Belediye meclisinde bütün meclis
üyeleri oy birliği ile Çanakkale'nin haklarını ara, siyanürcülere karşı tek
içme suyu kaynağımızı koru, yapılması gerekenleri yap diye arkasında durdukları
Ülgür Gökhan işi Allah'a havale etti.
1915'de Mustafa Kemal'in şöyle
dediğini hayal edebiliyor musunuz? "biz ne yapsak da bu Anzaklar durmuyor.
Onları Allah'a havale ediyorum. Allah bin türlü belalarını versin." Eğer
böyle deseydi "Çanakkale geçilmez" sözü, silinmemecesine belleklere
kazınır mıydı? Ama Ülgür başkan, işi Allah'a havale ederek aslında Atatürk'ü de
iyi anlamadığını göstermiş oldu. Dahası Çanakkale'nin belediye başkanlığına
layık olmadığını da anlatmış oldu.
Sonuçta Belediye meclisindeki 3 partiye mensup üyeler de
oy birliği ile Çanakkale'nin içme suyu kaynağını Allah'a havale etmiş
oldu. Bir de hep beraber "Allah belalarını versin"
dediler mi, artık içleri çok rahat olacaktır. Aslında Ülgür başkan işi burada
bırakmasına da sevinmek lazım. Şovu o kadar çok seviyor ki, bir gün büyücüleri çağırıp Siyanürcü Alamos'a büyüler
yaptırabilir, ya da Yeni Zelandalı Maori yerlilerini getirip Haka dansı da
yaptırabilir. Hayal etsenize, en önde Ülgür başkan arkada Maoirler ve Ülgür
Başşkan dilini çıkararak Siyanürcü Alamos'a böööö diye bağırıp sizi Allah'a ettim dese çok eğlenceli olmaz mı? Siyanürcü
Alamos'da işi bırakıp kaçar artık.
Ama büyük Ülgür başkan, nedense bazı işleri Allah'a havale
etmiyor. Bir süre önce ne demiştik? Ülgür başkan, Siyanürcü Alamos ile anlaştı
şimdi işi şova dönüştürerek kulağının üstüne yatıyor.
Akçeli
İşleri Nasıl Allah'a Havale Etmiyorsan…
Bu süreçten
sonra iş Çanakkalelilere düştü demektir. 2019 seçimlerinde Siyanürcü Alamos ile
anlaşan Ülgür başkanı göndermek ve haklarını koruyacak doğru insanı seçmek.
Aslında CHP'de de bu arayış başladı bile. Ülgür başkanın yerine sözüne sadık,
siyanürcülere yalandan beddua okumayacak, aldığı yetkileri
doğru kullanmayı bilen ve Çanakkale'nin geleceğini savunacak birini aday
yapacaklardır. Allahtan, CHP'liler işi Allah'a havale etmiyorlar ve Ülgür
başkandan kurtulma yollarını arıyorlar.
O tarihe kadar, birinin başkana şunu
hatırlatması gerekiyor. Oturduğun koltuk şov koltuğu değil. İşi Allah'a havale
etme koltuğu değil. İş yapma koltuğu. İşi
Allah'a havale edeceksen orada oturmana gerek yok tıpkı akçeli işleri nasıl
Allah'a havale etmiyorsan, Çanakkale'nin tek içme suyu kaynağını da Allah'a havale edemezsin.
Siyanürcülere Dur Demek İçin İmza
Kampanyası Başlatıldı
Bu arada change.org adresinde
“Çanakkale'nin içme suyu zehirlenmesin -
Atikhisar altın madenine hayır!” başlığıyla bir imza kampanyası başlatıldı.
Kampanyanın teslim edileceği kurumlar ise TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,
Alamos Gold Inc, TC Başbakanı Binali Yıldırım, TC Cumhurbaşkanı R. Tayyip
Erdoğan, TC Çanakkale Valiliği olarak
belirtildi. Kampanyanın duyurusunda ise şu bilgilere yer verildi;
“Çanakkale'nin
tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar
Barajını ve onun su havzasını tehdit eden madencilik faaliyetleri hız kesmiyor.
Çanakkale merkeze bağlı Kirazlı Köyü yakınlarından Balaban Tepesi denilen
bölgede Doğu Biga Madencilik tarafından ağaç kesimlerinin başladı.
15 yıldır
çalışmalarına hukuki engeller ve kamuoyu baskısı nedeniyle devam edemeyen
Alamos Gold şirketi, sonunda çareyi yasadışı yöntemlere başvurmakta bulmuştur.
Orman teşkilatı ve şirket birlikte Balaban çeşmesi ile Cazgırlar köyü
arasındaki ormanlık ve çok
değerli yaşam alanına iki koldan motorlu testere, traktör, kepçe ve kamyonlarla
saldırmıştır. Bu sırada gizlice çok ciddi tahribatlar yapılmıştır. Orman
katliamının duyumları alındığında, söz konusu felaket yerel yöneticiler, sivil
toplum kuruluşları ve aktivistler tarafından
fotoğraf ve kameralarla belgelenmiştir.
Yerinde ölçüldüğü
kadarıyla geniş bir orman alanında, hem güney, hem de kuzeyinden kesimlere
başlanmıştır. Orman örtüsü sıyrıldıktan sonra büyük iş makineleri,
patlayıcılar, toz, 26 bin ton siyanür, 40 bin
ton zehirli ağır metaller (arsenik, cıva, kurşun, antimon, bizmut) ve toprak
erozyonu bizleri beklemektedir.
Çanakkale’deki
maden arama faaliyetleri, kentin tek içme ve kullanma suyu kaynağı olan ve
bugünlerde yaklaşık 15 milyon metreküp suyu bulunan Atikhisar Barajı’na geldi,
dayandı… Atikhisar Barajı’nın başladığı yerde, su toplama havzasının üzerinde
bulunan Kirazlı Köyü’ne
yakın, Balaban Tepesi arka tarafındaki bölgede, Alamos Gold Şirketinin taşeronu
olarak faaliyet yürüttüğü bilinen Doğu Biga Madencilik’in proje sahasındaki
ormanlık alanda ağaç kesimleri başladı. Yılda 8 milyon suya ihtiyaç olduğu
ifade edilen maden faaliyetleri öncesi
gayrisıhhi müessese ruhsatı almadan ağaç kesimine başlanılmış olması ‘hukuksuz’
olarak değerlendiriliyor.”