Gültekin Yıldız istifasını “Genel Merkez teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Erkan Kandemir ile 7. Olağan Kongre çerçevesinde yaptığımız görüşme neticesinde kendisine il başkanlığı görevimden istifamı sunmam ile son bulmuştur. İnşallah siyaseten verilen bu es hem şahsım hem de partimiz için hayırlara vesile olacaktır” sözleriyle duyurdu.
Gazeteci, il başkanı ilişkisini başarıyla yürütemedik maalesef. Eleştiri ile düşmanlığı birbirinden ayıran temel fark, niyettir. Eleştiri, esasında, önemsemektir. Karşımızdakini ciddiye almaktır. Daha iyi olmasını istemektir. Sorunları gören ve gösteren eleştiriye kayıtsız kalamaz. Husumete varmayan eleştiriler, sorumluluk duygusundan kaynaklanan uyarılar, yıkmaktan ziyade yapmayı önceleyen fikirler her zaman başımızın tacı olması gerekir. İnsan atasız ve hatasız olmaz. Bu bilinçle Allah şahittir ki daha iyi olsun diye gördüğüm eksikleri, yanlışları Yıldız’ın şahsını hedef almadan büyük bir dikkatle yazmaya gayret ettim, teşekkür etmesi gerekirken arkamdan olmadık ithamlarda bulundu, ekmeğimle oynamaya kalktı. Tüm bunlara rağmen ben hakkımı helal ediyorum… Çünkü bizi ilgilendiren şudur: Kâğıdı, kalemi, sözü ve imkânları emanet bilip iş yapmanın derdinde olmak.
***
Şimdi gelelim aslı mevzuya sizi biraz geçmişe götüreceğim. Çok değil iki yıl öncesine hatırlayın o günleri CHP karmakarışık. Çeşitli gruplaşmalar var ve bu gruplar iktidar savaşı veriyorlar. Her yeni gün yeni bir açıklama, basına düşen kulis haberleri… Bugün ise o günlerden eser yok, vekil, teşkilat ve belediye arasında tam bir birlik havası var. Peki o günlerden bugünlere nasıl gelindi kavga ile evet evet kavga ile… Kavgalar edildi en güçlü olan kazandı ve herkes ona biat etti… Kim mi kazandı bakın sizlere o günlerden bir haberin spotunu paylaşayım kimin kazandığını anlarsınız; “CHP’de merakla beklenen il kongresi bugün yapıldı. İsmet Güneşhan’ın tek aday olarak girdiği seçimde uzun süredir Ülgür Gökhan’ın ambargosuna maruz kalan Nejat Önder’in sözleri damga vurdu. 2000 yılından bugüne teşkilatlarda görev yaptığını belirten Önder, “çocuğuma iş istemedim, belediyeden herhangi bir çıkarım için ihale koşturmadım. Hep örgütün neferliğine talip oldum.” diye başladığı sözlerine “Vesayet altında siyasette başarı beklenmez umut ediyorum ki belediye başkanı örgütlerden elini çeker. Çünkü emeline ulaştı, parti içi iktidarı ele geçirme adına yıllardan beri uğraş veriyordu” diyerek görevi bıraktı.”
Eğer Çanakkale’de AK Parti teşkilatları da CHP’de ki düzeni sağlamak istiyorsa bu kavgayı vermek zorunda! Bu kavga aslında uzun süredir devam ediyor ve artık bitmesi de gerekiyor. Koltuğa gelen başlıyor ben patronum diyerek kavgaya. Şimdi o boşalan koltuğa gelen öncelikle olarak patron koltuğuna oturmadığını bilir ve patronun kim olduğunu kabul ederse AK Parti dün yaşadığı krizleri bir daha yaşamaz ve kavga biter. Bakın bunu adı biat değil siyasetin kuralıdır! Belki ideal olan değil bu ama en azından bugün Türkiye şartlarında siyasetin kural budur. Eğer bu kurala uymak istemeyen varsa yapmasın arkadaş siyaset zorla değil ya…
Geldiğimiz gün itibariyle patronluk kavgasından çok daha önemli meseleler var çünkü. AK Parti özellikle merkezde her geçen gün kan kaybediyor. Yapılan onca yatırıma rağmen, genel merkezde güçlü olan ve Çanakkale’ye onlarca yatırımın doğrudan akmasına vesile olan Bülent Turan, Julide İskenderoğlu’na rağmen beklenen bir türlü elde edilemiyor. Beklenenin elde edilmesi için teşkilatların canla başla çalışması gerekiyor. Ama maalesef bu çalışmayı uzun süredir göremiyoruz. Sosyal medyada poz vermeyi çalışmak olarak görenlerin, protokolde koltuk koşturanlarla adeta bir bürokrat edasıyla caka satanlarla başarı mümkün değil!
Gelelim en kritik noktaya sokağa çıkın kadın kolları ve gençlik kolları başkanı kim diye sorun kimse bilmez… Yaptıkları bir tane sosyal projeyi sorun kimse bilmez, çünkü yapmadılar. Bu parti Çanakkale’de istediği ivmeyi yakalayacaksa kadın ve gençlik kollarının çabasıyla yakalayacaktır. Kimse kusura bakmasın, arkadaşlar da alınmasın ama Çanakkale’de kadın ve gençlik kolları yok! Kadın kolları, gençlik kolları insana dokunan onlarca işin içinde olabilirlerdi daha önce bunlar yapıldı bunu en iyi bilen kadın kolları başkanlığı da yapmış olan milletvekilimiz Julide İskenderoğlu’dur. Ama bugün düne göre imkanlar her şey çok daha iyiyken neden olmuyor özür dilerim ama söyleyeyim çünkü ruh yok!