CHP’ye geçen Çan Belediyesi belediye meclis toplantıları artık canlı yayınlanıyor. Haklı bir gerekçeyle, halkın meclisinde memleketi ilgilendiren kararlar alınırken vatandaşın haberi olması gerekiyordu. Ne kadar şeffaf değil mi? Aslında bu şeffaflığı, hesap vericiliği kuruluş ilkelerine batığımız vakit AK Partili belediyelerin çoktan yapmasını beklerdik ama maalesef yapmadılar. Tabi bu durum takdire şayan bir durum olduğu için CHP’den AK Partiye geçen Biga, Geyikli gibi belediyeler de bu modaya uydu ve meclis toplantılarını canlı olarak yayınlamaya başladı. Fakat herhangi bir değişikliğin olmadığı örneğin AK Partili Lâpseki, Ezine Belediyelerinde meclis toplantıları canlı yayınlanmıyor neden? Ülgür Gökhan yönetimindeki Çanakkale Belediyesi elli tane problemli konusu olmasına rağmen yıllardır meclis toplantılarını canlı yayınlıyor. Bu konuda durup bir düşünmek gerek, düşünürken bir zahmet şu EDS meselesini de düşünelim vatandaşa tuzak olarak kurulan ve belediyeler için büyük bir kazanç kapısına dönüşen EDS sistemleri neden hep AK Partili belediyelerin olduğu ilçelerde var? Düşündüğümüzde dilimizin ucuna gelen bir sözcük var samimiyet… Samimiyet, anlatılan değil, anlaşılan bir şeydir, samimiyim diyerek samimi olamayız. Lütfen samimi olalım…
Geçen gün bir dostum "AK Partinin il başkanı nasıl birisi olmalı?" diye sordu. Şöyle cevap verdim, CHP’nin il başkanları gibi olmalı. Nejat Önder gibi, İsmet Güneşhan gibi olmalı. Şaşırdı nasıl yani dedi. CHP’li hiçbir il başkanın yanında özel şoförü, koruması, fotoğrafçısı, siyah makam aracı yok bunlar vatandaşı iğreti ediyor hatta kendi partililerini bile iğreti ediyor. Ama bile bile bunu yapıyorlar neden anlamak mümkün değil.
Sosyal medyada dolaşan bir mesaj var konumuzla bir yönüyle ilgisi olduğu için sizlerle de paylaşmak istedim: “Alnı secdeye giden başkanlar değil de, komünist bir başkan sempati toplamaya başlamışsa, o bizden olan başkanlar alınlarını secdeden kaldırıp, imanlarını ve istikametlerini gözden geçirsinler!”
Yerel seçimlerden sonra AK Partinin çok ciddi bir siyaset üretememe sorunu olduğuna şahitlik ediyoruz. Örnek mi hemen vereyim. AK Parti İl Genel Meclisinde çoğunluğu kaybetti, CHP’nin üye sayısı 18, Cumhur İttifakının üye sayısı 16. CHP il genel meclisinde 2 üye ile çoğunlukta, il genel meclis başkanı ve encümen üyeleri CHP’den oluştu. Peki bu süreçte kendi partililerini rantçı olmakla suçlayan başkan siyaset üretse il genel meclisinde yapılan gizli oylamada CHP’li bir adayı desteklese idi tablo nasıl olurdu? CHP’li aday kendine oy verse bir de oy bulsa tablo değişmiş idi hadi bu tablo değişmese bile böyle bir girişimde bulunmuş olmak en azından bir ezber bozmak olurdu.
Hadi İl genel de bunu yapmadınız peki belediye meclisinde neden herhangi bir girişimde bulunmadınız? Cumhur İttifakı olarak 9 belediye meclis üyesi seçildi, ilk meclis toplantısı sonrası 2 MHP’li üye istifa ederek partilerine geçti. AK Partinin geçen dönem 10 olan belediye meclis üyesi sayısı bu dönemde 7’ye düşmüş oldu. Peki bu süreçte kendi partililerini rantçı olmakla suçlayan başkan MHP’li meclis üyelerini arayıp önce tebrik etseydi, ziyaret etseydi. Tablo ortada en azından komisyonlara üyeler seçilene kadar Cumhur İttifakını devam ettirelim. Sonrasında takdir ederseniz partinize geçersiniz deseydi ne olurdu? Ne mi olurdu siyaset üretmiş olurdu ama böyle bir görüşmeyi geçin nezaketen bir hayırlı olsun telefonu dahi açılmadı, bu mu siyaset? Şimdi birileri efendim MHP Genel Merkezinden genelge geldi MHP’liler zaten partilerine geçecekti diyebilir. Hayır efendim en azından ilk meclis toplantısında MHP’li o iki isim bu ittifakı sürdürürdü.