AK Parti Merkez İlçe Başkanı Aynur Tuna Yavaş göreve atandığında “Umurbey Belediye Başkanı Sami Yavaş’ın Eşi” başlıklı bir yazı kaleme almış yazının bir bölümünde “Aynur Hanım özellikle son 5 yıldır hayatında birçok şeyi değiştirdi bu değiştirdiği şeylerin kendisini geliştirdiğini düşünüyorum. 20 yıldır bir şekilde bu partinin içinde yer almış bir isim. Tecrübesiz dersek haksızlık etmiş oluruz en büyük tecrübesi ise neleri yapmaması konusunda. Bu atama kendisi açısından büyük bir fırsat.” demiştim.
Aynur Hanım sosyal medyayı aktif şekilde kullanıyor, takip ediyoruz kendisini fakat dikkatimi çeken ve dikkatini çekmek istediğim bir hususu belirtmek için yazıyorum. Kötü bir amacımız yok amacımız daha iyi olsun diye o yüzden küsmece, darılmaca yok.
Aynur hanım bir siyasi partinin ilçe başkanı değil de sanki müftülüğe bağlı bir vaiz gibi paylaşımlarda bulunuyor. Hayırlı cumalar, iyi kandilleri eyvallah, hadi islamcı yazarların kitaplarına, sözlerine de eyvallah ama “radikal” diyeceğimiz dini paylaşımlara ne gerek var? En son paylaşımında Mahmut Ustaosmanoğlu ya da bilinen adıyla Mahmut Efendi, İsmailağa Cemaati’nin liderinin fotoğraf ve sözlerini paylaşıyor.
Bunlar kötü demiyorum ama olmaz, aktif siyaset yapan kişi için hele hele başkanlık yapan kişi için yanlış şeyler bunlar. Sosyal medya artık “burası benim dünyam” diyeceğimiz bir dünya değil. Merkez ilçe başkanı olan bir isimin Çanakkale gerçeklerini de dikkate alarak “paylaşımlar” yapması, sahaya inmesi gerekmez mi? Göreve atanmasının üzerinden iki ayı aşkın bir zaman geçti. Çık basının karşısına de ki; “arkadaş bakın biz geldik, işte benim ekibim, işte hedeflerimiz, bizi kimse tutamaz. Çanakkale’nin altından girip üstünden çıkacağız” ama yok keşke olsa.
Bir iki şey daha var ama şimdilik bu kadarı yeter sanırım. Kolaylıklar dileriz Aynur Hanım
Aynur hanım sadece görünür bir örnek parti ayırt etmeksizin söylüyorum onca benzer örnek var ki…
***
Bu Çıkış Deva ve Gelecek Partisinin Oylarını Yüzde On Artırır
AK Parti Grup başkanvekili Bülent Turan Almanya’ya gitmiş. Orada Türk toplulukları ve kuruluşlarıyla bir ara gelmiş. Programlara ait fotoğrafları da sosyal medyadan paylaşılmış. O fotoğraflar arasında bir market içinde bulunan kasap reyonunda ki görevliyle selamlaşma fotoğrafı da var.
Bizim minik partilerimizin Çanakkale il başkanları da bu fırsatı kaçırmayıp “Türkiye’de et fiyatları yüksek Almanya’da fiyatlar ucuz, oradan et almak için mi gittin!” deyip “çakmışlar.”
“Büyük siyaset, büyük muhalefet, akıl dolu bir çıkış, bu çıkışın halk nezdinde karşılığı çok olur. Çanakkale özelinde en az %10 oyları artırır, bütün şehir aylarca, seçime kadar bu fotoğrafı konuşur!”
Muhtemelen bizim minik partilerimizin çok kıymeti il başkanlarına böyle “goy goylar yapanlar” olacaktır. Onlara inanmayın, gaza gelmeyin, elle tutulacak “çakacağınız” onca şey var onlara bakın. Böyle komik komik bir fotoğraf üzerinden büyük iş yaptık diyenlerin gazına gelmeyin. Eğer yaparsanız “sözleriniz tesiri, itibarı” azalır. Evet insanlar döner bakar ama itibar etmez!
Fotoğraftan bahsetmişken hikayesinden de bahsedeyim. Market bir Türk marketi, tabelası Türkçe. Turan resmi bir program sonrası yolun karşındaki markete girip sahibine bir merhaba demek istiyor. Sahibi “çalışanlarımızın büyük çoğunluğu da Türk” diyor. Turan onlara da selam vermek istiyor ve kasap reyonundaki görevli arkadaşa da selam veriyor.
Turan, “Türkiye’de et fiyatları yüksek, burada ucuz, fiyat etiketi çıkarsa maazallah bizimkilere malzeme veririz. Arkadaşlar lütfen fotoğraf çekmeyin, çektiyseniz de paylaşmayın” dese aslında “sorun” olmazdı demi… Belki olmazdı ama o zaman da “hesapçı” olurdu. Bizim insanımız hesapçıları sevmez. Zaten hayat öyle hesapçılıkla da yaşanmaz. Yaşamaya çalışanları görüyoruz işte “kar yağdığında balıkçıda…” basılıyorlar!