22 Nisan 2017 tarihinde yapılan seçimle, AK Parti ve MHP’ye yakınlığıyla bilinen hatta AK Partide delege olan Engin Kandemir’in başkan adaylığıyla yıllardır HDP’nin karargâhı, CHP’nin arka bahçesi, Ülgür Gökhan’ın ise adeta sopası konumunda olan Saim Yavuz yönetimindeki Kent Konseyi, memleketini seven insanların bir araya gelerek göstermiş olduğu çaba sonucu kazanılmıştı. Bu sonuca yorumlarımız ise kısa ve net olmuştu; ÇANAKKALE KAZANDI.O zaman da söylemiştik tekrar edelim; “Konsey seçimlerinin bugüne kadar kazanılamamış olması tamamen bir organizasyon eksikliğinden kaynaklıydı. Zoru başardık diyemeyiz, sadece iyi organize olduk ve olması gereken sonucu aldık diyebiliriz. Kazanılmış bu seçime çok büyük anlamlar yüklemek gerçeklikten uzak ve önümüzdeki hedefler için yanıltıcı olabilir.”
Daha seçimin üzerinden bir ay geçmeden 7 Mayıs 2017 tarihinde “Keşke Kent Konseyi Seçimlerini Kazanmasaydık” Dememek İçinbaşlığıyla bir yazı kaleme almış ve halen daha geçerliliğini koruyan şu sözleri söylemiştim; Şimdi yeni bir dönemin başladığı kent konseyinde, seçimi kazanan Engin Kandemir ve ekibini seçimi kazandığı süreçten daha önemli olan bir süreç bekliyor. Çanakkale kent konseyi yönetiminden beklenen çok şey var. Bu beklentilere cevap veren bir kent konseyi, 2019 yerel yönetimler seçimlerinde önemli bir referans noktası olacaktır. Bunun için mevcut konsey yönetimine çok görev düşmektedir. Kandemir ve ekibinden beklenen, belediye başkanı Ülgür Gökhan ile kavga etmesi, öncekilerin yaptığı tüm işleri toptan reddetmesi ve konseyin kapılarını kendi gibi düşünmeyenlere kapatması değildir. Kandemir’in şehre dair, anlaşılır, referans kabul edilecek yeni şeyler söyleyerek, şehirde yaşayan herkesin ve her kesimin sahipleneceği yeni bir vizyon ortaya koyması şarttır. Geçen gün, söylenen her içi boş söz 2019 Çanakkale’sine dair umutları tüketecektir ve “bak bunlar gelirse işte böyle yapacak” dedirtecektir. Kent konseyinde yapılacak her yanlış, “keşke kent konseyi seçimlerini kazanmasaydık”dedirtecektir. O yüzden kimsenin hata yapma lüksü yoktur. Bizler Kandemir yönetimine karşı ilk gün nerede duruyor ve ne söylüyorsak aynı şeyleri söylüyoruz. Bakınız Çanakkale Milletvekilimiz Bülent Turan halkın beklentisini şu sözlerle dile getirmişti; “Yeni yönetim göstereceği performansla sadece paralelin, HDP’nin ve az sayıda CHP’linin memnun olduğu bir yönetim değil, şehrimizin tüm dinamiklerini memnun eden, hepsinin hassasiyetlerini gözeten bir yönetim olmalıdır. İnanıyorum ki bu bir başlangıç.”
Geldiğimiz gün itibariyle Kent Konseyi seçimlerini keşke kazanmasaydık diyoruz! Çünkü seçimi kazanmak için maddi manevi çok ciddi fedakarlıklarda bulunan Engin Kandemir ve yönetimi maalesef Ülgür Gökhan’ın baskılarına, entrikalarına boyun eğmiş ve tam da Gökhan’ın istediğini yapmıştır. Gökhan’ın istediğini yapmanın bir adım ötesine geçen Kandemir öyle bir pes etmiştir ki, milliyetçi ve muhafazakâr camiayı adeta öcü gibi gören yayınlarıyla sayısız defa düşmanlık etmiş ve Ülgür Gökhan’ın adeta emir eli olan gazetenin patroniçesiyle birlikte AK Partili belediyeleri Kent Konseyi olarak ziyarete bile gitmiştir, bunun adı savrulma değilse nedir?
Neden şehre dair eylem ve söylemde bulunmuyorsunuz diye sorduğumuzda ise “ben bu işten para almıyorum, bu kadar da canım sıkılıyor!”diyerek cevap verenlere sormak gerekiyor oyunun kurallarını başlarken kabul ederek başlamış ve umut vererek bu şehirde söylemlerinizle en azından bir referans noktası oluşturacağınızı vadetmiştiniz. Peki sormak isterim içi boş sosyal medya paylaşımlarının dışında bugüne kadar şehre dair elle tutulur tek bir çıkışınız oldu mu? Her ay yapılan belediye meclis toplantılarına katılıp bu şehirde neler oluyor diye baktınız mı? Orada alınan kararların hangisine itiraz ettiniz? AK Partili Tülay Ömercioğlu’nun gündeme getirdiği hangi konuya sahip çıktınız?
Aslında bu tablo özellikle AK Partinin karşısına geçip düşünmesi gereken bir tablodur!Belediyeyi alacağız iddiasında bulunan AK Parti ve il ve ilçe yöneticileri“Keşke Kent Konseyini Kazanmasaydık”noktasına geldiğimiz bu ortamda “nerede eksik yaptık, nasıl destek olabiliriz, konuyla ilgili kimlerden destek alabiliriz, nasıl bir ortak akıl oluşturabiliriz?” diye bir gündemleri olmuş mudur acaba? Ortaya çıkan tablo böyle bir gündemin olmadığı yönündedir…. Böylesi gündemleri olmayanlar soft basın açıklamaları ve dağıttıkları keşkeklerle belediyeyi kazanacaklarını mı sanmaktadırlar? Belki kızacaklar, gönül koyacaklar ama ben bir dost olarak üzerime düşen sorumluluğun gereği olarak söylemek isterim, bu akıl ve yöntemle belediyenin alınması mümkün değildir…!
Tekraren bir dostun tavsiyesi olarak şunları söylemek isterim; “Geçen gün, söylenen her içi boş söz 2019 Çanakkale’sine dair umutları tüketecektir ve “bak bunlar gelirse işte böyle yapacak” dedirtecektir. Kent konseyinde yapılacak her yanlış, “keşke kent konseyi seçimlerini kazanmasaydık”dedirtecektir. O yüzden kimsenin hata yapma lüksü yoktur. Bizler Kandemir yönetimine karşı ilk gün nerede duruyor ve ne söylüyorsak aynı şeyleri söylüyoruz…
Bu söylediklerimizi farklı yönlere çekenler illaki olacaktır, bir derdimiz var Çanakkale’nin hak ettiği şekilde gelişmesi. Mevcut belediye yönetimiyle bu şehir sadece büyüyor aynı hızda gelişim sağlanamadığı için otopark, alt yapı, üst yapı ve çarpık kentleşme sorunlarıyla karşılaşıyoruz. Derdimiz bunlar yoksa kişi ya da kurumlarla bir derdimiz yok!