaşık bir yıldır ÇTSO yönetimini eleştiren yazılar yazdım. Bu yazıları yazarken en dikkat ettiğim konu, muhataplarımı yalnızca bulundukları görevle ilgili eleştirmek oldu. Ne özel hayatlarına ne ticaretlerine ne de başka bir şeylerine tek kelime etmedim. Ama “karşı taraf” ekmeğime, emeğime, ilişkilerime her şeyime saldırdı her türlü kötülüğü yaptı. Bu insanlar yazılarımdaki konulara verecekleri cevaplar olmadığı için küfre varan hakaretler ettiler. Hepsiyle oturup bir çay içmişliğim vardır, bu dünyanın öbür tarafı olduğuna da inanıyorum o yüzden zerre hakkım varsa helal etmiyorum… Bu insanlar çalışkanlığın, fedakârlığın ne demek olduğunu bilmiyor yahut anlayamıyorlar. Hemen her şeyin arkasında bir çıkar ilişkisi arıyorlar. Vefayı ve sadakati, ancak menfaat kavramıyla açıklayabiliyorlar. Bunların işi hepsinden zor… Evet geldik filmin sonuna 16 Ekim’de ÇTSO seçimleri yapılıyor kötülük hele de örgütlü kötülük genelde kazanır bakalım bu sefer de öyle olacak mı?  Mevcut Başkan Selçuk Semizoğlu’nun karşısına Kaya Üzen aday olduğunu açıkladı ve geçtiğimiz gün bir basın toplantısı yaparak değerlendirmelerde bulundu ve seçilmesi halinde yapacağı projelerden bahsetti. Üzen’in o açıklamalarına yer vereceğim aynı şekilde Semizoğlu da bir basın toplantısı yapmış olsaydı onun da açıklamalarına yer verirdim fakat yapmadı belki de yapamadı… ÇTSO’da Geçen Dönem Kayıp Bir Dönemdir Kaya Üzen, öncelikli olarak odanın “ne halde” olduğuna dair tespitlerini paylaştı. ÇTSO’nun kaderine terk edildiğini, liderlik yapması gereken odanın yönetimindeki bazı kimselerce kısır tartışmalar içine çekildiğini belirterek; “ÇTSO üyelerine ve şehre değer katmayı çoktan unutmuştur. Bugün hangi üyeye sorarsanız sorun, size ÇTSO’da ortak aklın, şeffaflığın, dayanışmanın olmadığını, proje yapmadığını, destek vermediğini, kadın ve gençlerin uzağında olduğunu, birçok kurumla yeterli iş birliği yamadığını belirtir. Özetle, geçen dönem kayıp bir dönemdir” dedi. “ÇTSO Yanımda” Dedirten Güçlü Bir Oda İstiyoruz Ayrışan değil kucaklaşan, “ÇTSO Yanımda” dedirten bir dönem başlatmak istediklerini söyleyen Üzen, “fark yaratan, ilham veren, bilgilendiren bir dönem başlatmak istiyoruz. İtibarsızlaştıran değil, onurlandıran ve motive eden, üyelerimizin sektörlerindeki değişime hızlı ve sağlıklı ayak uydurmasını sağlayan ve daha çok iş yapan bir ÇTSO istiyoruz” dedi. Burada özellikle altını çizmek istediğim bir yer var.  “İtibarsızlaştıran değil, onurlandıran ve motive eden” neden böyle söyledi acaba? Çünkü oda başkanı Semizoğlu ve avaneleri gece yarıları sosyal medya hesabından “beni nasıl eleştirisiniz” diyerek bu şehrin iş insanlarını, siyasilerini, bürokratlarını hedef alan, hakaretler içeren paylaşımlar yaptı. Şer cephesi sosyal medyadan küfrederken oda genel sekreteri olan şahıs da aynı şekilde hatta daha ağır şekilde üyelerin arkalarından küfretti! Kaya Üzen seçilmeleri takdirde yapacakları projelerden de bahsetti o projelerden birkaçını paylaşmak isterim.  *Marka şehir Çanakkale yolunda, daha fazla marka, daha fazla coğrafi işaret için çabalayacağız. Örneğin biz ÇTB’de Ezine Peynirinden Çanakkale Domatesine birçok ürünün markalaşmasını sağladık. Limanımızı canlandırarak Kruvaziyer Turizmi başta olmak üzere, gastronomi ve sağlık turizmine odaklanacağız. Çanakkale’nin batıklarından, rüzgarından vb. değerlerinden faydalanacağız. Çanakkale’de yabancıya mülk satışıyla ilgili serbestliğin sağlanarak başta inşaat sektörü olmak üzere, bağlı sektörlerin kazanımları için çalışacağız. *Bölgesel Girişim Sermayesi Fonu ile kadın ve gençlerin finansman ve yatırımlarına destek olmak, ÇTSO Ticaret Merkezleri ve Lojistik Köyü projemizle, Çanakkale’yi dünyayla buluşturmak istiyoruz. Hatırlayacağınız üzere biz ÇTB Yönetimimizde de, şehrimize Akredite bir laboratuar, Lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsacılığı kazandırmıştık. İhracat Destek ofisimizle, ÇTSO İstihdam Merkezi ve ÇTSO Akademi ile üyelerimize katkı vereceğiz.  *Kale Grubunun Başlattığı Akıllı Şehir projesini, Ayvacık Tarıma Dayalı İhtisas OSB ve Çan’daki OSB Projesi gibi, Ezine ve Bayramiç İlçelerimizde Küçükbaş Hayvancılık OSB Projeleri gibi projeleri destekleyeceğiz. Son söz: Başarıya şartlanmak, insana mahsus birçok güzelliği, inceliği zedeliyor. Acımasızlığa, kıskançlığa, sevgisizliğe ve saygısızlığa kapı aralıyor. Bu anlayışla büyüyen / yaşayan birine, önündekini geçmek de yetmiyor. İlla devirmek. Başkalarının yaşamasına müsaade etmemek. Aynı kulvarda / meslekte bulunan her insanı açık bir hedef, yok edilmesi gereken bir tehdit olarak görmek. İşin sonunda varılan yer: İnsanların nasibi kıskanmak, sonrasında haset etmek. Haset, kötülüğü, düşmanlığı da beraberinde getirir. İşin sonunda varılan yer: Başkasının hakkına girmek ve almak. “Bana kul hakkıyla gelmeyiniz” diyen kim? Evet, adalet yok, merhamet yok, dürüstlük ve nezaket yok, fakat başarılı. Zirvede. Bu bizim bir işimize yarar mı? Yarıyor mu? Huzurlu muyuz?