Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

İstanbul’u Kaybedersek Türkiye’yi Kaybederiz!

İstanbul’da seçimler tekrarlanacak, YSK’nın verdiği kararın doğruluğunu, yanlışlığını tartışmanın sonuca bir etkisi olmayacağı için bu konuda yapılacak tartışmaları “zaman kaybı” olarak görüyorum. Fakat tarihe şahitlik ettiğimizin de altını çizmek gerektiğini ayrıca belirtmek istiyorum. 31 Mart’ı geride bıraktığımıza göre 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimlerine dair bazı öngörülerde bulunabiliriz hadi başlayalım... [Bu köşede genelde yereli ilgilendiren konularda yazıyorum fakat bu konu artık yerelin de gündemi dünden beri aldığım telefonlarda ve her sohbette gündem bu konu o yüzden bir şeyler söylemek gerekli diye düşündüm...] Seçimlerin yenileneceğinin açıklanmasının ardından “İmamoğlu bu sefer açık ara farkla kazanacak!” iddiasında olanların sayısının bir hayli fazla olduğunu görüyorum. Ben ise tam tersi olacağını düşünüyorum. AK Partinin adayı Binali Yıldırımın 31 Mart’a göre açık ara farkla İstanbul seçimlerini kazanacak. Bu iddiamın birinci temelini 31 Mart seçimlerinde HDP’nin aday çıkarmayarak İstanbul’da dolaylı olarak CHP’ye verdiği desteği 23 Haziran’da geriye çekecek olması oluştuyor. O mahallede yaşananlara baktığımızda bu desteğin geri çekileceği mesajlarının verilmeye başlandığını ve “siyasi” bazı adımların atıldığını, bazılarının da atılacağını görüyoruz. Bakmayın şimdilerde “31 Mart’ta ne yaptıysak bundan sonrada aynısını yapacağız” demelerine malum parti HDP Genel Merkezinden değil Kandil’den, İmralı’dan yönetiliyor! CHP-HDP ittifakı için öküz öldü ortaklı bozuldu diyebiliriz. Ve bir dipnot; “HDP 2014 yılı seçimlerinden aday olarak Sırrı Süreyya Önder’i aday göstermişti. Önder oyların % 4.84’ünü 414.200 oyu alarak İstanbul’da MHP’nin de önünde 3 parti olarak seçimi bitirmişti.” İddiamın ikinci temelini ise tecrübe oluştuyor. Millet olarak 7 Haziran seçimlerinde bir tecrübe yaşadık. Tek başına hükümet kuramayan AK Parti tablosu ortaya çıkınca Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümeti kurma görevini Ahmet Davutoğlu’na vermişti. O dönemde başta Davutoğlu ve birçok kimse koalisyon kurulması gerektiğini savunmuştu. Fakat Erdoğan buna karşı çıkmış ve erken seçim kararı almıştı. 1 Kasım seçimlerindeki tablo ise hepimizin malumu AK Parti açık ara farkla seçimi kazandı. Erdoğan bugüne kadar yaptığı siyasi hamlelerde hep başarılı oldu. 23 Haziran’da da başarılı olacak. Ne demişti; “İstanbul’u kaybedersek Türkiye’yi kaybederiz” böylesi bir “gerçek de” ortadayken AK Partinin İstanbul’da kaybetme ihtimali yok! Aklında halen daha acabası olanlar, “ya kazanamazsak” diye şüphesi olanlara rahatlamaları için ne yapmaları gerektiğini de söyleyebiliriz yapmaları gereken tek şey “Erdoğan’ın liderliğine güveniyoruz” demeleri ve güvenin gereğini yapmaları. Şimdi bu siyasi hamlelerin dışında çok farklı ve etkili bir seçim kampanyasının da yürütüleceğine şahitlik edeceğiz. Son söz; 31 Mart’tan sonra “kaybedilen” bir İstanbul sonrası bazı şeylere şahitlik ettik ve şunu dedik; “Kaybettiklerimizi hatırladıkça elimizde kalanlara, gidenleri gördükçe yanımızda duranlara daha sıkı sarılırız. Bunun bize bir şey söylüyor olması lazım.”
Ekleme Tarihi: 07 Mayıs 2019 - Salı

İstanbul’u Kaybedersek Türkiye’yi Kaybederiz!

İstanbul’da seçimler tekrarlanacak, YSK’nın verdiği kararın doğruluğunu, yanlışlığını tartışmanın sonuca bir etkisi olmayacağı için bu konuda yapılacak tartışmaları “zaman kaybı” olarak görüyorum. Fakat tarihe şahitlik ettiğimizin de altını çizmek gerektiğini ayrıca belirtmek istiyorum. 31 Mart’ı geride bıraktığımıza göre 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimlerine dair bazı öngörülerde bulunabiliriz hadi başlayalım... [Bu köşede genelde yereli ilgilendiren konularda yazıyorum fakat bu konu artık yerelin de gündemi dünden beri aldığım telefonlarda ve her sohbette gündem bu konu o yüzden bir şeyler söylemek gerekli diye düşündüm...]

Seçimlerin yenileneceğinin açıklanmasının ardından “İmamoğlu bu sefer açık ara farkla kazanacak!” iddiasında olanların sayısının bir hayli fazla olduğunu görüyorum. Ben ise tam tersi olacağını düşünüyorum. AK Partinin adayı Binali Yıldırımın 31 Mart’a göre açık ara farkla İstanbul seçimlerini kazanacak.

Bu iddiamın birinci temelini 31 Mart seçimlerinde HDP’nin aday çıkarmayarak İstanbul’da dolaylı olarak CHP’ye verdiği desteği 23 Haziran’da geriye çekecek olması oluştuyor. O mahallede yaşananlara baktığımızda bu desteğin geri çekileceği mesajlarının verilmeye başlandığını ve “siyasi” bazı adımların atıldığını, bazılarının da atılacağını görüyoruz. Bakmayın şimdilerde “31 Mart’ta ne yaptıysak bundan sonrada aynısını yapacağız” demelerine malum parti HDP Genel Merkezinden değil Kandil’den, İmralı’dan yönetiliyor! CHP-HDP ittifakı için öküz öldü ortaklı bozuldu diyebiliriz. Ve bir dipnot; “HDP 2014 yılı seçimlerinden aday olarak Sırrı Süreyya Önder’i aday göstermişti. Önder oyların % 4.84’ünü 414.200 oyu alarak İstanbul’da MHP’nin de önünde 3 parti olarak seçimi bitirmişti.”

İddiamın ikinci temelini ise tecrübe oluştuyor. Millet olarak 7 Haziran seçimlerinde bir tecrübe yaşadık. Tek başına hükümet kuramayan AK Parti tablosu ortaya çıkınca Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümeti kurma görevini Ahmet Davutoğlu’na vermişti. O dönemde başta Davutoğlu ve birçok kimse koalisyon kurulması gerektiğini savunmuştu. Fakat Erdoğan buna karşı çıkmış ve erken seçim kararı almıştı. 1 Kasım seçimlerindeki tablo ise hepimizin malumu AK Parti açık ara farkla seçimi kazandı.

Erdoğan bugüne kadar yaptığı siyasi hamlelerde hep başarılı oldu. 23 Haziran’da da başarılı olacak. Ne demişti; “İstanbul’u kaybedersek Türkiye’yi kaybederiz” böylesi bir “gerçek de” ortadayken AK Partinin İstanbul’da kaybetme ihtimali yok! Aklında halen daha acabası olanlar, “ya kazanamazsak” diye şüphesi olanlara rahatlamaları için ne yapmaları gerektiğini de söyleyebiliriz yapmaları gereken tek şey “Erdoğan’ın liderliğine güveniyoruz” demeleri ve güvenin gereğini yapmaları.

Şimdi bu siyasi hamlelerin dışında çok farklı ve etkili bir seçim kampanyasının da yürütüleceğine şahitlik edeceğiz.

Son söz; 31 Mart’tan sonra “kaybedilen” bir İstanbul sonrası bazı şeylere şahitlik ettik ve şunu dedik; “Kaybettiklerimizi hatırladıkça elimizde kalanlara, gidenleri gördükçe yanımızda duranlara daha sıkı sarılırız. Bunun bize bir şey söylüyor olması lazım.”

Yazıya ifade bırak !