Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Ne Yapalım Bu WhatsApp’ı, HES’i Silelim mi?

Sorunun cevabını son paragrafta verdim. Ama öncesinde ilginizi çekecek ve 10 yıl sonrasına projeksiyon tutacak bazı şeyleri sizlerle paylaşarak başlamak isterim.  “Toplumdaki herkes, gözüne takılmış olan bir lens ve ona bağlı bir cep telefonu uygulaması ile sosyal medya puanları toplamaktadırlar ve toplum içindeki statüleri bu puanlara göre belirlenmektedir. Herkesin istediği kişiye dilediği gibi puan verme özgürlüğü vardır ve araba kiralamaktan, ev kiralamaya, uçak rezervasyonlarından, katılacakları davetlere kadar her şey bu puanlara göre insanların kullanımına sunulmuştur ve verilen düşük puanlar, ortalamayı düşürdüğü gibi yüksek puan alan kişilerinde sosyal medya puanları artmaktadır....” #BlackMirror Nosidive (Dibe Vuruş) bölümünde bu konu işlenmiştir.  En geç 10 yıl sonra Hayat Eve Sığar (HES) gibi uygulamalar, yüz tanıma sistemli kameralar “güvenlik” gerekçesiyle gelişecek ve sosyal puanlarımızı oluşturacak. Bu puanlar tıpkı #BlackMirror Nosidive bölümünde anlatıldığı gibi neye izin veriyor neye yetiyorsa ona göre yaşayacağız. Nasıl mı, sosyal puanınız yetmiyorsa bir restoranın, kafenin, spor salonunun, sinemanın kapısından içeri dahi giremeyeceğiz. Sosyal puanımız yetmiyorsa toplu taşıma araçlarıyla seyahat edemeyeceğiz, araç kiralamayacağız.  Önümüzdeki yıllar insanın yaman çelişkisi olan güvenlik mi özgürlük mü ikileminde yaşayacağı yıllar olacak. Bir canlı bomba, saldırgan, tecavüzcü sosyal puanı yetmediği için sizinle aynı ortama giremeyecek ve anında tespit edilecek. Bu güzel olurdu değil mi… Suç henüz gerçekleşmeden önlenebilecek. Peki bunun bedeli ne olacak? “Kişisel verilerimizin” kullanımına onay vermek olacak, 7/24 her yerde kameraların olduğu bir dünya olacak… Bugün tartıştığımız WhatsApp ve benzer uygulamaların yeni sözleşmelerini kabul etmek olacak. Bu şirketler önümüzdeki yıllarda güvenlik güçleriyle tamamen ortak çalışacaklar. Öyle ki ABD istihbaratının bu şirketlerle uzun zamandır dirsek teması olduğuna dair bilgiler açık kaynaklarda yer almaktadır.   ABD örneğine bakınca Türkiye’nin de sosyal medya şirketlerine “temsilci atayın” demesi boşuna değildir! Bu bazı bazı şeylerin başlangıcı olarak görülebilir. Birçok ülkede zaten bu temsilcilikler var olmayanlar da tıpkı Türkiye gibi açılmasını talep etmektedirler.  Bu temsilciliklerin açılması, güvenlik güçleriyle verilerin paylaşılması gündeme geldiğinde Türkiye’nin aksine Avrupa başkentlerinde gösteriler olacak belki Amerika’da senato binaları basılacak! Ama Avrupa’nın ortasında patlayacak bir bomba herkesin “kişisel verilerimizi” kullanın demesine sebep olacak…  Yeniden soralım güvenlik mi özgürlük mü? Aslında özgürlük ve güvenlik kavramları birbirlerinin zıttı değil bilakis birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Bir toplum kendini ne kadar güvende hissederse bir o kadar özgürlüğü tatmış olur. Yani özgürlük, kuralları yakıp yıkarak elde edilen bir durum değil, huzur ve güvenlik içinde korkmadan seçim yapabilmektir. Güvenli bir toplum aynı zamanda özgür insanları bünyesinde barındırabilir. İşte bu dengeyi anayasa ve hukuk normları çerçevesinde dengelediğimiz zaman “kişisel verilerimizin” paylaşılması bizleri rahatsız etmeyecektir. Son olarak gelelim WhatsApp meselesine… Telefonunuzda yüklü olan sosyal medya araçları başta olmak üzere, alışveriş sitelerinin uygulamaları, yüklü oyunlar…vs bunların tamamı kişisel verilerinizi kullanıyor. Dünyada 2 Milyar insan WhatsApp'ı kullanıyor. Bunca insanın mesaj ve fotoğraflarını dünyanın her yanına dağıtmak için akıl almaz bir teknolojik altyapısı ve işletme sistemleri lazım. Peki bu adamlar ne yiyor ne içiyor, parayı nasıl kazanıyor? Sorunun cevabı basit, verilerimizi satarak para kazanıyorlar! Google’da, Facebook’ta, Instagram’da diğer uygulamalarda tam da aradığınız, aklınızdan geçen ürünlerin önünüze düşmesi tesadüf olamazdı herhalde... Telefonumuzda yüklü tüm ücretsiz uygulamalar hatta ücretliler de yukardaki örnekteki gibi “bizi kullanıyorlar.” Burada sormamız gereken soru, “Bu uygulamaların hizmet sağladığı ülkede hukuk var mı ve yasalar işliyor mu?” Cevabınız evet ise bu uygulamalar verilerimizi bir yere kadar kullanabilir o bir yer, yasaların sınırlarını belirlediği ve denetlediği yerdir… Kullandığınız küresel bir uygulama Amerika’dan mı Avrupa’dan mı hizmet sağlıyor yoksa Çin, Rusya gibi bir ülkeden mi? Şahsen bir seçim yapmam gerekirse ABD’den, Avrupa’dan yayın yapanı seçerdim. Ağır aksak da olsa bu ülkelerde denetim ve hukuk var. Bu bağlamda ABD’nin ve Avrupa’nın Çin’in en hızlı büyüyen ve gelişen telekomünikasyon şirketi Huawei’ye ambargo uygulaması ve ülkelerinden kovması boşuna değildir! Son olarak, Instagram, Facebook, Twitter, WhatsApp bu anlamda diğer uygulamalara göre çok daha güvenlidir. ABD ve Avrupa menşeili firmalardır. Ayrıca bu hizmeti sağlayan şirketler borsada işlem görmekte, hukuken denetlenebilir ve yatırımcı hassasiyeti olan şirketlerdir. Yani verilerinize erişmesi sizleri çok da korkutmasın. Peki “WhatsApp’ın bu yeni sözleşmesinde ne var?” diye soracak olursanız çok kısa cevap vereyim. Hani Google’de bir ayakkabı aradığınızda Facebook’da o ayakkabı reklamı çıkıyor ya WhatsApp’da “doğum günü hediyesi olarak ayakkabı mı alsak?” diye arkadaşınıza sorduğunuzda Facebook’da ayakkabı reklamı çıkacak. Yok sesinizle banka hesabınıza girecekler, özel fotoğrafınızı kullanacaklar bunlar yine WhatsApp gruplarında dolaşan hikayelerdir… Yine de eğer “başıma bir iş gelir” diye kaygı duyuyorsanız bu uygulamaların tamamını telefonunuzdan kaldırın ve interneti, GPS olmayan bir telefon/bilgisayar kullanın... Ve son söz; "Bir ürüne para ödemiyorsanız, ürün sizsiniz demektir..."  
Ekleme Tarihi: 10 Ocak 2021 - Pazar

Ne Yapalım Bu WhatsApp’ı, HES’i Silelim mi?

Sorunun cevabını son paragrafta verdim. Ama öncesinde ilginizi çekecek ve 10 yıl sonrasına projeksiyon tutacak bazı şeyleri sizlerle paylaşarak başlamak isterim. 

“Toplumdaki herkes, gözüne takılmış olan bir lens ve ona bağlı bir cep telefonu uygulaması ile sosyal medya puanları toplamaktadırlar ve toplum içindeki statüleri bu puanlara göre belirlenmektedir. Herkesin istediği kişiye dilediği gibi puan verme özgürlüğü vardır ve araba kiralamaktan, ev kiralamaya, uçak rezervasyonlarından, katılacakları davetlere kadar her şey bu puanlara göre insanların kullanımına sunulmuştur ve verilen düşük puanlar, ortalamayı düşürdüğü gibi yüksek puan alan kişilerinde sosyal medya puanları artmaktadır....”

#BlackMirror Nosidive (Dibe Vuruş) bölümünde bu konu işlenmiştir. 

En geç 10 yıl sonra Hayat Eve Sığar (HES) gibi uygulamalar, yüz tanıma sistemli kameralar “güvenlik” gerekçesiyle gelişecek ve sosyal puanlarımızı oluşturacak. Bu puanlar tıpkı #BlackMirror Nosidive bölümünde anlatıldığı gibi neye izin veriyor neye yetiyorsa ona göre yaşayacağız. Nasıl mı, sosyal puanınız yetmiyorsa bir restoranın, kafenin, spor salonunun, sinemanın kapısından içeri dahi giremeyeceğiz. Sosyal puanımız yetmiyorsa toplu taşıma araçlarıyla seyahat edemeyeceğiz, araç kiralamayacağız. 

Önümüzdeki yıllar insanın yaman çelişkisi olan güvenlik mi özgürlük mü ikileminde yaşayacağı yıllar olacak.

Bir canlı bomba, saldırgan, tecavüzcü sosyal puanı yetmediği için sizinle aynı ortama giremeyecek ve anında tespit edilecek. Bu güzel olurdu değil mi… Suç henüz gerçekleşmeden önlenebilecek. Peki bunun bedeli ne olacak? “Kişisel verilerimizin” kullanımına onay vermek olacak, 7/24 her yerde kameraların olduğu bir dünya olacak… Bugün tartıştığımız WhatsApp ve benzer uygulamaların yeni sözleşmelerini kabul etmek olacak. Bu şirketler önümüzdeki yıllarda güvenlik güçleriyle tamamen ortak çalışacaklar. Öyle ki ABD istihbaratının bu şirketlerle uzun zamandır dirsek teması olduğuna dair bilgiler açık kaynaklarda yer almaktadır.  

ABD örneğine bakınca Türkiye’nin de sosyal medya şirketlerine “temsilci atayın” demesi boşuna değildir! Bu bazı bazı şeylerin başlangıcı olarak görülebilir. Birçok ülkede zaten bu temsilcilikler var olmayanlar da tıpkı Türkiye gibi açılmasını talep etmektedirler. 

Bu temsilciliklerin açılması, güvenlik güçleriyle verilerin paylaşılması gündeme geldiğinde Türkiye’nin aksine Avrupa başkentlerinde gösteriler olacak belki Amerika’da senato binaları basılacak! Ama Avrupa’nın ortasında patlayacak bir bomba herkesin “kişisel verilerimizi” kullanın demesine sebep olacak… 

Yeniden soralım güvenlik mi özgürlük mü? Aslında özgürlük ve güvenlik kavramları birbirlerinin zıttı değil bilakis birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Bir toplum kendini ne kadar güvende hissederse bir o kadar özgürlüğü tatmış olur. Yani özgürlük, kuralları yakıp yıkarak elde edilen bir durum değil, huzur ve güvenlik içinde korkmadan seçim yapabilmektir. Güvenli bir toplum aynı zamanda özgür insanları bünyesinde barındırabilir. İşte bu dengeyi anayasa ve hukuk normları çerçevesinde dengelediğimiz zaman “kişisel verilerimizin” paylaşılması bizleri rahatsız etmeyecektir.

Son olarak gelelim WhatsApp meselesine…

Telefonunuzda yüklü olan sosyal medya araçları başta olmak üzere, alışveriş sitelerinin uygulamaları, yüklü oyunlar…vs bunların tamamı kişisel verilerinizi kullanıyor. Dünyada 2 Milyar insan WhatsApp'ı kullanıyor. Bunca insanın mesaj ve fotoğraflarını dünyanın her yanına dağıtmak için akıl almaz bir teknolojik altyapısı ve işletme sistemleri lazım. Peki bu adamlar ne yiyor ne içiyor, parayı nasıl kazanıyor? Sorunun cevabı basit, verilerimizi satarak para kazanıyorlar! Google’da, Facebook’ta, Instagram’da diğer uygulamalarda tam da aradığınız, aklınızdan geçen ürünlerin önünüze düşmesi tesadüf olamazdı herhalde... Telefonumuzda yüklü tüm ücretsiz uygulamalar hatta ücretliler de yukardaki örnekteki gibi “bizi kullanıyorlar.”

Burada sormamız gereken soru, “Bu uygulamaların hizmet sağladığı ülkede hukuk var mı ve yasalar işliyor mu?” Cevabınız evet ise bu uygulamalar verilerimizi bir yere kadar kullanabilir o bir yer, yasaların sınırlarını belirlediği ve denetlediği yerdir… Kullandığınız küresel bir uygulama Amerika’dan mı Avrupa’dan mı hizmet sağlıyor yoksa Çin, Rusya gibi bir ülkeden mi? Şahsen bir seçim yapmam gerekirse ABD’den, Avrupa’dan yayın yapanı seçerdim. Ağır aksak da olsa bu ülkelerde denetim ve hukuk var. Bu bağlamda ABD’nin ve Avrupa’nın Çin’in en hızlı büyüyen ve gelişen telekomünikasyon şirketi Huawei’ye ambargo uygulaması ve ülkelerinden kovması boşuna değildir!

Son olarak, Instagram, Facebook, Twitter, WhatsApp bu anlamda diğer uygulamalara göre çok daha güvenlidir. ABD ve Avrupa menşeili firmalardır. Ayrıca bu hizmeti sağlayan şirketler borsada işlem görmekte, hukuken denetlenebilir ve yatırımcı hassasiyeti olan şirketlerdir. Yani verilerinize erişmesi sizleri çok da korkutmasın.

Peki “WhatsApp’ın bu yeni sözleşmesinde ne var?” diye soracak olursanız çok kısa cevap vereyim. Hani Google’de bir ayakkabı aradığınızda Facebook’da o ayakkabı reklamı çıkıyor ya WhatsApp’da “doğum günü hediyesi olarak ayakkabı mı alsak?” diye arkadaşınıza sorduğunuzda Facebook’da ayakkabı reklamı çıkacak. Yok sesinizle banka hesabınıza girecekler, özel fotoğrafınızı kullanacaklar bunlar yine WhatsApp gruplarında dolaşan hikayelerdir…

Yine de eğer “başıma bir iş gelir” diye kaygı duyuyorsanız bu uygulamaların tamamını telefonunuzdan kaldırın ve interneti, GPS olmayan bir telefon/bilgisayar kullanın...

Ve son söz; "Bir ürüne para ödemiyorsanız, ürün sizsiniz demektir..."

 

Yazıya ifade bırak !