Bir sene önce ne yaşadık? Bugün itibariyle bunu daha doğru bir şekilde
değerlendirebiliyoruz. Memleketin nasıl bir uçurumdan döndüğünü hep birlikte
yaşayarak gördük. Milletin, devletten daha kuvvetli olduğuna işte o gece
hep birlikte şahit olduk. Devlet zayıf düşebilir, zaafa uğratılabilir ama millet daima sağlamdır elhamdülillah. 15 Temmuz halkın destanı tarihimizdeki yerini en
kuvvetli biçimde almıştır. Aziz milletimiz ve kadim tarihimiz, fedakâr
evlatlarını unutmayacaktır. Emanet canlar pahasına korunmuştur. Cesaret,
esareti yenmiştir. 15 Temmuz gecesi yaşanan işgal girişimi göstermiştir ki karşımızda sadece
bir grup üniformalı teröristten daha fazlası var. İşte bu yüzden 15 Temmuz
işgal girişiminde can veren şehitlerimizin yerleri çok başkadır. Çünkü onlar vatanı savunması gerekenlere karşı vatanı
savunurken şehit oldular. İşte bu şehitlerimizin hakkını ve hatırını
gözetmeden attığımız adımların, yaptığımız ve yapmadığımız işlerin, aldığımız
kararların vebali ağırdır.
Yapmadığımız
işler demişken Çanakkale’de halkın talebine kulaklarını tıkayan zihniyete ne
demeli? Bu memleket için canını hiç düşünmeden veren 250 şehidimiz ve binlerce
gazimizin aziz hatıralarını yaşatmak için İskele Meydanının adının, 15 Temmuz
Demokrasi Meydanı olarak değiştirilmesine talebine yüksek sesle hayır diyenler
kendilerini hangi tarafta konumlandırmışlardır?
27 gün demokrasi nöbeti tutulan meydanın önünden dahi geçmeye korkanlar,
darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen halkın talebine neden
kulaklarını tıkamışlardır?
HDP
barajı geçtiği için kendi cebinden etli pilav dağıtan Çanakkale’nin belediye
başkanı Ülgür Gökhan, CHP’nin sözde adalet mitinginde belediye imkanlarını kullanarak
kumanya dağıtmayı akıl etmişken, 15 Temmuz gecesi Çanakkale İskele Meydanını
dolduracak binlerce vatandaşımız için bir bardak su vermeyi akıl edebilecek
midir? Burada mesele bir bardak su değil, mesele nerede durduğunu göstermektir.
“Sınırımızda
PYD olmasının bizim açımızdan bir sakıncası yok!” diyen, sözüm ona
adalet yürüyüşünde şov yapan CHP’li milletvekili Muharrem Erkek’i, CHP’nin “halkçı” vekili Bülent Öz’ü 15
Temmuz’un yıl dönümünde milletin yanında, meydanlarda görebilecek miyiz?
Milletin
yanında olmanın partiyle bir alakası olmadığını o ihanet gecesi AK Partililer,
MHP’liler ve binlerce vatandaşla birlikte meydana inen ve “darbeye hayır” diyen Kepez’in CHP’li belediye başkanı Ömer Faruk
Mutan göstermiştir, siz neden geri duruyorsunuz beyler?
15
Temmuz’un partilerin üstünde bir meseledir, her partinin en az AK Parti kadar
bu meseleyi sahiplenmesi şarttır. Çünkü, Türkiye’nin darbeler tarihine
bakıldığında siyasetin üstünde bir güç, her zaman siyaseti tehdit etmiştir. Halkın oylarıyla seçilen
iktidar, halkın rızası olmadan alaşağı edilebilmektedir. Bunun örnekleri
defalarca geçmişte yaşanmıştır. Fakat 15 Temmuz ile liderin çağrısıyla sokaklara dökülen millet artık içerdeki ve
dışardaki hainlere iktidarın bu yolla bir daha alaşağı edilemeyeceğini canını,
kanını vererek göstermiştir. Geçmiş dönemde siyasilerin yaptığı Türkiye’de
darbeler dönemi sona ermiştir, cümlesini bu sefer halk söylemiş ve son noktayı
koymuştur. Meseleye sadece bu yönüyle
bakan adamlar işte o gece meydanlara çıkmış ve sonrasında bu davaya sahip
çıkmıştırlar.
Geçtiğimiz
yıllar verdiğimiz mücadelede bize bir gerçeği de göstermiştir. Bu gerçeği hain
darbe girişimin yıl dönümünde dile getirmenin üzerimde bir sorumluluk olduğunu
düşünüyorum. FETÖ ye ve devlet içinde oluşabilecek paralel yapılara sonuna
kadar karşıyız. Bu düşüncemizi ve duruşumuzu defalarca ve açık bir biçimde
gösterdik. Paralel yapı, FETÖ bahanesiyle, onların üzerinden kendi
beceriksizliğini, kirini aklamaya çalışanlara da karşı olmalıyız. Hassasiyet ve
hakkaniyet bunu gerektirir çünkü. Kime diyoruz? Kendimize söyleyelim: Kinin
şaşırttığı, kibrin şımarttığı insanlardan olmamak duasıyla. Bu duygu ve
düşüncelerle Hain FETÖ/PDY örgütünün darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden
250 şehidimizi rahmetle anıyor, 2 bin 193 gazimi minnetle anıyor ve bu
milletin bir evladı olduğum için hamdediyorum.