Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Güngörmezgiller, Firuze, FETÖ ve Diğer Mevzular

Kusura bakmayın gereksiz bir mevzuyla karşınıza çıkıyorum. Ama “abi bu mevzular nedir” diye soranlar oluyor o yüzden ilk ve son defa bu konuda konuşacağım. Hiç yapmadığım bir şeyi yapacağım, bu köşede şahsımla ilgili hiçbir konuyu karışışınıza getirmedim çünkü bunu doğru bulmuyorum. Ama eğer bir defa daha konuşmak zorunda kalırsam bu yazıya konu olan ve olmayan onlarca isim sokağa dahi çıkamaz!  AK Parti Milletvekili Mehmet Daniş zamanında “pastadan en büyük payı” bu almış. Şimdi sokak arasında “onlar hırsız, Assos’ta 10 milyonluk villa almış. Bunlar gidiyor hepsi yargılanacak” diye bağırıyor!  Ayhan Gider’in Genel Sekreter olduğu zamanda, İl Özel İdarenin kapısında yatmış, yemişte yemiş yemişte yemiş… Şimdi özel idareye sallıyor.  GESTAŞ Genel Müdürü Hasan Yürükçü zamanında fonlanarak milyonları bedavadan cebe indirmiş, şimdilerde GESTAŞ’a sövüyor.  Çanakkale Belediyesinden göstermelik işlerle milyonları cukka etmiş şimdilerde Ülgür Gökhan’a sallıyor.  Ticaret Odası başta olmak üzere Çanakkale’de ki neredeyse bütün kurumlara takvim, ajanda baskısında göstermelik aracı olmuş yüzbinlerce liralık komisyon almış, gelmiş haktan, hukuktan bahsediyor.  “Madene karşıyız, memleketi talan ediyorlar!” diye başlıklar atmış arka kapıdan yüz binlerce lira fatura kesmiş. Gelmiş ilkeli gazetecilikten bahsediyor… Devlete vergilerini ödememiş, vergi kaçırarak şirketi başkasının üzerine yapmış gelmiş memleket sevgisinden bahsediyor. Neden böyle yapıyor çünkü menfaati bitmiş… Bugün canım cicim dediği kim varsa size söylüyorum aynısını yarın size de yapacak!  Bu liste daha uzar gider… Kimden mi bahsediyorum. Güngörmezgillerden… Bu şeyler kalkmış adamlıktan, değerlerden, ilkelerden bahsediyorlar. Bugüne kadar alıştıkları gibi gitmiyor işler! “Gel gel yaptıkları” artık gitmiyor! Telefonlarına cevap verilmiyor, fatura koçanıyla bekledikleri kapılardan geri çevriliyorlar.  Şimdi bu şey kalkmış gece 12’de kafayı çekmiş, sözüm ona gazetecilik yaptığını iddia ederek köşe yazmış ve bana sallamış. Gerçekten sıkıldım bu tiplerden sallamasının sebebi ne yazdığım bir yazı ne de yaptığım bir haber… Sallamasının sebebi fesatlık, hasetlik başka bir şey değil. Bakın ne demiş; “Gazeteciler yaptıkları haberle toplumda gündemde olur. Bindikleri arabalar, oturdukları evler, kişisel ilişkilerle değil. Sonra FETÖ demiş, sonra Firuze demiş..” Beğenirsiniz beğenmezsiniz ben bugüne kadar hep yazdığım yazılar, yaptığım haberlerle gündem oldum.  FETÖ meselesi ne okullarına gittim ne dershanelerine ne yurtlarına ne bankalarına. FETÖ’nün de FETÖCÜ’lerin de Allah bin türlü belasını versin.  Peki neden “FETÖCÜ” diyorlar. Dönemin başbakanı Erdoğan adamı (Sedat Laçiner’i” uçağına almış, güvenlik politikaları konusunda danışmanlık almış. Abdullah Gül rektör olarak atamış. Dönemin milletvekilleri ve AK Parti kadroları Laçiner rektör olsun diye çalışmış. Göreve atandıktan sonra rektörlük binası adeta türbeye dönmüş! Tüm Çanakkale bir fotoğraf verebilmek için kuyruğa girmiş. Kerem İriç de adamla tanışmış, frekansları tutmuş arkadaş olmuş. Dönemin siyasileri özellikle belirtmiş “bu adama sahip çıkalım” demiş. İriç, yeni kurulan radyo ve televizyon da birçok isim gibi programlar yapmış ama diğerlerinden farklı olarak işini çok iyi yapmış o programlara valiler, vekiller, belediye başkanları, STK temsilcileri, iş dünyası yüzlerce insan katılmış.  Güngörmezgiller ise uzaktan bakmış, fesatlık, hasetlik yapmış. Onlar ise yine aynı şekilde yüz binlerce liralık faturalar kesmenin yolunu aramış.  2013’te malum olaylar yaşanmış. İriç “bana müsaade” demiş ve kurumsal anlamda bütün ilişiklerini bitirmiş. O tarihten bugüne kadar devletin duruşu nasılsa o da öyle durmuş. Tek bir şey yapmamış. Dönemin rektörü yargılanıp, suçlu bulununca arkasından sövmemiş, sessizlik kararı almış.  Güngörmezgiller olsa ne yapardı İriç gibi “ya bu adamla bir hukukumuz oldu” diye düşünmez tıpkı bugün yukarda bahsettiğim isim ve kurumlara salladıkları gibi sallardı!  Peki bu adamlık mı? Siz cevap verin… Firuze meselesi evet 2013 yılına kadar bu mahlasla çok güzel yazılar yazdım, binlerce okuyucuya ulaştım. Yazılarımı en çok AK Partililer beğendi, paylaştı, takdir etti, teşekkür etti. Yazıların tamamında bu şehrin sorunlarına değindim ve çözüm önerilerimi sundum, yanlışa yanlış doğruya doğru dedim.  Bugüne kadar ne FETÖ’den ya da başka adli bir vakadan dolayı hakkımda ne bir soruşturma ne bir dava hiçbir şey açılmadı etmedi. Bugüne kadar hakkımda bir dava açıldı ve 4 bin lira ceza ödedim. O da Laçiner’den önceki rektör Ali Akdemir’in “tüccar gazeteci” dediği şeye hak ettiğini söylediğim içindir. İyi ki de söyledim… Bu kadar konuşanlar sosyal medyada ergenler gibi atarlanmaktan başka ne yapıyorlar hiçbir şey. Arkadaş varsa bir şey koyun ortaya… ama yok hasetlik fesatlık…  Bu şeyler ve bu şeylere benzeyenler umurumda olmadı olmayacak. Ne halleri varsa görsünler ömürleri böyle geçecek bunların.  Kendime not: Kibrin şaşırttığı ve şımarttığı insanlara ne anlatabilirim ki? İkna olanını görmedim diyebilirim. Tecrübe ve düşüncelerimden biri: Kibir, haset hastalığını da beraberinde getiriyor. Başkalarının kısmetine, nasibine göz dikiyorlar. Bir adım öne çıkanı düşman belliyorlar. İstiyorlar ki sadece biz olalım, bizim olsun... Bana düşen; kibrin seline kapılmayacağım. O selin beni nereye götüreceğini bilemem. Kinin karanlık dünyasına teslim olmayacağım. Eksiklerimi tamamlamaya, kusurlarımı gidermeye çalışacağım.
Ekleme Tarihi: 21 Temmuz 2022 - Perşembe

Güngörmezgiller, Firuze, FETÖ ve Diğer Mevzular

Kusura bakmayın gereksiz bir mevzuyla karşınıza çıkıyorum. Ama “abi bu mevzular nedir” diye soranlar oluyor o yüzden ilk ve son defa bu konuda konuşacağım. Hiç yapmadığım bir şeyi yapacağım, bu köşede şahsımla ilgili hiçbir konuyu karışışınıza getirmedim çünkü bunu doğru bulmuyorum. Ama eğer bir defa daha konuşmak zorunda kalırsam bu yazıya konu olan ve olmayan onlarca isim sokağa dahi çıkamaz! 

AK Parti Milletvekili Mehmet Daniş zamanında “pastadan en büyük payı” bu almış. Şimdi sokak arasında “onlar hırsız, Assos’ta 10 milyonluk villa almış. Bunlar gidiyor hepsi yargılanacak” diye bağırıyor! 

Ayhan Gider’in Genel Sekreter olduğu zamanda, İl Özel İdarenin kapısında yatmış, yemişte yemiş yemişte yemiş… Şimdi özel idareye sallıyor. 

GESTAŞ Genel Müdürü Hasan Yürükçü zamanında fonlanarak milyonları bedavadan cebe indirmiş, şimdilerde GESTAŞ’a sövüyor. 

Çanakkale Belediyesinden göstermelik işlerle milyonları cukka etmiş şimdilerde Ülgür Gökhan’a sallıyor. 

Ticaret Odası başta olmak üzere Çanakkale’de ki neredeyse bütün kurumlara takvim, ajanda baskısında göstermelik aracı olmuş yüzbinlerce liralık komisyon almış, gelmiş haktan, hukuktan bahsediyor. 

“Madene karşıyız, memleketi talan ediyorlar!” diye başlıklar atmış arka kapıdan yüz binlerce lira fatura kesmiş. Gelmiş ilkeli gazetecilikten bahsediyor…

Devlete vergilerini ödememiş, vergi kaçırarak şirketi başkasının üzerine yapmış gelmiş memleket sevgisinden bahsediyor.

Neden böyle yapıyor çünkü menfaati bitmiş… Bugün canım cicim dediği kim varsa size söylüyorum aynısını yarın size de yapacak! 

Bu liste daha uzar gider…

Kimden mi bahsediyorum. Güngörmezgillerden… Bu şeyler kalkmış adamlıktan, değerlerden, ilkelerden bahsediyorlar. Bugüne kadar alıştıkları gibi gitmiyor işler! “Gel gel yaptıkları” artık gitmiyor! Telefonlarına cevap verilmiyor, fatura koçanıyla bekledikleri kapılardan geri çevriliyorlar. 

Şimdi bu şey kalkmış gece 12’de kafayı çekmiş, sözüm ona gazetecilik yaptığını iddia ederek köşe yazmış ve bana sallamış. Gerçekten sıkıldım bu tiplerden sallamasının sebebi ne yazdığım bir yazı ne de yaptığım bir haber… Sallamasının sebebi fesatlık, hasetlik başka bir şey değil. Bakın ne demiş; “Gazeteciler yaptıkları haberle toplumda gündemde olur. Bindikleri arabalar, oturdukları evler, kişisel ilişkilerle değil. Sonra FETÖ demiş, sonra Firuze demiş..”

Beğenirsiniz beğenmezsiniz ben bugüne kadar hep yazdığım yazılar, yaptığım haberlerle gündem oldum. 

FETÖ meselesi ne okullarına gittim ne dershanelerine ne yurtlarına ne bankalarına. FETÖ’nün de FETÖCÜ’lerin de Allah bin türlü belasını versin. 

Peki neden “FETÖCÜ” diyorlar. Dönemin başbakanı Erdoğan adamı (Sedat Laçiner’i” uçağına almış, güvenlik politikaları konusunda danışmanlık almış. Abdullah Gül rektör olarak atamış. Dönemin milletvekilleri ve AK Parti kadroları Laçiner rektör olsun diye çalışmış. Göreve atandıktan sonra rektörlük binası adeta türbeye dönmüş! Tüm Çanakkale bir fotoğraf verebilmek için kuyruğa girmiş.

Kerem İriç de adamla tanışmış, frekansları tutmuş arkadaş olmuş. Dönemin siyasileri özellikle belirtmiş “bu adama sahip çıkalım” demiş. İriç, yeni kurulan radyo ve televizyon da birçok isim gibi programlar yapmış ama diğerlerinden farklı olarak işini çok iyi yapmış o programlara valiler, vekiller, belediye başkanları, STK temsilcileri, iş dünyası yüzlerce insan katılmış. 

Güngörmezgiller ise uzaktan bakmış, fesatlık, hasetlik yapmış. Onlar ise yine aynı şekilde yüz binlerce liralık faturalar kesmenin yolunu aramış. 

2013’te malum olaylar yaşanmış. İriç “bana müsaade” demiş ve kurumsal anlamda bütün ilişiklerini bitirmiş. O tarihten bugüne kadar devletin duruşu nasılsa o da öyle durmuş.

Tek bir şey yapmamış. Dönemin rektörü yargılanıp, suçlu bulununca arkasından sövmemiş, sessizlik kararı almış. 

Güngörmezgiller olsa ne yapardı İriç gibi “ya bu adamla bir hukukumuz oldu” diye düşünmez tıpkı bugün yukarda bahsettiğim isim ve kurumlara salladıkları gibi sallardı! 

Peki bu adamlık mı? Siz cevap verin…

Firuze meselesi evet 2013 yılına kadar bu mahlasla çok güzel yazılar yazdım, binlerce okuyucuya ulaştım. Yazılarımı en çok AK Partililer beğendi, paylaştı, takdir etti, teşekkür etti. Yazıların tamamında bu şehrin sorunlarına değindim ve çözüm önerilerimi sundum, yanlışa yanlış doğruya doğru dedim. 

Bugüne kadar ne FETÖ’den ya da başka adli bir vakadan dolayı hakkımda ne bir soruşturma ne bir dava hiçbir şey açılmadı etmedi. Bugüne kadar hakkımda bir dava açıldı ve 4 bin lira ceza ödedim. O da Laçiner’den önceki rektör Ali Akdemir’in “tüccar gazeteci” dediği şeye hak ettiğini söylediğim içindir. İyi ki de söyledim…

Bu kadar konuşanlar sosyal medyada ergenler gibi atarlanmaktan başka ne yapıyorlar hiçbir şey. Arkadaş varsa bir şey koyun ortaya… ama yok hasetlik fesatlık… 

Bu şeyler ve bu şeylere benzeyenler umurumda olmadı olmayacak. Ne halleri varsa görsünler ömürleri böyle geçecek bunların. 

Kendime not: Kibrin şaşırttığı ve şımarttığı insanlara ne anlatabilirim ki? İkna olanını görmedim diyebilirim. Tecrübe ve düşüncelerimden biri: Kibir, haset hastalığını da beraberinde getiriyor. Başkalarının kısmetine, nasibine göz dikiyorlar. Bir adım öne çıkanı düşman belliyorlar. İstiyorlar ki sadece biz olalım, bizim olsun... Bana düşen; kibrin seline kapılmayacağım. O selin beni nereye götüreceğini bilemem. Kinin karanlık dünyasına teslim olmayacağım. Eksiklerimi tamamlamaya, kusurlarımı gidermeye çalışacağım.

Yazıya ifade bırak !