Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan geçtiğimiz gün bir basın toplantısı düzenledi ve gündemi değerlendirdi. Toplantıda CHP İl Başkanı, kadın kolları ve gençlik kolları başkanları da vardı. Gökhan toplantıyı belediye başkanı sıfatıyla değil de CHP’li sıfatıyla yaptı ve bundan sonra daha sık olacağının altını çizerek, “Topyekûn Karşılık Vereceğiz” dedi.
ABD’ye Verilecek En Sert Nota Olmaz Mıydı?
Gökhan toplantıya ABD başkanın sözde Ermeni Soykırımı meselesindeki tavrını eleştirerek başladı; “Hâlbuki orada; tehcir söz konusu, bu yaşanırken de karşılıklı acılar yaşanmış. Hem Türk hem de Ermeniler karşılıklı birbirlerini katletme noktasına gelmiş” dedi. Gökhan, Biden’in böylesi bir karara imza atmasının sebebi olarak da siyasi iktidarın “başarısız diplomasi” yapmasını sebep gösterdi. Bu bağlamda hükümetin Ermeni ve Kürt, Alevi açılımlarını da eleştiren Gökhan; “2010 yılında Akdamar kilisesi açıldı, milli maçta Azerbaycan bayrakları açtırılmadı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Ermenistan’da maça gitti. Böyle bir açılım başlatılmıştı. Tüm açılımlar gibi AK Parti bunu da sürdüremedi. Çünkü içtenlikli değillerdir, çıkarcı bir yaklaşım sergilediler. Bu açılımlar yerle yeksan oldu, muhalefeti ve diğer partileri katmadıkları için başarısızlıkla sonuçlandı.” ifadelerini kullandı.
Gökhan’ın söylediklerinin benzerlerini muhalefet partisi liderleri grup toplantılarında da söylediler. Fakat ortada böylesi bir dil varken, muhalefet liderleri söylemleriyle “çıkarcı bir yaklaşım sergilerlerken” nasıl aynı masaya oturulacak? Biden’in bu çıkışı sonrası millet ittifakı liderleri Erdoğan’ı arayıp, “Sayın başkan biz bu konuda devletin yanındayız, bir açıklama yapacaksınız birlikte yapalım” deselerdi ve Erdoğan, Bahçeli, Kılıçdaroğlu, Akşener kameralar karşısına geçip ortak bir açıklama yapmış olsalardı nasıl olurdu? Bu fotoğraf karesi ABD’ye verilecek en sert nota olmaz mıydı? O yüzden kimse kalkıp da “çıkarcı bir yaklaşım sergilediler” demesin! Maalesef herkes işine geldiğini davranıyor….
Sırtımızdan Bir Yük İnmiştir Diye Düşünüyorum
Toplantının ikinci başlığı ise İl Genel Meclisi Başkanlığı seçimi süreci ve Nejat Önder’in CHP’de istifa ederek AK Partiye katılması oldu. Gökhan, Önder’in istifa sonrası sözlerine en az Önder kadar sert karşılık verdi. CHP’den aday olmuş ve seçilmiş bir kişinin partisiyle ilgili rahatsızlıkları varsa partiden değil makamdan istifa etmesi gerektiğinin de altını çizerek; “Partimle ilgili söylemiş olduğu şeyleri asla doğru bulmadığımı söylemek istiyorum. Bu şekilde düşünmüş olabilir ama ben sırtımızdan bir yük inmiştir diye düşünüyorum” dedi.
Biraz Ölçekli Ol; Bilgili Ol
Gökhan, toplantının son bölümünü ise AK Parti Merkez İlçe Başkanı Yıldıray Ölçek’in iddialarına ayırdı. Yıldıray Ölçek, “kafatasçılık, bölücülük yapıyor” diyen Gökhan; “Yıldıray Ölçek diyor ki; ‘Tuncelili bir parti yöneticisinin karısı ve damadı belediye de çalışıyormuş.’ Bizim Tuncelili bir parti yöneticimiz var; evet. Çok seneler öncesinden bu yana karısı belediyede çalışıyor. Ama onun damadı belediyede çalışmıyor. Çalışan müdürün annesi AK Partinin bir kurumunda çalışıyor. Şimdi annesi AK Partide çalışıyor diye müdür yapmayacak mıyız? Her şeyden önce Tuncelili ibaresini kabul etmemiz söz konusu olamaz. Kafatasçılıktır bu, bölücülüktür. Sayın Ölçek’e sorayım; Gelibolu şehitliğine gidelim bir bakalım kaç tane Tuncelili var. Bunu söylemesi cevap vermek durumunda değildim. Ancak bu dönemde bu tür yaklaşımlara yüksek bir biçimde ses vermemiz gerekiyor” dedi ve “Yıldıray Ölçek herhalde yaranmaya çalışıyor. Biraz ölçekli ol; bilgili ol” diyerek eleştirdi.
Gökhan bu eleştirilerinde haksız sayılmaz. Ne demek Tuncelili… Milletin soyuyla, sopuyla, karısıyla, kızıyla, ekmeğiyle ilgili saçma sapan çıkışların yapılması ayıptır, aymazlıktır! Ölçek’in bu ve benzer onca saçma sapan çıkışı var, partinin ana kademesinde görevli bir isminin haline, tavrına bakın ne diyelim, yazık oluyor…. Partinin kurumsal kimliğine, diline, ilkelerine taban tabana zıt olan bu söylemler karşısında partinin kurmayları müdahale etmiyorlarsa kusura bakmasınlar ama bu ayıba maalesef ortak oluyorlar demektir…