İnsan, dünyanın en geç olgunlaşan meyvesidir'' deniliyor. Siyaset, işte bu hamlığı ortaya çıkarabilecek cazibeye sahip. Alkışlar, övgüler, parlak teklifler, bir adım öne çıkabilmek için yapılan hamleler vs. Kullanılmaya müsait kimselerin birer kahramana dönüştüğü veya dönüştürüldüğü bir şehirde yaşıyoruz. Bu bize, ayrı bir sorumluluk yüklüyor. Son günlerde bu tarife uyan bir isim var. Aslında çok “tecrübeli” ama başta da söylediğim gibi “siyaset o hamlığı ortaya çıkabilecek cazibeye sahip.” 57. Hükümetin ANAP'lı Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı 68 yaşındaki Cumhur Ersümer kendisini yılda birkaç defa siyasi kendisi gibi “siyasi ömrünü” tamamlamış olan isimlerle verdiği pozlardan biliyorum. “Ben buradayım, beni unutmayın!” mesajlarını düzenli aralıklarla veren Ersümer bu sıralar daha birçok bu mesajları vermeye başladı. Öncelikle olarak kulislere “Babacan’a danışman oldu, Çanakkale yapılanması ondan sorulacak” haberini el altıdan servis ettirdi. Ardından kendini davet ettirdiği Demokrat Parti'den “bakın alternatiflerim var” mesajını verdi. Son olarak ise eski ANAP’lıları toplayarak; “Bu toplantının tek gündemi vardı aslında. Son günlerde ismin pazı siyasi partiler ile anılıyordu ve bu yönde haberler yapılıyordu. Toplantıda böyle bir durumun söz konusu olmadığını arkadaşlarımızla paylaştım” açıklamasını yaptı. Bu buluşmalar ise “ekibini toplandı” diyerek ayrıca bir pazarlama ürünü olarak sunuldu bakın ekip dediği karede Lapseki, Biga, Gelibolu, Eceabat, Ezine, Ayvacık, Bozcaada ve Gökçeada’dan kimse yok. Gelen ilçelerden ise sadece bir kişi katılmış. Katılanların içinde bir tane gelecek vadeden isim ya da genç yok, hani merkez sağ, hani DYP’liler? Topu topu 12 kişilik bir “ekip” bu tabloya bakınca gördüğüm düşük bütçeli gündüz kuşağı Brezilya dizisi gibi, başrol oyuncusu ise Ersümer… Bu yapıma kaç puan verirsiniz? Bu yapımın bize söylediği bir şey var Ersümer aslında bir şeyin hayalini kuruyor ve ona göre hep bir pozisyon almaya çalışıyor, “acaba yeniden vekil olabilir miyim?” Söyleyeyim olamaz…. Çünkü Ersümer’i “tecrübeli siyasetçi” olarak bu şehrin gerçek sorunlarının çözümüne dair tek laf ettiğine şahitlik etmedik. Yerel konuları geçtik, milli meselelerde dahi nasıl bir pozisyon aldığını, ne düşündüğünü hiç duymadık. 17 senedir bu şehrin sokaklarındayım bir kez olsun bir sokakta, bir kahvede, bir toplantıda, bir sivil toplum hareketinin içinde görmedim kendisini. Çünkü memleketle ilgili böyle bir derdi yoktu, geçen yıllar ve bugüne kadar ki yaptığı açıklamalar da bize bunu defalarca gösterdi. Bu tabloya şaşırmamak gerek ikbalini maddiyatta, mevki-makamda arayanlar, bazı konularda geri kalmış kimselerdir. Onlardan böylesi çıkışlar bekleyemeyiz! Ve son söz: İçyüzünü bildiğimiz isimlerin yükselişini önlemek, milli vazifelerimizden biri olmalıdır.