Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat bölümünden bir hoca ÇOMÜ TV’de doğrularla uzaktan yakından ilgisi bulunmayan Çanakkale’yi ve Çanakkalelileri hatta bütün bir toplumu aşağılayan haddini aşan birtakım ifadeler kullanmıştı. Bu hoca Çanakkale’de ve Bursa’da bazı “camilerin genelev olarak kullanıldığını” iddia etmişti. Bu açıklamalar çok ciddi tepki topladı ve ilgili kişi ve kurumlar açıklama yaparak bu hocayı yalanladılar, kınadılar. Hemen her kesim olması gerektiği tonda tepkisini ortaya koydu. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi bu hocayla ilgili idari inceleme başlatıldığını, arkasından soruşturma açıldığını ve bu soruşturma sonucunda, gereken neyse yapılacağını defalarca açıkladı. Bu hocanın yapmış olduğu deli saçması açıklamaları kabul etmek, aman canım neyse demek gibi bir durum elbette söz konusu olamaz. Fakat bu ülkede bir suç işlendiğinde suçun cezası yasalarda bellidir. Bu kapsamda bu hocayla ilgili olarak gerekli soruşturma bittiğinde cezası verilmiş olacak.
Süreç devam etmesine ilgili kurum defalarca açıklama yapmış olmasına rağmen bu hocaya verilen ceza ne olursa olsun özellikle Ülgür Gökhan ve avenelerini memnun etmeyecek gibi gözüküyor. Çünkü bu ekip küçük akıllarınca bu meseleyi bir siyasi malzeme haline getirmeye çalışıyor. Yatıp kalkıp aynı şeyleri söylüyorlar. “Bu hocanın arkasında kim var?”Böylelikle akıllarınca iktidara, rektörlüğe yükleniyorlar.Bu hocanın arkasında kim var ben açıklayayım: Türkiye Cumhuriyeti yasaları var. Bu hoca hakkında soruşturma yürüten idarecilerin yasalara bağlı kalarak hareket etmek zorunluluğu var yetkili organlar da zaten yasalar çerçevesinde işlemlerini yapıyorlar. Belirtmeliyim ki, bu hocaya kınama, aylıktan kesme en iyi ihtimalle kademe ilerleme cezası verilecektir. “Hukuk her zaman adalet demek değildir”belki bu soruşturma sonucunda böyle diyeceğiz ama hukukun dışına çıkmak gibi bir şeyi herhalde kimse teklif etmeyecektir. Unutulmamalıdır ki, ülkenin esas gelişmişlik düzeyini gösteren kriterlerden bir tanesi de suç işleyenlere karşı takındığı tavırdır. Tekrar tekrar söylüyorum bu hocanın söylediklerinin kabul edilir tarafı yoktur. Cezası neyse çekmelidir fakat kimse kendini hâkim, savcı yerine koyarak ahkam kesmeye hele hele buradan siyaset üretmeye kalkmasın…
Fakat Gökhan ve avenelerinin açıklamalarına bakınca aslında gücü, iktidarı ele geçirme ihtimalleri ortaya çıktığında neleri yapacaklarını bir kez daha açıkça ortaya koyuyorlar! CHP’li Gürsel Tekin ne demişti seçimler öncesinde hatırlatayım; “İktidara gelirsek ilk iş muhalif gazetelere el koyacağız."Bu kafa aynı kafa işte. Herhalde Ülgür Gökhan ve ekibinin elinde imkân olsa üniversitede bir yere dar ağacı kurar hocayı da asarak bu meseleyi çözerler, bilmedikleri şey değil nasılsa…
Aslında bu olay mutlu bir azınlığın ele geçirdiği CHP’nin Çanakkale’deki içler acısı halini bir kez daha ortaya koymuştur.Hizmet üretemediği için günlük siyasi politik mevzularla günü kurtarmaya çalışan bu ekip, böylesi bir meseleyi merkeze koyarak siyasetlerini sürdürmeye çalışılıyorlar. Bu denli iki yüzlü kimselerin unuttukları ise belediyedeki yolsuzlukları, kooperatif davası ve su yolsuzluğuna ilişkin davalarının halen daha sürmesi. Ağır cezada yargılandığı dosyalarda rüşvet ve yolsuzlukla ilgili tapeleri oracıkta dururken, ben Çanakkale halkına hiç yalan söylemedim diyen zat yavuz hırsız hesabı bir taktikle siyaset üretmeye çalışıyor. Görüyoruz, acıyoruz!