Her seçimden sonra aynı soru sorulur: Bu seçimi kim kazandı? Konu yerel seçim olunca, kazandığını iddia edenin çok sayıda olması normaldir. Kimisi oy oranına bakar, kimisi kazandığı belediye başkanlıkları sayısına. 31 Mart seçimi için de aynı şey geçerli olacak. Birçok kazanan var ama şunu söylemeliyim ki bu çok sayıda kazananın yanında kaybeden de çok var. İlk sonuçlara göre Cumhur İttifakının toplam oy oranı, bir önceki genel seçime göre sadece 2 puan düştü ve bu düşüşe rağmen yüzde 50nin üzerinde tutunmayı da başardı. Bu tablo bir yönüyle güven oylaması olarak da yorumlanabilir. Ayrıca bu durum MHPnin ittifaktaki konumunu da güçlendirmiş oldu. Her şeye rağmen Ankarayı, Antalyayı, İstanbulu kaybetmek ne kadar moral bozucu olursa olsun, iktidarının meşruiyetini tartışmaya el vermeyen bir oy oranına ulaşmak AK Parti için rahatlatıcı olsa gerek.
Genele dair birkaç değerlendirme sonrası dönelim Çanakkaleye öncelikli olarak CHP Yenicede neden kazanamıyorsa AK Partide Çanakkale merkezde aynı nedenden dolayı kazanamıyor. Merkez için söyleyeceklerimizin tümü bu durumdan sonra gelir. Evet aday çok iyiydi peki çok iyi olan başka ne vardı? Çok iyi bir belediye meclisi mi, çok bir kampanya yönetimi mi, çok bir il teşkilatı mı, çok iyi bir merkez ilçe teşkilatı mı, çok iyi bir kadın kolları teşkilat mı, çok iyi bir gençlik kolları teşkilatı mı? Adayın dışında çok iyi olan ikinci bir şey yoktu merkezde! Tabi bu arkadaşlarımız kendilerine “çok iyi yaptıkları” malzemeleri bulup, onu pazarlayacak ve masada en çok çalışan olarak kendilerini takdim edecek hatta takdir bekleyecektirler. Ama açık ve net olan bir tablo var ve takdir edilecek bir durum yok…. Bu seçim Çanakkale teşkilatlarının seçimiydi ve tablo ortada, hadi takdir edilecek bir şeyler yapın, ilk istifa eden en çok takdir edilen olur!
Geyikli de Mevlüt Oruçoğlu, yıllardır Geyikli de ticaret yapmış, oranın bir insanı olmuş ve insan biriktirmiş. CHP li Geyikli belediyesini AK Partiye kazandırmış. Bu örneğe bakarak Kepez de neyi eksik yaptık diye sorsun “biz doğrusunu yapıyoruz kibrine” kapılanlar. Sürekli tekrar ettiğim bir şey vardı; “Kepez alınmadan Çanakkale alınamaz” aynı şeyi yine tekrar ediyorum, yarın için de bu böyle olacak! Aslında Kepez de tablo belliydi, ben demiştim demenin kibrine kapılmadan geçtiğimiz hafta perşembe günü şöyle yazmıştım; “Kepez de yaşayan bir vatandaş ve gazeteci olarak 2 gün boyunca farklı kahvehanelerde çay içtim esnafla oturdum, meydanda zaman geçirdim. Gördüklerimi 31 Mart tan sonra detaylıca yazacağım... Birileri üzülecek.. Fark 2.500 ” Evet şimdi tekrar ediyorum dostluk başka bu iş başka birileri üzülecek…! Çünkü Kepez de Mutan ın, bağımsız adayın, vekilin, grup başkanvekilinin ve neredeyse hemen herkesin desteğine rağmen seçim kazanılamadı… Eee bunun sorumlusu herhalde AK Partinin adayına seçimi kazanması için her türlü desteği veren kimseler değil.
Gelelim Çan a seçimin kaybedileceği belliydi… Herkes, ben dahil AK Partinin adayı için şunu söylüyordu “eskisi gibi değil” evet çok değil 2-3 sene önce gibi değildi! Öyle olsaydı bu seçimi kazanırdı. Ya da birilerinin “yeni bir isimle” seçime girelim aklına uyulsa idi bugün Çan da bir kayıp olmazdı…. “Yeni bir isimle” seçime girelim diyen akıl Ezine de kazandı! Ayrıca Çan ı bir kayıp olarak da görmemek gerekiyor. CHP eski vekili Bülent Öz ün çok iyi bir yönetimle Çan da güzel işlere yapacağına şahitlik edeceğiz. Kavgadan, gürültüden uzak ilçesine hizmet için Ankara ile vekiller ile uyum içinde çalışan bir tabloya hep birlikte şahitlik edeceğiz.
Bunca ekonomik sıkıntıya rağmen, bunca polemiğe rağmen Çanakkale nin en büyük ilçesi Biga AK Partiye sahip çıktı, emaneti ehline teslim etti. İktidarın Biga ya çok büyük bir vefa borcu var artık… Hayırlı olsun.
Son söz: Geldiğimiz gün itibariyle vatandaşın tercihleri üzerinde polemik yapmak yerine, biz nerede yanlış yaptık sorusunu sormamız gerek kendimize. Adaylarımız ve sözlerimiz konusunda bir kez daha düşünmeliyiz.