2014 yerel seçim sonuçlarına göre iki kişiden birinin oyunu alarak yeniden Çanakkale Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Belediye Başkanımız Sayın Ülgür Gökhanın son günlerdeki çıkışlarına anlam veremiyorum. Herhalde bu açıklamaları yaptığı günler Sayın Gökhanın özel günleri, buyurun o özel günlerde yaptığı, o özel çıkışları madde madde inceleyelim.
1- Belediyenin Çiftliği ve Belediyenin Kira Gelirleri ile ilgili kaleme almış olduğum belgelere dayanan yazılara ilişkin resmi bir açıklama yapmayarak, “dedikodu yapıyorlar, yanlış bilgilendiriyorlar” diyerek olayı geçiştirmesi
Çanakkale Belediyesinin iktisadi işletmesi olan Hizmet Grupları AŞ., Çanakkale Belediyesine; Golf Çay Bahçesi için aylık 1.050 TL kira ödüyor, 23 kişi çalıştırıyor, Özgürlük Parkı için 1.050 TL kira ödüyor 16 kişi çalıştırıyor, Türkan Saylan Sosyal Tesisleri için 900 TL kira ödüyor 11 kişi çalıştırıyor ve bu işletmelerin zarar ettiği iddia ediliyor. Ayrıca Çanakkale Belediyesine ait olan aralarında Yalova Restoranın 8 bin 500 lira kira ile, Lodos Gazinosunun 6 bin 500 lira kira ile oturduğu 597 taşınmazdan elde edilen kira gelirinin çok komik bir rakam 4 milyon lira olduğunu, bu rakamın yeni bir düzenlemeyle, ihale yoluyla kiraya verilmesi sonucunda 16 milyon liraya çıkacağını iddia etmeme rağmen bu konuda hiç bir girişimde bulunmayarak kulaklarının üstüne yatmalarına anlam veremiyorum. Ayrıca piyasa değerinin dörtte biri paralara kiraya verilen yerlerin, %90nın Sayın Gökhan ve partisine yakın olan kişiler olmasını ise büyük tesadüf olarak yorumluyor, deniz kenarında kafe statüsüyle 750 liraya kiraya verilen yerleri ise hiç söylemiyorum.
2- ÇOMÜ ile olan ilişkilerini, kiracısı olan basın kuruluşu aracılığıyla verdiği demeçle bitirdiğini söylemesi
Trabzonda bir öğrencinin ülkücüler tarafından dövülmesini bahane ederek, ellerinde küfür ve dillerinde hakaretle gösteri yapmaya yönlendirilmiş bir grup yeni öğrenci Eğitim Fakültesini adeta basmaya kalkmıştı. Bu durumu “fırsata” çevirerek siyaset yapan Ülgür Gökhan, üzerinde kendisinin ve rektör hocanın fotoğraflarının bulunduğu “Barışın Kenti Çanakkaleye, Bilimin Merkezi Üniversitemize Hoş Geldiniz” yazılı pankartları kaldırarak, böyle bir üniversite üniversite yönetimiyle işinin olmayacağını belediyenin kiracısı olan “yandaş olmayan!” basın kuruluşu aracılıyla söyledi. Pankartlar zaten kayıt haftası sona erdiği için kaldırılacaktı fakat bunu bile fırsata çevirmek ve siyasete alet etmek isteyen bir zihniyeti gerçekten anlamak mümkün değil. Okul bahçesinde gösteri yapmaya çalışan ve attıkları sloganlarla, o sırada sınıflarda ders gören öğrencilerin rahatsız olması, eğitim haklarından mahrum kalması eleştiriyi yapan belediye başkanın umurunda bile değil! Eylemi yapanlar, eğitim fakültesinin hemen karşısındaki halı sahada bu eylemi neden yapmazlar, cevabını da vereyim orada yaparlarsa amaçlarına ulaşamazlar, onların amacı eylem değil, huzursuzluk...
3- Kanyak Fabrikasının kıyı şeridinde yer alan ve önündeki tabelada “12 dönümlük bu arsanın tamamı Çanakkale halkına aittir” denilen arsa ile ilgili malum firmaya peşkeş çekmeden nasıl veririz konusundaki üstün gayreti
Malum arsa kitabına uydurularak geçtiğimiz ay AVM inşaatını yapan firmaya verildi. Fakat gelen tepkiler ve ihaleye yapılan itirazlar sonucu ihale yeniden kitabına uydurularak AVMyi yapan firmaya verilmek üzere ihaleye çıkarılacak. Konu belediye meclisinin de gündemine geldi Belediye Meclis üyesi Tülay ablam (Ömercioğlu) toplantıda olayı çok güzel özetlemiş “Biliyor musunuz, bu meclisi tiyatro sahnesine benzetiyorum. Senaristler, oyuncular, figüranlar ve seyirciler. Biz ve halkta seyirci durumundayız. Seçimler öncesi o eski fabrika alanını satın alarak kente kazandırdınız ve üzerine ‘Burası Çanakkale halkının malıdır diye de tabela astınız. Bu durumu bizde beğeniyle karşıladık. Ancak gidişat öyle olmadı”
Daha öncede söyledim malum arsa öyle ya da böyle AVMnin devamı olarak projelendirilecek ve üçüncü kişiler aracılıyla da olsa AVMyi yapan firma tarafından projelendirilecek. Bu konuya aracılık edenleri söylersem şaşırırsınız, bayramda nerelerde buluşulmuş, nasıl garantiler verilmiş...Hangi şehir plancısı aracılık etmiş gibi birçok ilişki var!
4- Şehrin merkezinde bulunan vatan toprağını savunmada kullanılan tarihi topla ilgili olarak şehrin belediye başkanın; “Tam kent girişinde gelenleri top ile karşılamış oluyoruz. Ama kaldırılması talebimiz vardı. Kadınlarımız el emeği dantel örgüleri bir araya getirdiler, örtü yaptılar. O örtüyü de savaş simgesi olan topun üzerini örtüyorlar. En azından ayıbımızı kadınların el emeği ile örtüyoruz” sözleri
Açıkçası bu eylemi yapanların anlı, şanlı tarihimizden utanarak ve art niyetle böyle bir açıklamada bulunacaklarına ihtimal vermiyorum. İnsanlar hata yapabilirler, bazen söyledikleri şeyler yanlış anlaşılmalara sebep olabilir. Böyle bir durumla karşılaşan “art niyetli olmayan” insanlar ikinci bir açıklama yaparak, “aslında bizim söylemek istediğimiz şey tam olarak bu değildi, yanlış anlaşılabilecek ifadeler kullandık ve yanlış anlaşıldık. Bu yanlış anlaşılma için özür diliyoruz.”
Fakat Ülgür Gökhan ve beraberindeki kadınlardan “yanlış anlaşıldık” diye bir açıklama yapmadılar ve kulaklarının üstüne yatmaktadırlar.
Sayın Gökhan AVMye verilecek arsa, tarihi top gibi onlarca konuda “dediğim dedik, çaldığım düdük” anlayışıyla hareket etmektedir. Yüzde ellinin oyunu almış fakat sorumluluğunun yüzde yüze olduğu gerçekliğinden her geçen gün biraz daha uzaklaşarak “kafasına göre” hareket etmektedir. Bu anlayış kabul edilemez, dillerine doladıkları “demokrasi demek sandıktan ibaret değildir” söylemini hatırlatmak isterim. Halkın sizi yüzde elli ile seçmiş olması, toplumun hassasiyetlerini ayaklarınızın altına alıp çiğneme, ya da istediğinize istediğiniz verme hakkını vermez. Siz bu şehirde yaşayan her bireyin belediye başkanısınız, naçizane bir dost tavsiye olarak söylüyorum; etrafınızı bir çember gibi örenler, çemberin dışını görmemeniz için ellerinden gelenleri yapıyorlar. Çemberin dışındakiler onlarca hukuksuzluktan bahsediyorlar ve bu hukuksuzluklarla ilgili olarak yetkili makamlara belgeleriyle başvuruda bulunuyorlar...