Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Çanakkale’nin Dava Adamları ve MÜSİAD Etiketi

  Ali Osman Yıldız, orta ölçekte bir işadamı, MÜSİAD Başkanı ve AK Parti Teşkilat Başkanı, birçok görevi olan Yıldızla geçtiğimiz günlerde yıldızlarımız ayrı düştü. Sebebi ise “büyük dava” adamı Sayın Yıldızın sosyal medya hesabı facebook üzerinden paylaştığı bir fotoğraf karesi ve yazdığı ileti.... Teşkilatlanmadan “sorumlu” bir kişinin paylaştığı bu “sorumsuzca” ileti arşivlerdeki yerini aldı.  Yıldızın paylaşmış olduğu bu fotoğraf karesinin altına yorumda bulundum; “MÜSİAD Çanakkale Şube Başkanı Ali Osman Yıldızın hesabı haclenmiş sanırım... Yoksa aynı zamanda Ak Parti Çanakkale Teşkilat Başkanı olan işadamı Ali Osman Yıldızın böyle bir paylaşım yaptığını düşünmek dahi istemiyorum....!Eğer sayın Yıldız bu paylaşımı yapmış ise; söylenecek tek şey var yazık...!”  Sonrasında Sayın Yıldız beni arkadaş listesinden çıkardı oysa ki kendisiyle 900ün üzerinde ortak arkadaşımız vardı, yani aynı mahallenin sakinleriyiz... Kendisiyle karşılaştığımızda; “eleştiriye açık olun, tahammül gösterin” dedim. O da; “sen abarttın, o yüzden sana kırmızı kart gösterdim, arkadaş listemden çıkardım” dedi... Çıkartsa ne olur, Sayın Yıldızın muadili onlarca insan yok mu bu şehirde, var, belki de Sayın Yıldız bunlardan en masumudur...! Paylaşılan ileti ve fotoğraf karesine iyice bir bakın...Sizce de yazık değil mi? Bu arkadaşların dava dedikleri, emanet dedikleri değerlere sahip çıkma şekli bu kadar ucuz ve basit olmamalı diye düşünüyorum ama maalesef günümüzde işler böyle yürüyor. Ne yani şimdi Sayın Yıldız bu fotoğraf karesini paylaştığı için “dava adamı” mı oldu? Bence olmadı, asıl büyük dava adamlığı nişanını AK Partinin daha yeni kurulduğu yıllarda, 2003 yılında oğlunu askeri liseye kaydettireceği zaman partiden istifa ederek göstermişti. Tam da olması gereken buydu değil mi, rüzgarın sert estiği dönemlerde, askeri vesayetin ülkenin üzerinde karabulut gibi dolaştığı günlerde, rüzgara karşı durmaya ne hacet var demi, bakın Sayın Yıldız rüzgara karşı durmamış...Ama “kader” onu bugün MÜSİAD Başkanlığına hatta daha önce istifa ettiği partinin en yüksek kademesine Teşkilat Başkanlığına kadar getirmiş, onu buralara kadar getiren kişinin isminin “kader” olmadığını hepimiz biliyoruz.... Sayın Ali Osman Yıldız ve bugün siyasi aktör olduğunu iddia eden onlarca “arkadaşımız” aslında hep iktidarı gördüler, siyasetle tanışmaları AK Parti sayesinde oldu, yarın kurulacak bir koalisyon hükümetinde bu dava adamlarının duruşlarına iyi bakın.... MÜSİAD Nerede? Son olarak değinmek istediğim bir diğer konuda Sayın Yıldızın başkanlığını yaptığı MÜSİAD konusudur. “MÜSİADın misyonu; ulusal ve uluslararası düzeyde bağımsız ve bağlantısız hareket eden bir işadamları derneği olarak, önceden belirlenen ilke ve değerleri paylaşan üye sayısını artırmak, üyeleri arasındaki dayanışmayı geliştirmek ve kendi içinde sağladığı bu birlik ve beraberlik ruhuyla ülkemizin maddi ve manevi yönden gelişmesine katkıda bulunmaktır.” Allah aşkına 2 yılı aşkın süredir MÜSİADın Çanakkale şubesi var, varlığından ne kadar haberdarız? Yerle seçimleri, genel seçimleri atlattık MÜSİAD bu süreçte neredeydi? Şehrin yerel dernekleri ÇASİAD, Müteahhitler Birliği gibi dernekler bu süreçte birer aktörken MÜSİAD gibi güçlü gelenekleri olan bu yapı neredeydi? Bu süreçte şehre aydınları, liderleri getirerek seçimler öncesinde neyin doğru olduğu yönünde konferanslar düzenlenemez miydi? MÜSİAD Çanakkalenin hiçbir yerinde yok, olmadı, anladığım kadarıyla da olmak istemiyor. MÜSİAD yönetimindeki arkadaşlara sorsan yönetimde olmak çok büyük külfet, ama buradan bakınca MÜSİADın etiketi maşallah çok güzel kullanıyorlar... Ben daha ne diyeyim? Patron bu derde de bir çare... NOT: Bu yazıda Sayın Ali Osman Yıldızı hedef göstermek gibi bir amacım yok. Yıldız akvaryumdaki balıklardan sadece bir tanesi, dediğim gibi belki de en masum olanı... Şimdi dava adamları bu yazıdan sonra; “ya arkadaş kendimize gelelim, bizim mahallenin çocuğu doğruları söylüyor” diyerek bir öz eleştirimi yapacaklar , yoksa sözde dava adamlarına yakıştığı gibi “öyle, böyle” diye nitelendirerek işin kolayına mı kaçacaklar....Kolayına kaçanlara diyecek birşey yok kaçın, kaçın, ben zor olanı seçiyorum. Bir kötülük gördüğünde elinle düzelt. Elinle düzeltemezsen dilinle düzelt. Dilinle düzeltemezsen kalben buğz et düsturuyla hareket ediyorum....
Ekleme Tarihi: 27 Temmuz 2015 - Pazartesi

Çanakkale’nin Dava Adamları ve MÜSİAD Etiketi

 

Ali Osman Yıldız, orta ölçekte bir işadamı, MÜSİAD Başkanı ve AK Parti Teşkilat Başkanı, birçok görevi olan Yıldızla geçtiğimiz günlerde yıldızlarımız ayrı düştü. Sebebi ise “büyük dava” adamı Sayın Yıldızın sosyal medya hesabı facebook üzerinden paylaştığı bir fotoğraf karesi ve yazdığı ileti.... Teşkilatlanmadan “sorumlu” bir kişinin paylaştığı bu “sorumsuzca” ileti arşivlerdeki yerini aldı.  Yıldızın paylaşmış olduğu bu fotoğraf karesinin altına yorumda bulundum; “MÜSİAD Çanakkale Şube Başkanı Ali Osman Yıldızın hesabı haclenmiş sanırım... Yoksa aynı zamanda Ak Parti Çanakkale Teşkilat Başkanı olan işadamı Ali Osman Yıldızın böyle bir paylaşım yaptığını düşünmek dahi istemiyorum....!Eğer sayın Yıldız bu paylaşımı yapmış ise; söylenecek tek şey var yazık...!”  Sonrasında Sayın Yıldız beni arkadaş listesinden çıkardı oysa ki kendisiyle 900ün üzerinde ortak arkadaşımız vardı, yani aynı mahallenin sakinleriyiz... Kendisiyle karşılaştığımızda; “eleştiriye açık olun, tahammül gösterin” dedim. O da; “sen abarttın, o yüzden sana kırmızı kart gösterdim, arkadaş listemden çıkardım” dedi... Çıkartsa ne olur, Sayın Yıldızın muadili onlarca insan yok mu bu şehirde, var, belki de Sayın Yıldız bunlardan en masumudur...!

Paylaşılan ileti ve fotoğraf karesine iyice bir bakın...Sizce de yazık değil mi? Bu arkadaşların dava dedikleri, emanet dedikleri değerlere sahip çıkma şekli bu kadar ucuz ve basit olmamalı diye düşünüyorum ama maalesef günümüzde işler böyle yürüyor. Ne yani şimdi Sayın Yıldız bu fotoğraf karesini paylaştığı için “dava adamı” mı oldu? Bence olmadı, asıl büyük dava adamlığı nişanını AK Partinin daha yeni kurulduğu yıllarda, 2003 yılında oğlunu askeri liseye kaydettireceği zaman partiden istifa ederek göstermişti. Tam da olması gereken buydu değil mi, rüzgarın sert estiği dönemlerde, askeri vesayetin ülkenin üzerinde karabulut gibi dolaştığı günlerde, rüzgara karşı durmaya ne hacet var demi, bakın Sayın Yıldız rüzgara karşı durmamış...Ama “kader” onu bugün MÜSİAD Başkanlığına hatta daha önce istifa ettiği partinin en yüksek kademesine Teşkilat Başkanlığına kadar getirmiş, onu buralara kadar getiren kişinin isminin “kader” olmadığını hepimiz biliyoruz.... Sayın Ali Osman Yıldız ve bugün siyasi aktör olduğunu iddia eden onlarca “arkadaşımız” aslında hep iktidarı gördüler, siyasetle tanışmaları AK Parti sayesinde oldu, yarın kurulacak bir koalisyon hükümetinde bu dava adamlarının duruşlarına iyi bakın....

MÜSİAD Nerede?

Son olarak değinmek istediğim bir diğer konuda Sayın Yıldızın başkanlığını yaptığı MÜSİAD konusudur. “MÜSİADın misyonu; ulusal ve uluslararası düzeyde bağımsız ve bağlantısız hareket eden bir işadamları derneği olarak, önceden belirlenen ilke ve değerleri paylaşan üye sayısını artırmak, üyeleri arasındaki dayanışmayı geliştirmek ve kendi içinde sağladığı bu birlik ve beraberlik ruhuyla ülkemizin maddi ve manevi yönden gelişmesine katkıda bulunmaktır.”

Allah aşkına 2 yılı aşkın süredir MÜSİADın Çanakkale şubesi var, varlığından ne kadar haberdarız? Yerle seçimleri, genel seçimleri atlattık MÜSİAD bu süreçte neredeydi? Şehrin yerel dernekleri ÇASİAD, Müteahhitler Birliği gibi dernekler bu süreçte birer aktörken MÜSİAD gibi güçlü gelenekleri olan bu yapı neredeydi? Bu süreçte şehre aydınları, liderleri getirerek seçimler öncesinde neyin doğru olduğu yönünde konferanslar düzenlenemez miydi? MÜSİAD Çanakkalenin hiçbir yerinde yok, olmadı, anladığım kadarıyla da olmak istemiyor. MÜSİAD yönetimindeki arkadaşlara sorsan yönetimde olmak çok büyük külfet, ama buradan bakınca MÜSİADın etiketi maşallah çok güzel kullanıyorlar...

Ben daha ne diyeyim? Patron bu derde de bir çare...

NOT: Bu yazıda Sayın Ali Osman Yıldızı hedef göstermek gibi bir amacım yok. Yıldız akvaryumdaki balıklardan sadece bir tanesi, dediğim gibi belki de en masum olanı... Şimdi dava adamları bu yazıdan sonra; “ya arkadaş kendimize gelelim, bizim mahallenin çocuğu doğruları söylüyor” diyerek bir öz eleştirimi yapacaklar , yoksa sözde dava adamlarına yakıştığı gibi “öyle, böyle” diye nitelendirerek işin kolayına mı kaçacaklar....Kolayına kaçanlara diyecek birşey yok kaçın, kaçın, ben zor olanı seçiyorum. Bir kötülük gördüğünde elinle düzelt. Elinle düzeltemezsen dilinle düzelt. Dilinle düzeltemezsen kalben buğz et düsturuyla hareket ediyorum....

Yazıya ifade bırak !