Çanakkale savaşlarının 100. yıl dönümü büyük umutlarla parlatılmaya çalışmış fakat ortaya çıkan tablo maalesef sadece belli kişi ve grupların “parlamasına” sebep olmuştu. İyi niyetle başlayan 100. yıl etkinliklerinin amacı zaten marka olan Çanakkale’nin marka değerine daha fazla katkıda bulunmak ve yurt içi ve yurt dışından kendini bu topraklara ait insanların vatan müdafaasının en önemli ayağı olan Çanakkale’yi ziyaret etmesini sağlamaktı. İşin en önemli ayağını Valilik üstlendi ve koordinasyon merkezi kuruldu. Bu merkez özel logolar tasarladı, internet siteleri, broşürler hazırladı, belki yüzlerce projeyi kabul etti. Onlarca kültür sanat etkinliği yapıldı. Fakat 101. Yılda geriye dönüp bakıldığında elde kalan tamamen bir hiçti. 100. yıl adamını bulanların proje kılıfıyla binlerce lirayı cebine indirdiği bir yıl olmuştu.Hemen herkes amacından sapan ve birilerine rant kapısı olan 100.yıl için haklı eleştirilerde bulunmuş ve ortaya çıkan başarısızlığın faturası ise iyi niyetle bu işi başlatanlara kesilmiş “mesele” çözülmüştü! O dönemde şöyle demiştim 100.yıl için sadece şu yapılsa yeter; kültür sanat bütçesi adı altında birilerine peşkeş çekilen bu paralar ile 5 bin kişi kapasiteli bir kültür ve fuar merkezi yapılsın… Adına da Çanakkale 100.yıl kültür merkezi densin… Yapılmadı…!
Şimdi diyeceksiniz ki neden 2015 yılına gittin, neden bize bunları anlattın? Çanakkale yine aynı tablo ile karşı karşıya yukarda anlattıklarıma benzer olaylar birebiri yaşanıyor. Fakat henüz geç olmadığını düşündüğüm ve yanlışa yanlış demenin sorumluluğunu taşıdığım için bu satırları kaleme alıyorum…
Troia 2018 yılı Çanakkale’nin ufkunu açan, Çanakkale için gece gündüz demeden çalıştığına inandığım iki girişimci Ahmet Çelik ve Armağan Aydeğertarafından gündeme getirildi. Bu ikili yılmadan usanmadan her ortamda boğazları patlayıncaya kadar bu meseleyi anlattılar ve şehrimize olası katkılarından bahsettiler. Çanakkale’yi dünyaya açmak için bir fırsat olarak gördükleri Troia’nın UNESCO dünya mirası listesine girişinin 20. Yılını bir başlangıç için önemli bir fırsat olduğunu dile getirdiler. Fakat Turizm Bakanlığı tarafından bir Troia 2018 yılı ilan edilmesi ise bir hayli zordu. Çünkü Çanakkale için özel bir yıl ilan edilecekti ve bu örnek diğer şehirler içinde bir model olacaktı. Yani her şehir bu yılda bizim yılımız olsun diyecekti. Ankara böylesi bir işe girmeye çok sıcak bakmıyordu ama AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan Çanakkale için dedi ve Ankara’daki ikili ilişkileriyle 2018’i Troia yılı ilan ettirdi.
Aslında düne kadar yapılanları takdirle izliyorduk.Troia müzesinin bir an önce bitmesi için çaba gösteriliyor. Troia yani Çanakkale dünya fuarlarında tanıtılıyor. Troia’nın etrafındaki köyler ve yollar ihya ediliyor bölgeye yeni bir kimlik kazandırılıyordu. İşler aslında olması gereken şekliyle ilerliyordu.
Fakat bir şey oldu ve kontrol kaybedildi! Adamını bulan, ikna kabiliyeti yüksek olanlar Troia 2018 yılı kılıfıyla Troia’nın tanıtımına zerre katkısı olmayan abuk sabuk işler yapmaya başladı. Bu işler 20-30 bin liralık işler de değil eğer öyle işler olsa burada lafını bile etmezdim. 200-300 bin liralık “işler” kültür sanat etkinlikleri kapsamında aynı 2015 yılında olduğu gibi belli kişi ve gruplara resmen dağıtılmaya başlandı. Kimin ne iş yaptığıyla ne kadara yaptığıyla ilgilenmiyorum. Yapılan bu işlerin detayına girip söylemek istediklerimi amacından da saptırmak istemiyorum.Derdimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Bu paralar harcansın, hatta aynı kişilere yine verilsin tek istediğimiz 2015’te yaşadığımız tecrübeleri de göz önüne alarak geriye dönüp baktığımızda elle tutulur şeylerin geride kalması…
Son söz:Ne bu işi Çanakkale’ye kabul ettirmek için gecesini gündüzüne katan Ahmet Çelik, Armağan Aydeğer ne de Ankara’da bu işi kabul ettiren Bülent Turan 2018’i böyle abuk sabuk işler yapılsın diye Troia yılı ilan ettirmedi. Bize düşen yanlışı gördüğümüzde düzeltilme ihtimali varken doğru bir dille doğruları söylemek… Bugün de yapmaya çalıştığım tam olarak budur, dün de aynısını yapmıştım, yarın da aynısı yapacağım!