Siyanürcüler, herkesi aptal yerine koymayı çok seviyorlar. Daha doğrusu
kendilerini akıllı zannedip, Çanakkale’deki herkesi ise cahil zannediyorlar.
Belki aylığa bağladıkları, böyle görüntü veriyordur. Bir süre önce
Siyanürcülerin Ankara temsilcisi yerel gazetelere özel açıklama yaptı, kısa
süre sonra ise Çanakkale’deki temsilcileri bir açıklama yaptı. Önce yerli
siyanürcünün söylediklerine bakalım:
Türkiye yaklaşık 5 milyar USD lik altın ithalatı yapıyor. Eğer toprağımızdaki
altını çıkarırsak, tarım alanlarımız yok edersek, herkesi siyanürle öldürürsek
Türkiye dışarıdan altın getirmez tezine bakalım.
Yurtdışında eroin getirmek ile siyanür
getirmek arasındaki fark ne?
Türkiye dışarıdan getirdiği altınları sanayide mi kullanıyor? Hayır. Bir
üretim tesisinde mi kullanıyor? Hayır. O zaman dışarıdan gelen altın ile senin
insanları öldürerek çıkardığın altının ülkeye faydası ne? Biliyorsunuz
Türkiye’de ne yazık ki önemli miktarda uyuşturucu kullanılıyor. Yani bu akıllı
genel müdüre göre, her yıl yurtdışından Türkiye’ye giren eroin zehirine para
vereceğimize, kendi zehrimizi kendimiz üretip dışarıya para vermeyelim demek
istiyor.
AK Parti Hükümetine Talimatlar
Çanakkale’de siyanür kullanım izini aldı ya, artık kendilerini kral olarak
görebilirler. Bu nedenle hızını alamayıp AK Parti Hükümetine talimatlar
veriyor. Diyor ki siyanürlü madenciliğin önündeki tüm engelleri sorgusuz
sualsiz kaldırın. Bizim elimizdeki ruhsatları garanti altına alın. İstediğimiz
gibi kullanalım. Siyanürcü madencilerin AK Parti Hükümeti tarafından yetim
olarak görüldüğünü, ormanları yok etmenin, doğayı zehirlemenin parasız olarak
yapılması gerektiğini, diğer ülkelerde siyanürcü madencilerin ellerini
kollarını sallayarak ağaçları kesip attıklarını, Türkiye’de ise para
ödemelerinin çok olduğunu söylüyor.
Siyanürcüden İtiraflar
Lapsekili Siyanürcü, CHP’li Ülgür’den destek aldığı için hiç problem olmadan
Valimizden de izni aldı. Şimdi görüyor musunuz işte böyle talimatlar yağdırır. Yarın
Alamos’un şefi de size böyle talimatlar yağdıracak. Benden söylemesi. Lapsekili
Siyanürcü ekonomi konusunda da ders veriyor. Diyor ki her yıl 5 milyar USD’lik
altını getirip yastık altına koyuyoruz. Bu yastık altındaki 100 milyar USD’lik
potansiyelin ekonomiye kazandırılması imkansız, bu nedenle dışarıdan altın
getireceğimize, dışarıdan siyanür getirelim, doğamızı katledelim, insanları
zehirleyelim güzel ülkemizin tarım alanlarını yok edelim bizler çok para
kazanalım ve çıkardığımız altını halkımız yine yastık altına koysun.
Komik değil mi? Türkiye’de altının sanayide, üretimde kullanılmadığının
itirafını yapmış. Yastık altına konan altını dışarıdan getirmeyelim, zengin
tarım alanlarındaki topraklarımız yok ederek onları yastık altına koyalım.
Şimdi anladın mı Sayın Ülgür Gökhan? Sessizce göz yumduğun siyanürcü ne için
izin almış.
Muhterem Köse’nin Yanlışları
Açıkçası Muhterem Köse, siyanürcü Yücel’den daha çok haddini biliyor. Ancak
yine de konuları karıştırmada, demagojide pek de geri kalmamış. Muhterem bey,
petrol ve doğal gaz konularına girerek, siyanürcü altıncılığa kapı aralamaya
çalışıyor. Öncelikle Türkiye’de şu anda petrol ve doğalgaz rezervi
konusunda bilgisi pek olmadığı anlaşılıyor. Enerji sektörü ve güçler dengesi
çok farklı bir alan. Enerji anlamında petrolün alternatifleri bulunuyor hatta
vaz geçiliyor doğalgaz çevrim santralleri tartışılıyor. Dünya enerji piyasaları
artık güneş enerjisine odaklandı. Madencilik ise başka bir alan. Türkiye
kömür ithalatındaki ana kalemi elektrik üretimi için. Enerji ve madende dışa
bağımlı olmayalım diyorsanız, başta termike karşı olmakla gerekir. Çünkü kömür
dışarıdan geliyor. Her yıl Afrika dan Ukrayna’dan kömür gelecek ki termik
çalışsın.
Altın Madenciliği Farklıdır
Madencilik farklı ürünlere göre değerlendirilir. Bakır kurşun çinko üretimi
ile siyanürlü altın madenciliği yöntem açısından da sanayi ihtiyacı açısından
da farklıdır. Siyanürlü altıncılık, Sanayi üretimi için zorunlu ya da stratejik
değildir
Yalana inanmaya ne kadar hazırlar
Altın madenciliğinde gerçekler çok farklı. Örneğin Kanadalı Alamos Atikhisar
barajını siyanürlemek için 350 milyon dolar yatırım yapacağım demişti. Hiç
Muhterem Köse açıkladı mı bu 350 milyon USD nereye gidecek diye. Örneğin 100
milyon USD dışarıdan getirecekler araçlara gidiyor. Maden bitince yine
götürecekler. 150 milyon USD yine dışarıdan getirecekleri makina teçhizata
gidecek. ve iş bitince yine yurtdışına gidecek. 50 milyon USD sahayı kazacaklar
ve ağaçları kesmek için kullanacaklar. Bu rakamın hangisi Çanakkale’ye fayda
sağlıyor. Yatırımın başlangıcı dışarıya bağlı yani. Peki inşaatı kurdular. Bir
kısmını altını çıkarmak için bir kısmını kazara Atikhisar barajına salacakları
siyanür nereden gelecek. Yurtdışından. Peki altın çıktı, saflaştırma nerede
olacak? Yurtdışında. Oyacakları dağda nerede altın var diye numune
çıkartıyorlar ya. Bu karot numuneleri nerede inceleniyor? Kanada da
Yani Muhterem efendinin söylediği gibi Türkiye de altın çıkınca yabancı
bağımlılığı gitmiyor tam tersine daha da yabancı bağımlı oluyoruz. Peki bütün
proje çizimleri tasarımlar nerede yapılıyor? Kanada da.. Muhterem Köse açık
açık Çanakkalelileri aptal yerine koyuyor. Ben ne söylersem ona inanın diyor.
Tamam o dinleyenleri aptal yerine koyabilir de daha bir hafta önce madencilik
zarar veriyor diye manşet yapan arkadaşlar ne çok hazırlarmış böyle kanmaya.
Altın çıkınca dışa bağımlılık olmaz diyen muhterem Almanya’da İngiltere de
İspanyada altın çıkmıyor. Bunlar şimdi dışa bağımlı ülkeler mi? Ya da Güney
Afrika’da altın elmas çok çıkıyor. Şimdi Güney Afrika dışa bağımlı değil mi?
Dediğim gibi aptalı oynarsan kanmak kolay. Ben Madenci Muhterem in yerinde
olsam sadece madenleri anlatırım. Para piyasaları, dışa bağımlılık ekonomi gibi
konulara hiç girmem. Çünkü, bilmediğin konularda ancak aylık 1000 tl ye
inanmaya hazır olanları inandırırsın.