100. yılla alakalı üç yıl önce başlayan beklentilerimizin ne denli boş olduğunu herhalde bu hafta yaşayarak hep birlikte gördük. 100.yılda Çanakkale için onlarca projeden bahsetmemiz gerekirken, tek bir projeden bahsedebiliriz o da; halen daha tam olarak faaliyetlerine başlayamamış olan Tarihi Alan Başkanlığının kurulması meseledir. Bunun dışındaki herşey normal şartlar altında kurum ve kuruluşların yapabileceği etkinliklerden ibaretti. 100.yılla alakalı konunun muhatapları hep birbirlerini suçlasalar ve kendi üzerlerine düşenin çok daha fazlasını yaptıklarını iddia etselerde neyin ne olduğunu bu şehirde yaşayanlar çok iyi gördü.
Vatandaş için yapıldığı iddia edilen 100.yıl için etkinliklerine eşli katılan daire müdürleri ve protokol meraklısı “zengin çocuklarının” dışında halk gerekli ilgiliyi göstermedi. Protokol ve zengin çocukları için hemen her kurumun adeta sidik yarışına girerek onbinlerce lira harcayarak bastırdığı davetiyelere ise yazıktır, günahtır, ayıptır dışında söyleyecek söz bulamıyorum...
100.yıldan şehrin ekonomosi de olması gerektiği şekilde faydalanamadı. Çünkü işler yüzbinlerce liralara hep şehir dışındaki “profosyonellere” verilmişti. Çanakkaledeki yerel gazeteler 100.yıl etkinliklerini sayfa sayfa haber yaparken, ilgili kurum şehirdeki tüm gazetelerin 1 sayfasını yıllık bedelini ödeyerek kiralayıp etkinlikleri bu sayfadan önceden halka duyurabilecekken, gazeteleri adeta öcü ilan etme yolunu seçti. Bu durum “size yağmurlu havada bile su yok” diye meydan okumak gibiydi. Bu durumun yanlış olduğunu dile getirenler ise cezalandırıldı. İlgili kurum şehirde gazetelere ufakda olsa destek veren yarı özel, firmanın reklamlarını geri çektirdi, kısacası ekonomik ambargo koyarak veya koyarım diyerek susturmaya çalıştı.
100.yılla alakalı olarak o kadar çok olmaması gereken şeyler oldu ki, bunları bu satırlardan yazmak isterdim ama yazamıyorum....en azından şimdilik!