CHP’li Belediye Başkan aday adayı Erdal Gezen, genel merkezin vereceği kararı saygıyla karşılayacaklarını belirterek, üye bazında ön seçimi tercih ettiklerini söyledi. Gezen, mevcut şartlarda sürenin yetmezliği nedeniyle temayül de dahil tüm adayların üye bazında sandıkta yarışmasının demokratik, katılımcı ve örgüte sinerji getireceğini ifade ederek önseçimin adaya güç katacağının altını çiziyor. Bir diğer aday Mehmet Öngen ise Çanakkale’nin yıllardır çözülmeyen sorunlarına açıkladığı projeleriyle nasıl çözüm getireceğini adeta kapı kapı gezerek anlatıyor.  Bu aday adaylarına ve süreçte aday adayı olacak isimlere kötü bir haberim var. CHP’nin Çanakkale Belediye başkan adayı 27 Kasım Pazartesi 14.30’da duyurulacak. Aday olacak mı olmayacak mı diye merakla beklenen eski genel başkan yardımcısı, iki dönem milletvekilliği yapan Muharrem Erkek aday adaylığını açıklayacak bu açıklama aslında bir formaliteden ibaret. Erkek belediye başkan adaylığını İsmet Güneşhan’ın, Özgür Ceylan’ın milletvekili olduğu, delege seçimlerini, ilçe kongrelerini, il başkanlığı kazandığı gün garantilemişti. Erkek belediye başkan adaylığını Kılıçdaroğlu’na operasyon çeken ekipte yer alarak ver devirerek garantilemişti.  İster üye bazında ister delege ister kamuoyu yoklamasıyla hangi yöntemle “aday kim olsun?” diye sorulduğunda tartışmasız Muharrem Erkek çıkacaktır. Erkek’e evet diyenler onun çok iyi bir belediye başkanı olacağına inandıkları için mi evet diyecekler kesinlikle hayır. “İlke yerine güç, fikir yerine çıkar” bizim insanımızın güce karşı çok büyük bir zaafı ve bu gücü görenler o gücün etrafında toplanacaklardır, Muharrem Erkek sistemin tamamını ele geçirmiş durumda güç gayrimenkul gibi sadece mevki ile alakalıdır. Mevki, mevki, mevki… Güçten bahsettik biraz da vefadan bahsedelim. Belediye başkan yardımcısı İrfan Mutluay’ın aday adayı olacağı da kulislerde konuşuldu, Mutluay’ın yakın çevresine “belediye başkanımız varken benim adayım diye çıkmam söz konusu olamaz” dediğini duyduk. Aslında aynı sözleri Muharrem Erkek’in de söylenmesi beklenirdi fakat öyle olmadı olamazdı da. Çünkü Ülgür Gökhan delege seçimlerinin başladığı günden beri “zayıf” kaldı. Siyasette ve ticarette güçlü olan kazanır, haklı olan değil. Siyasetin doğası gereği teorik bilgelik değil, pratik bilgelik üstün gelir. Nitekim öyle de oluyor. Kim galip gelirse haklı olan odur ve ahde vefa daima zayıf olanın payına düşer… Son söz, siyaset kan dökülmeyen savaş, savaş ise kan dökülen siyasettir…