Mayıs ayında küçük çaplı bir trafik kazasına karıştım. Bir araca arkadan hafif şekilde çarptım. Kendi aracımda herhangi bir hasar yoktu; ancak çarptığım aracın tamponunda hafif bir hasar meydana geldi. 20 bin TL'lik bu zararı trafik sigortam karşıladı. İlk bakışta süreç basit gibi görünse de bu kaza bana hem maddi hem de manevi anlamda önemli dersler verdi.
İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortasının Hayati Önemi
Kaza sonrası öğrendiğim ilk kavram, “İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası (İMM)” oldu. Standart trafik sigortası, kazada kusurlu olduğunuz durumda karşı tarafın zararını belirli bir limite kadar karşılar. Ancak bu limit, günümüzde oldukça yetersiz kalabilir. Örneğin, standart trafik sigortası 200 bin TL’ye kadar olan zararları karşılıyor. Peki, ya karşı tarafa verdiğiniz zarar 500 bin TL olursa? İşte bu durumda, aradaki 300 bin TL'lik farkı cebinizden ödemeniz gerekiyor.
Bugün birçok araç, 1 milyon TL’nin üzerinde değere sahip. Eğer böyle bir araca çarpıp pert olmasına sebep olursanız, 800 bin TL'lik bir borçla karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu gibi durumlarda, mağduriyet yaşamamak için trafik sigortası poliçenizdeki İhtiyari Mali Mesuliyet limitinin en az 2 milyon TL olmasını sağlamanız gerekiyor.
Sigorta şirketleri genellikle müşterilerini bu konuda bilgilendirmiyor. Çünkü standart bir trafik sigortası, yaklaşık 10 bin TL'ye mal olurken, İMM içeren bir poliçenin maliyeti 14 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Maliyet farkı nedeniyle bilinçsiz müşteriler, genelde daha ucuz olanı tercih ediyor. Ancak ucuz olanı seçmek, gelecekte milyonlarca liralık bir borç riskini beraberinde getiriyor.
İlamsız İcra Takibi ile Karşı Karşıya Kalabilirsiniz
Kazadan sonra öğrendiğim bir diğer çarpıcı gerçek ise “ilamsız icra takibi” oldu. Çarptığım araç, bir araç kiralama firmasına aitti. Araç, sanayide sadece iki gün tamirde kalmıştı ve hemen onarılarak trafiğe döndü. Ancak aradan tam yedi ay geçtikten sonra, evime bir icra evrakı geldi. Bu evrakta, “karıştığınız kazadaki araç kiralama firmasına aitti ve 2 gün çalışmadığı için 4 bin TL'lik gelir kaybı yaşandı” deniliyordu. Bu bedeli ödemem gerektiği açıkça belirtilmişti.
Bu durumun sigorta ya da kasko poliçeleri tarafından karşılanmadığını öğrendim. Yani, bu tutarı kendi cebimden ödemekten başka bir çarem yoktu. Üstelik bu sadece bireysel bir olay değil; bu durum adeta bir sektöre dönüşmüş. Avukatlar ve bazı firmalar, bu tür talepler üzerinden gelir elde ediyor.
Eğer ticari bir araca çarpar ve bu araç ağır hasar alarak uzun süre sanayide beklemek zorunda kalırsa, bu süre boyunca aracın işletme kaybını da karşılamak zorunda kalabilirsiniz. Örneğin, büyük bir tır veya otobüse çarptığınızı düşünün. Bu aracın sanayide 2 ay boyunca tamir edilmesi gerektiğinde, tüm bu süre zarfındaki gelir kaybı size rücu edilir.
Yasal Süreç Nasıl İşliyor?
“İlamsız icra takibi”, zarar gören tarafın, kazadan kaynaklı gelir kaybını tahsil etmek için yasal bir süreç başlatmasıdır. Eğer bu icraya yedi gün içinde itiraz etmezseniz, borç kesinleşir ve ödeme yapmak zorunda kalırsınız. Ancak itiraz etseniz bile, sürecin hukuki maliyetleriyle uğraşmak oldukça can sıkıcı bir durum.
Bu noktada, sigorta şirketleri bu durumu müşterilerine yeterince açıklayamadıklarından şikâyetçi. Çünkü sigorta poliçeleri bu tür talepleri kapsamaz ve genellikle müşteriler bu durumun farkında olmaz.
Trafikte Dikkatli Olun!
Trafik kazaları, yalnızca maddi hasarlar değil, aynı zamanda beklenmedik mali yükümlülükler de getirebilir. İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası yaptırarak, büyük borçların önüne geçebilirsiniz. Ayrıca ticari araçlara çarpmamak için ekstra dikkatli olmalı ve mümkünse kaza sonrası yasal süreçler hakkında bilgi sahibi olmalısınız.
Sigorta ve kasko poliçelerinizin kapsamını gözden geçirerek, kendinizi bu tür durumlara karşı koruyabilirsiniz. Unutmayın, küçük bir dikkatsizlik, size milyonlarca liralık borç olarak geri dönebilir. Aman dikkat!