30 Martta iki kişiden birisinin oyunu alarak yeniden Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan CHPli Ülgür Gökhana oy verenler arasında AK Partili isimlerin olduğunu hatta bu isimler arasında AK Partili Belediye meclis üyelerinin olduğunu düşünüyorum! Gerçi onlara AK Partili de demek doğru değil, onlar AKPli...
Böyle bir kanı neden mi oluştu bende? Nasıl oluşmasın efendim; Çanakkaleye şöyle bir bakın daha bir yıl önce asfaltlanan yollar son bir ayda yamalarla doldu, bizi on yıllarca idare edecek denilen altyapının durumu ortada, yollar köstebek yuvası gibi. Katı atık arıtma tesisi hizmete girdi deniliyor ama burnuma halen daha pis kokular geliyor! Belediyenin resmi internet sitesine girin ve haberler kısmına bakın, son beş ayda neler yapılmış, ziyaretler, sergiler, iki kaldırım taşı, bir, iki kavşak düzenlenmesi... Görecekleriniz bunlardan ibaret.
Seçimlerin üzerinden beş ay geçmesine rağmen, şehirde çözüm bekleyen onca sorun varken, bu sorunların çözümüne yönelik büyüklükte tek bir çivi dahi çakıl(a)mamış. Çakıl(a)mamış bu çivilerin hesabını sorması gereken, AK Partinin “birbirinden değerli” isimlerinden ise beklenen çıkışların bir türlü yapılmamış olması siyasetin doğasına aykırı bir durum. Dönem dönem Sayın Kutlu ve Öncünün yaptıkları ve kamuoyunda geniş yer bulan çıkışları, asıl yapması gereken belediye meclis üyeleri neredeler?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Çanakkalede hiçbir çalışma içinde bulunmayan, liderine sahip çıkmayan içerisinde belediye meclis üyelerinin de bulunduğu AK Partililere, partiyi beşinci çocuğu gibi gören, Sayın Recep Tayyip Erdoğanın 1. Olağanüstü Büyük Kongredeki şu sözlerini hatırlatmak isterim;
"Bu kutlu hareket, mensuplarıyla şereflenmez. Bunun altını çiziyorum çok önemli. Mensuplarıyla şereflenmez. Tam tersine mensuplarına şeref verir. Şunu unutmayın… Gençler şunu unutmayın. Ben yoksam dava da yok diyenler, daha en baştan kaybetmiş olanlardır. Ben olmazsam dava ilerleyemez diyen, davanın ruhunu özünü anlayamamıştır. Bu dava ancak benim ismimle ayakta kalabilir, ancak benim ismimle şereflenebilir diyen kibir tuzağına düşmüştür. İstişareyi danışmayı ortak aklı dışlayan, bu kutlu davaya haksızlık etmiştir. Zira bu dava hiçbir zaman koltuk davası olmamıştır. Unutmayın size evet yüceler yücesinden bir talimatı hatırlatıyorum. “emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun” iki, “tüm işlerinizde istişare ediniz”
Tamam kimse Ülgür Gökhanla kötü olmak istemiyor. Zaten Sayın Gökhan kötü olunacak birisi değil hatta bu şehirde en son kötü olunacak isimler arasında. Ama bu durum Sayın Gökhanın icraatlarını ve Belediyeyi üslubuyla, olması gerektiği şekilde eleştirilmeyeceği anlamına da gelmiyor. Muhalefetinizin amacı Çanakkalenin kazanması olmalı. Eleştirmeyenler, sus pus oturanlar arasında sosyal medyada mangalda kül bırakmayan sözüm ona Erdoğan aşıkları da var. 30 Mart yerel seçimlerinden sonra bu mecradaki eleştirilerine bile son verdiler. Tabi şöyle de bir durum da var atlamamak lazım; Gökhanda, bugüne kadar yaptığı gibi kendisini eleştirenlere “siz de şunların hesabını verin!” derse ne olacak? Kısır döngü, olsun kısır olsun ama döngü olsun... Ben AK Partiliyim, hatta partideki görevim şu ama belediye seçimleri farklı kardeşim ben Ülgür Gökhana oy verdim diyorsan, başım gözüm üstüne diyecek bir şeyim yok...
Son olarak belediye ile ilgili olarak, geçtiğimiz gün şöyle bir soru sordum kendime; Troia Festivali mi, Çardak Panayırı mı? Festival her geçen yıl niteliği artan bir hal alıyor lakin her hafta Cuma pazarına akın akın gelen eski Çanakkaleli vatandaşlara hitap etmekten de yavaş yavaş uzaklaşıyor.