Çanakkale Belediyesi'nin sosyal medya hesabından LGBTİ'ye destek niteliği taşıyan bir paylaşımda bulunuldu. Paylaşım sonrası toplumun birçok kesiminden belediyenin resmi hesaplarından yapılan bu paylaşıma tepki geldi. Belediye meclis toplantısında da CHP’liler bu paylaşımların devam etmesi gerektiğini ve başkanın arkasında olduklarının altını özellikle çizdiler. Bu konuda belediye başkanı Ülgür Gökhan’a naçizane bir tavsiyede bulunmak isterim. Arkanızdakilere değil yanınızdakilere bakın ve onları dikkate alın… Bazı küçük gruplara şirin gözükeceğim diye kocaman toplulukları karşınıza almayın.Bu hataya daha öncede düştünüz ve siyasi bedeller ödediniz hatta dönem dönem kendinizi ifade etmekte güçlük yaşadınız hatırlayın o günleri neydi o konular…
Evet LGBT meselesi ile ilgili şu notlarımı paylaşmam herhalde meseleyi özetler; “Eşcinsellik… Bazıları “Bu hastalık değil sağlık” diye paylaşımlar yapmış, ben bu iki kelimeden ziyada “imtihan” kelimesiyle açıklamaya çalışacağım. Ailesi için de kişinin kendisi için de bir imtihan. Bu konuda atıp tutmaktan, büyük konuşmaktan da imtina edilmeli.
Sonuç olarak dünyaya iki farklı cins üzere yaratılmış insanoğlu. Mükemmel bir denge ile. Üçüncü bir cins daha yaratılmış da bu iki cins onu yok etmeye çalışıyor filan değil.
Ama bunu yok saymak yerine eşcinsellik diye bir olgunun yeryüzünde var olduğunu kabul etmek gerekiyor. Çok eski zamanlardan beri var hem de. Bu bir durum, kişinin kendisi için de ailesi için de, çevresi için de başa çıkılması gereken bir gerçek.
Sorun da tam bu noktada başlıyor.
Kişi bu gerçekle yüzleşir, bu durumu aşabilir ya da aşamaz. Bununla yaşar ya da doğal haline dönmeye çalışır. Kendi tasarrufudur.
Ailesi, çevresi bu gerçekle yüzleşir, bu durumu aşabilir ve çocuklarını bu şekilde kabullenebilir ya da kabullenmeyip onunla ilişkisini kesebilir. İkisi de ailenin bileceği iştir.
Kısacası bu konu her şey olabilir ama yılda bir kez çıkıp “Onur Yürüyüşü” yapılacak, onurlu olmakla özdeşleştirilebilecek bir şey olamaz.
Onlara destek vermek, hele hele yerel yönetimlerin destek vermesi, yüreklendirmesi, adeta teşvik etmesi kabul edilemez.
Hepimizin ailesi var, çocukları var.
Çocuklarımızı istediğimiz gibi yetiştirme hakkımız var.
Onları, sonuçlarını kendileri göğüslemeyecek insanların böyle bir şeye yüreklendirmesi hem kişinin kendisine, hem ailesine büyük haksızlık.
Bu durumun onurlulukla filan bir ilgisi yok.
Ailenin ve toplum bu durumu tuhaf karşılamalı elbette, kabullenmekte, hazmetmekte zorlanmalı. Aileleri baskı altına alarak adeta buna sevinmeleri gerektiği izlenimi yaratma kampanyalarından da vazgeçmeli LGBT örgütleri.
Ailelerin tepkisi, direnci bahane edilerek yapılan bu sözde Onur Yürüyüşleri o kişileri koruma altına almak için filan değil, LGBT’yi yaygınlaştırmak, kapılarını sonuna kadar açmak, kolaylaştırmak içindir.
Nasıl ki kendi durumunuza saygı istiyorsanız, anlayış istiyorsanız siz de ailelerin, toplumun bu durumu yadırgamasına saygı gösterin.
Çünkü yadırgamalı. Çünkü yadırganacak bir durum.
Kusura bakmayın yani.
Bu işi bu kadar basite indirgemenize, size gelen tepkileri faşizm olarak açıklamanıza ve zamanla normalleştirerek evlerimizin içine kadar girmesine izin vermeyeceğiz.
Bunu kabul etmeyen milyonlarca insanı anlayışsız, despot, çağdışı olarak nitelendirme kolaylığına kaçıyorsunuz, bu da bir taktik. Farkındayız.
Yürüyüşünüzün adı Onur Yürüyüşü olabilir. Ama onurlu bir yürüyüş asla değil.”