2015 sonrasında önemli siyasi ve ekonomik sorunlarla boğuşan ülkemiz, 2020’de tüm dünyayı sarsan COVID’19’un da etkisiyle zor bir sınavdan geçiyor. Daralan ekonomide vergi tahsilatı hızla azaldı, özellikle verginin omurgası sayılan tüketim vergileri hızla düştü. Toplanan vergilerin üçte ikisi tek başına maaşlara yetiyor. Kamu yatırımlarında stratejik olmayanlar dışındakiler neredeyse durma noktasına geldi. (Şehrimizin bu konuda şanslı olduğunu ayrıca belirtmekte fayda, bu daralmaya rağmen duran bir yatırım yok.) Eldeki gelirle birçok harcama yapılamıyor. Verilen büyük açıklar, hazinenin borçlanmasını artırıyor, borç yükü daha da ağırlaşıyor ve düşük kalması istenen faizleri yükselmeye zorluyor.Daralan bütçe demek, geliri ağırlıkla merkezden gelen yerel yönetimler için de daraltılmış bütçe demek. Vergilerden oransal olarak pay alan belediyeler, vergiler düştükçe paylarının azalmasına da rıza göstermek durumunda kaldılar. Bu durumda yerelden kaynak üretmek ihtiyacı daha da artacak. Ancak, sosyal mesafenin getirdiği hizmete talep düşüşü, yerelde de yaşanıyor. Daha az ulaşım, daha az bilet harcaması, daha az park parası demek vb. Öyle ki belediyeler için önemli kaynak olan emlak, ruhsat gibi gelirler de azalmış durumda.
Tablo bu şekilde iken Çanakkale Belediyesi ortaya çıkan yeni fiili durumdan dolayı 297 milyonluk 2020 yılı bütçesinde revizyona gitti ve bütçenin temel faaliyetler haricinde kalan kısmını Çanakkale halkının ve belediye çalışanlarının sağlığını korumak üzere harcanacağını duyurdu. Bu duyuru yaptığında takvimler 31 Mart’ı gösteriyordu.
Aradan geçen beş ayda işler iyice zora girdi ve belirsizlik halen daha sürüyor ve ne zaman biteceğine dair bir ışıkta yok. Böylesi bir zamanda Çanakkale Belediyesi, yeni belediye binasını bitirmek için “Çevre ve Şehircilik Bakanlığından izin alınmasına ayrıca ilgili bakanlık ve kurumlarda işlemleri yürütmeye ve gerekli evrakları imzalamaya Belediye Başkanına yetki verilmesi konusunda” belediye meclisinden geçtiğimiz yıl kesinleşmiş bütçenin %10’u kadar yani yaklaşık 30 milyon lira borçlanmak için yetki istiyor.
Sadece bu da değil, Eylül ayı meclisinde, meclis üyelerinden belediyeye ait 52 taşınmazın satılması içinde de yetki isteniyor. Çanakkale Belediyesi bu mülk satışlarından yaklaşık 30 milyon liralık bir kaynak elde etmeyi hedefliyor.
Burada bir anekdot paylaşmak isterim. Geçtiğimiz dönem AK Partili Belediye Meclis Üyelerinden Ethem Hırçın, bir yatırım ile ilgili kredi kullanılması meselesi gündeme geldiğinde “kredi kullanacağımıza en azından belediyeye ait konutları satalım. Krediye faiz ödemeyelim, ayrıca belediyenin konut sahibi olması belediyeye yükten başka bir şey değil”dediğinde başkan Ülgür Gökhan, “ben mülk satmam, ne güzel kredibilitemiz yüksek, kredi alabiliyoruz, dursun, durdukça değerlensin” demişti. Şimdi o konutların büyük bir çoğunluğu bugün satılmak isteniyor…
Toplamda 60 milyonluk bir kaynak bulunmaya çalışılıyor, bu kaynak ile Çanakkale Belediyesi hizmet binası sanırım anca bitirilebilir. Evet bitsin isteriz, güzel olur… Ama böylesi belirsiz bir dönemde kredi kullanmaya, belediyenin aralarında çok değerli olan mülklerini satmaya gerek var mı? Belediye meclis üyeleri önümüzdeki gün bu konularda bir karar verecekler, bakalım ne karar verecekler…
Şahsi kanaatim, belediye böylesi bir dönemde kredi kullanmak, mülk satmaktan ziyade yeni kaynaklar üretmenin yollarını aramalı yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan hibe bularak bu süreçleri en azından bir süre idare etmeli.