CHP Çanakkale teşkilatı ortadan ikiye bölünmüş durumda bir yanda Ülgür Gökhan ve ekibi diğer yanda Muharrem Erkek ve ekibi. Ülgür Gökhan gücünü partisinin üyelerinden, delegelerinden ve CHP’ye oy veren vatandaşlardan alıyor. Muharrem Erkek ise genel merkezden ve oturduğu genel başkan yardımcılığı koltuğundan alıyor. Gökhan gücünü, seçimlerde rakibi olan partilere karşı aldığı oy ile Erkek ise kendi partililerine karşı aldığı yaptırım kararlarıyla gösteriyor!
Erkek’in güç gösterisini 2019 seçimlerinde fermuar liste hazırlayarak kendine yakın 7 adamını ön seçime sokmadan belediye meclis üyesi olarak atamasında gördük. Erkek’in güç gösterisini son olarak Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar’ın eşi Cengiz Ünüvar’ın partiden ihraç edilmesi sürecinde gördük. Bir parantez açayım aslında burada hedef Cengiz Ünüvar değil burada açık hedef Rebiye Ünüvar. Çünkü Rebiye Hanım partiyi kendi malı zanneden “dinazorlara” belediye seçimlerinde, il başkanlığı seçimlerinde çok büyük bir ders verdi. Kirli ilişkiler kurulmadan da bazı şeylerin başarılabileceğini gösterdi tam da bu yüzden hedef oldu…
Geldiğimiz noktada Erkek ve ekibi öyle bir güç zehirlenmesi yaşıyor ki “Ülgür Gökhan’ı, o olmazsa Rebiye Ünüvar’ı bir şekilde görevden alabilir miyiz?” in hesaplarını yapıyor ve bunu ciddi ciddi aralarında konuşuyorlar. Gariptir bir dönem AK Parti içinden ki bazı güç odakları da aynı hesapları yapmışlardı. Sözüm ona demokrasiden, halkın ve partililerinin iradesine saygıdan bahsedenlerin geldikleri noktaya bir bakın, kendi partililerine bunları yapanlar sana bana neler yapmaz bir düşünün… Bu sürecin sonunda kim kazanır bilemem ama kaybedenin kim olacağını söyleyebilirim,“Kaybedenler her zaman oturduğu koltuktan güç alanlar olmuştur…”
***
Umurbey Meselesinde Ne Düşünüyorsun?
“Umurbey meselesinde ne düşünüyorsun?” diye özelden çok soran oldu, düşüncelerimi açıkça ifade etmekte bir sorun görmediğim için kısaca paylaşayım dedim.
Umurbey’in eski belediye başkanı Sami Yavaş, başkanlığı döneminde küçücük beldede onca iş yaptı. Bu işlerin reklamını yapmak için ise çoğu zaman işe harcadığı enerjiden/paradan daha fazlasını harcadı. Bugün hakkında çıkan iddiaların altında yatan belki de en büyük sebep budur, “şöhret olmanın bedeli” diyelim. Fakat şöyle bir sorun var, kimse bu iddialara şaşırmadı, hatta çoğu kimse “biz bunları zaten biliyorduk!” dedi. Bu çok büyük bir sorun, Yavaş eğer bu sorundan rahatsız oluyor ise kısık sesle “öyle değil” demek yerine tıpkı başkanlığı dönemine olduğu gibi enerjisini ve bu sefer kendi parasını bu sorunu aşmak için kullanmalı.