Geçtiğimiz hafta AK Parti Çanakkale Milletvekili Bülent Turan Çanakkaleye ilk geldiğinde ziyaret ettiği siyasi partilere; “Ben hala bekliyorum, sözüm ona en kıymetli barışçı, huzurcu abilerimiz, siyasetçilerimizi hala bekliyoruz ki dönüş yapacaklar. Ben hepsine gittim daha dönüş olmadı. Ben görevimiz yaptım beklemek hakkım diye düşünüyorum” sözleriyle sitemde bulunmuştu ve Değişim Gazetesi olarak biz de bu açıklamalara yer vermiştik.
Yen haftada bu açıklamalara CHP ve MHP kanadından cevaplar geldi. CHP Milletvekili Muharrem Erkek seçim sonuçlarının ardından Turanı dört defa aradığını, aramalarının hiç birinde telefonuna cevap alamadığını, son olarak da havaalanında karşılaştığında bu durumu ifade ettiğini basın toplantısında anlattı. Bu konuda söylenecek çok bir şey yok açıkçası iki vekil bir şekilde oturur, konuşurlar. Belediye Başkanı Ülgür Gökhanda sanırım bu beyanlardan sonra bir şekilde Bülent Turanı ziyaret eder ve bu ziyaret polemiği kapanmış olur. Hatırlarsanız Bülent Turan şehre ilk geldiğinde Sayın Validen önce, belediye başkanını ziyaret etmiş ve “bu şehrin seçilmiş belediye başkanıdır, bu şehre birlikte hizmet edeceğiz” diyerek niyetini ortaya koymuştu.
Turanın açıklamalarına sebebini anlayamadığım şekilde bu denli sert tepki veren MHP Çanakkale İl Başkanı İsmet Balkanın ise benim gibi birçok insanı şaşırttığını söyleyebilirim. Sayın Balkan basın toplantısı düzenleyerek adeta veryansın etti. Açık söyleyeyim AK Partiye bu denli veryansını Sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli bile yapmıyor...!
İl Başkanı İsmet Balkan, Turanın açıklamalarına karşın şunları söyledi; “Çanakkalemiz için birlikte çalışma gerektiğini her fırsatta vurguluyoruz. İster Milletvekili olarak, ister Siyasetçi ve isterse kamu görevlisi olarak hepimizin başlıca görevi bu kutsal topraklara hizmet etmek olmalıdır. Gazetelerde AKP Milletvekili Bülent Turan’ın ben hepsine gittim, bize gelen olmadı diye beyanlarını okumaktayız, seçim sürecinde propaganda yapma maksatlı gazeteciler ile birlikte ziyarette bulundular. Mümkün olduğu kadar kibar bir şekilde kendilerini karşıladık, fakat ardından bazı basın kuruluşlarına Milliyetçi Hareket Partisinin haberlerini engelleyin, bazı kamu görevlilerine, bizimle birlikte hareket etmek zorundasınız, Milliyetçi Hareket Partisinden uzak durun, hatta Milliyetçi Hareket Partisine sempati duyan kamu çalışanlarına gözdağı verin şeklinde beyanları olduğu doğru mudur? Kendisine sormak istiyoruz, varsa bir yanlış anlama buyursun açıklık getirsin. Bir taraftan etik davranıyormuş gibi yapacaksın, diğer taraftan Çanakkale halkının alışık olmadığı samimiyetsiz bir siyasi anlayışı yerleştirmeye çalışacaksın, bunu kabul etmemiz mümkün değil” dedi.
Öncelikli olarak şunu söylemeliyim Balkanın bu açıklamaları çok sert, açıkçası şu dönemde böyle bir sertliğe gerek var mı? Balkanın, Turanın yaptığı ziyareti propaganda amaçlı görüyor olması normaldir siyaset bu, ama daha da ileriye giderek niyet okuyuculuğu yapmak sanki biraz yanlış bir tutum gibi görünüyor. Burada doğru olan ve açıkçası beklenen MHP İl Başkanının ekibini toplayarak, Turanı ziyaret etmesiydi, basına haber verip vermemek konusu ise kendi takdiri... Ayrıca iki tarafı da tanıyan bir isim olarak şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim; İsmet Balkan bu denli sert açıklamalar yapacak bir isim değil ve Bülent Turanda kimseyi tehdit edecek bir isim değil... Neden bu denli sert açıklamalar yaparak “....hepimizin başlıca görevi bu kutsal topraklara hizmet etmek olmalıdır” ilkesiyle çelişen bir tutum içine girmektedir. Belki kendisine ulaştırılan yanlış bilgilerden dolayı bu şekilde bir açıklama yapmıştır ama dediğim gibi MHP ve AK Parti aynı mahallenin sakinleridir, kapı komşularıdır o yüzden bu şekilde sert açıklamalar yapılarak ipler bu denli gerilmemelidir. Hele ki ülkenin böyle sıkıntılı dönemlerden geçtiği, şu zor zamanlarda İsmet Balkanın da söylediği gibi “... ister Siyasetçi ve isterse kamu görevlisi olarak hepimizin başlıca görevi bu kutsal topraklara hizmet etmek olmalıdır”
“MHPnin Altını Oyanlar, Hatta Hainler”
MHP Çanakkale teşkilatı, diğer partilerle bu denli sert polemiklere girmek yerine önce parti içindeki çok başlılığa bir çözüm bulunmalıdır.
Dışardan bakıldığına MHP maalesef 6-7 parçaya bölünmüş durumda. Maalesef partiye gönül vermiş insanlar aynı masa etrafından dahi birleşemiyorlar, en azından dışardan bakılınca bu şekilde gözüyor.
Bölünmüş parçaların tamamı MHP diyor fakat herkes kendi MHPsine çalışıyor...! Kendi MHPsine çalışan bu parçalar hükümeti, AK Parti politikalarını eleştiriyor fakat MHPnin vekilini “teşkilat büyüğü” olarak görmüyor, teşkilatı, il başkanını neredeyse yok sayıyor. Bu denli bir bölünmüşlüğün faturası çok ağır olur ve şu an ülke genelinde %2-3 puan düşen MHP oylarıyla Çanakkalede yeniden vekil çıkarmak tehlikeye dahi düşebilir. Kaldı ki 7 Haziran seçimlerinde, böylesi bir ortamda MHPnin aldığı oy beklenin çok altında idi, burada net olarak söylenmesi gereken ise bu sonucun sorumlusu bölünmüşler ve kendi MHPsine çalışanlardır ve eklenmesi gereken de eğer Kürşat Tuna yerine farklı bir aday gösterilmiş olsaydı, MHP Çanakkalede vekil dahi çıkaramayacaktı, bunu gördük. Bu yüzden kendi MHPsine çalışanlara bir dost tavsiyesinde bulunmak istiyorum. Çanakkalede özlemini duyduğunuz vekili çıkardınız, her an, her dakika ulaşabildiğiniz, her şeyi konuşabildiğiniz, bir vekiliniz var. Bu “adama” sahip çıkın, teşkilat çatısı altında birleşin, yoksa önümüzdeki seçimlerde belki çok ağır olacak ama “MHPnin altını oyanlar, hatta hainler” olarak anılırsınız, bu kadar emek verdiğiniz bir partide bu şekilde anılmayı göze alıyorsanız, söyleyecek çok bir şey yok..