Muharrem Erkek, İsmet Güneşhan bugün siyasette var olmalarını kabul etsinler, etmesinler Ülgür Gökhan’a borcular… Peki bu borçlarını nasıl ödüyorlar gelin bakalım. İsmet Güneşhan, Muharrem Erkek, Remzi Yiğit daha önce farklı zamanlarda olduğu gibi şimdi yeniden Ülgür Gökhan’ın karşısında pozisyon almış durumdalar. Bu üç isimin Ülgür Gökhan’ın karşısına olmasının sebebi Ülgür Gökhan’ın yanında olan bir isim… O isim belediye başkan yardımcısı Rebiye Ünüvar…
Remzi Yiğit istemiyor çünkü daha önce kendisinin yaptığı işi bugün Rebiye Ünüvar ondan daha iyi şekilde yapıyor. Gökhan’ın başkanlık seçimi, Erkek’in vekilli seçimi ve bundan önceki delege ve kongre seçimleri süreci…
İsmet Güneşhan istemiyor çünkü bugün Rebiye Ünüvar’ın işaret edeceği bir isim il başkanı yarın işaret edeceği bir isim milletvekili olabilir. Çünkü Ünüvar kongre süreçlerinde merkez ve ilçelerde çalıştığı için üye ve delegeye hakim. Güneşhan’ın bugün il başkanlığı, yarın vekillik hayalleri suya düşebilir.
Muharrem Erkek istemiyor çünkü. Sürecin sonunda Ülgür Gökhan benim adayım Rebiye Ünüvar diyerek belediye başkanlığı koltuğunu Ünüvar’a bırakabilir. Erkek’in önümüzdeki dönemler için Çanakkale Belediye Başkanlığı hayalleri suya düşebilir.
Peki bu üçlü ne yapıyor? Merkez ilçe kongresinin yapılması gerekiyordu fakat il başkanlığı “şartlar oluşmadı” diyerek kongre tarihi vermedi. Peki o şartlar neydi, Güneşhan il başkanlığını kaybetmemek için merkez ilçedeki 180 delegenin yarısını siz, yarısını biz yazalım diyor fakat Ali Uyanık buna yanaşmıyor ve süreç çıkmaza giriyor. Top artık genel merkezde, tabi genel merkez ayağında Muharrem Erkek elinden geleni yapıyor. İsmet Güneşhan ise İstanbul eski il başkanı ve teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısı Oğuz Kağan Salıcı ile temas kuruyor ve Salıcı Ali Uyanık’a “Biz İsmet’i istiyoruz diye” talimat veriyor. Salıcı ile Güneşhan Adıyaman’dan çocukluk arkadaşıymış. Ali Uyanık bunu da reddediyor ve meseleyi Kılıçdaroğlu’na götürüyor.
Peki bu haliyle kongreye gidilse İsmet Güneşhan seçilebilir mi, pek mümkün gözükmüyor. Çan’da da Ülgür Gökhan’a yakın olan ekip kazandı çünkü… Hatta Muharrem Erkek, Lapseki kongresinden sonra ilçe başkanlarıyla bir araya gelerek İsmet Güneşhan’a destek istedi ama ilçe başkanları evet ya da hayır demedi… Kongreye gidilsin bakarız denildi, bu aslında biz desteklemiyoruz demekti. Başkan Gökhan Remzi, İsmet ve Muharrem üçlüsünün bu tavırlarından dolayı oldukça üzgün ve benim için onlarla siyaset defteri bu kez bir daha açılmamak üzere kapandı diyerek tavrını almış durumda… Bakalım süreç CHP’de nasıl ilerleyecek…
Yazının bu kısmını şu sözlerle bitirelim; Kimse vefasız olduğunu kabul etmez. Herkesin kendine göre 'haklı bir gerekçesi' mutlaka vardır. Hatta eşi benzeri görülmemiş bir nankörlüğün içinde olanlar bile vefadan dem vurabilir…
***
Hadi Ama Oturmaya Mı Geldik, Sizleri Piste Alalım
Ocak ayı belediye meclis toplantısı oldukça hareketli geçti. Ulusal medyaya yansıyan tartışmalar yaşandı başkan Gökhan siyasi “tecrübesiyle” AK Parti grubunu oldukça zorladı, köşeye sıkıştırdı. Bir TOKİ meselesi geldi gündeme, 116 Jandarmanın oralarda bir yere şehit ve gazi yakınları başta olmak üzere düşük gelirli aileler için 500 konut yapılması planlanıyor. Başta başkan Gökhan olmak üzere CHP grubu yerin ne kadar yanlış olduğunu o arazinin halkın ortak kullanımına açık olarak planlanması gerektiği gibi onlarca gerekçe sunarak olumsuz görüş bildirdi. AK Parti Grubundan başta grup başkanvekili olmak üzere bir kişide o köşeden çıkıp şöyle bir cümle kurmadı; “Ya arkadaş evet çok haklısınız bu çekincelerinizi sunmakla ama keşke bu çekincelerinizi şu anda içinde bulunduğumuz belediye binası ve hemen bitişiğimizdeki otel binası yapılırken de dile getirseydiniz. Şehrin göbeğine bir hançer gibi bu ucube bina saplanırken aklınız neredeydi? Bakın belediye binasının önünde kaldırım neredeyse yok, kapılar yola açılıyor… Bunun gibi onlarca örnek var şehir bunlar yapılırken de en azından bundan sonra biraz daha aynı bu TOKİ meselesinde olduğu gibi hassas davranın…” Ne diyelim belediye meclis üyesi arkadaşlara eee hadi aa oturmaya mı geldik, sizleri piste alalım..
***
Hem İsa’ya Hem Musa’ya Yaranma Becerisi
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, sahiplendiği kediye 'Barış' ismini verdi. Makam odasının kapılarını 'Barış'a açtı. 'Barış'la çektirdiği ilk fotoğrafları sosyal medyadan paylaşan Başkan Gökhan, "Çanakkale'de Hayvan Bakım Evimiz, kedi evlerimiz var ve duyarlı vatandaşlarımız onları zaten sahipleniyorlar. Biz de örnek olsun dedik. Sokaktaki hayvanlarımızı sahiplenelim, koruyalım, bakalım. Bu da bir insanlık görevi. O bakımdan burada sempatik bir biçimde kedimizle yaşamımız başladı. Bir sembol olarak, gençlerimizi çocuklarımızı hayvan sevgisine teşvik etmek için böyle bir karar aldık. Umarım toplum tarafından olumlu algılanır" evet çok olumlu karşılandı takdir ettim, alkışladım…. Ama aynı Ülgür Gökhan, omuzuna sarı poşu takıp bir deve dövüşünden diğer deve dövüşüne koşuyor… Ne kadar halkçı ne kadar “törelerine” bağlı olduğunu, göstermeye çalışıyor…Yetmiyor daha önce yaptığı gibi bu sene de kendi himayesinde 9 Ocak 2019 günü develeri dövüştürüyor! Nerede kaldı samimiyet, bunun adına ne diyorlar? Efendim AK Partili Belediyeler de yapıyor, öncelikle bu vahşetin partisi yok ama söyleyeyim AK Partililer de yanlış yapıyorlar. Hadi diyelim ki AK Partililer hayvanları sevmiyor, zaten makamlarında da kedi beslemiyorlar, eee siz seviyorsunuz da ne oluyor! Aynı modaya Kepez’in şekilci başkanı Birol Arslan da uydu o da makamında kedi beslemeye başladı ve gelir gelmez belediyenin kasasından 165 bin lira harcayarak develeri dövüştürdü! Bakın İzmir’in Bayraklı ilçesinin CHP’li Belediye Başkanı bu geleneksel eziyete nasıl son vermişti. Balkan Serdar Sandal, “5000 yıllık tarihi Smyrna’nın orta yerinde düzenlenen deve güreşlerini kaldırdık. Geçmişte bunu ayrılan bütçe artık çocuklarımızın eğitim ihtiyacına ayrılacak” ne diyelim örnek olsun… yazının başlığı nereden çıktı derseniz başkan Gökhan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü için verdiği kahvaltıda yaptığı konuşmada; “İşiniz gerçekten çok zor Ne İsa’ya Ne Musa’ya Yaranabiliyorsunuz…” diyerek durumumuzu özetlemişti. Biz başkan kadar becerikli olamadık… Ama başkan hem İsa’ya hem Musa’ya yaranma konusunda oldukça maharetli… Bakın en büyük hayvan sever kendisi makamında kedi besliyor alkış alıyor, diğer tarafta kendi himayesinde hayvanları dövüştürüyor alkış alıyor…
Son söz: Hayatın güzelliklerini, insanın inceliklerini her geçen gün daha az paylaşıyoruz. Siyaset, insaniyetin önüne geçiyor. Siyasetten kastımız sadece partiler değildir. Hasbî olmayan, hesabî olan her şey.