2022 Haziran ayında Çan Belediye Başkanı Bülent Öz, hakkında “rüşvet ve irtikap” iddiasıyla yürütülen soruşturma nedeniyle İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırıldı ve Çan Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.Haberin detaylarını CHP’ye yakın Sözcü Gazetesinden okuyabilirsiniz. https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/chpli-baskan-rusvet-ve-irtikap-iddiasiyla-gorevden-uzaklastirildi-7193152/ Yazının konusu Bülent Öz’ün görevden uzaklaştırılmasıyla ilgili değil geri dönmesiyle ilgili. İçişleri Bakanlığına, Bülent Öz’ün avukatı Tarcan Ülük tarafından 29 Kasım 2022 tarihinde “Biz Aslında Mağduruz, Göreve Geri Dönmeliyiz” başlıklı bir dilekçe yazılmış dilekçenin bir örneği Çan Cumhuriyet Başsavcılığına da verilmiş ve Öz’ün dosyasına konması istenmiş. Bu dilekçenin 1. maddesini okuyunca gerçekten çok şaşırdım. İki dönem CHP milletvekilliği yapmış olan Bülent Öz’ün o dönemde henüz parti kurmamış Muharrem İnce ile hareket ettiği CHP genel merkezinin de bundan rahatsız olduğunu ve “nasıl olsa kaybeder” düşüncesiyle Çan’a Belediye Başkan adayı gösterdiğini, Öz’ün şahsi oyu yüksek olduğu için belediye başkanlığını kazandığından bahsediliyordu. Buraya kadar sorun yok, bomba şimdi geliyor,  Aynen aktarıyorum; “Bülent Öz belediye başkanı seçilmiş FAKAT, CHP yönetimine karşı net bir tavır takınıp yaklaşan seçimlerde Cumhur İttifakı ve Sayın Cumhurbaşkanımıza destek olacağını deklare ettiğinde Çan ilçesinde FETÖ iltisaklı kişi ve grupların hedefi haline getirilmiş, bunların düzmece isnatlarıyla hakkında soruşturma acilmiş, böylece müvekkilin Ak Parti’ye geçişi engellenmiştir.” Devam etmiş ve şöyle bitirmiş; “Zaten Kovuşturmada Yer Olmadığı Kararı verilecek olan müvekkilin görevinden uzaklaştırılması; dolaylı olarak FETÖ'nün, ana amacı olan Sayın Cumhurbaşkanına destek olan kişilerin bertaraf edilmesi hedefine ulaşmasına ve Sayın Cumhurbaşkanımızın seçilmesine engel olacak eylemlerinin sürdürülmesine katkı sağlamaktadır.” Özetle, “Bülent Öz aslında AK Partiye geçecekti fakat Çan’daki FETÖCÜLER bize kumpas kurdu” diyor. Bülent Öz’ü aradım ve “Başkanım Bu Konu Bir Şeyler Söylemek İster misiniz?” diye sordum. Bülent Öz, geçen yılın Kasım ayında göreve dönmesi gerektiğini yeni raporlarla iddiaların aslında gerçeği yansıtmadığını Ekim ayında yapılacak ilk duruşmada masum olduğu gerçeğinin ortaya çıkacağını söyledi.  Göreve geri dönmesiyle ilgili bir şeyler yapmak için avukatı Hakan Evirgen ile birlikte “bu işi kim çözer” diye düşünürken Ankara’da bağlantıları olan Tarcan Ülük isimli avukata ulaştıklarını, bu avukata 1 aylık vekalet verdiklerini söyledi. Bu avukatın kendisinden habersiz dilekçeye “Ak Parti'ye geçişi engellenmiştir” bölümünü eklediğini bundan çok rahatsız olduğunu hatta Ülük hakkında suç duyurusunda bile bulunabileceklerini söyledi. Öz, gerekirse siyaseti bırakırım ama başka partiye geçmem diyerek böyle bir şeyin olamayacağını özellikle belirtti.  Böylesi kritik bir konuda “Ankara’da bağlantıları olan” bir avukat arayıp bulmuşsunuz bu avukat sizin adınıza İçişleri Bakanlığına bir dilekçe yazıyor ve bu dilekçeden “haberim yok” diyorsunuz. Hemen ertesi günü bu dilekçenin bir örneğini Çan Cumhuriyet Başsavcılığına veriyor bundan da “haberim yok” diyorsunuz. Eğer gerçekten haberiniz yoksa garip varsa çok daha garip… Bülent Öz’ü milletvekilliği döneminden beri tanıyorum ve daha önce kendisiyle ilgili olumlu birçok yazı yazdım. Bu olaylar ilk ortaya çıktığında çok üzüldüğümü belirtmiştim o süreçte Öz’ün yaptığı tüm açıklamalara gazetemde manşette yer verdim. Bir şey ifade eder mi bilmiyorum ama kendisiyle ilgili halen daha “iyi adamdır” kanaatimi koruyorum. Umarım Ekim ayında yapılacak ilk duruşmada aklanır ve görevine geri döner… Yazıyı yayınladıktan bir kaç saat sonra Av.Hakan Evirgen arayarak; (Bülent Öz’ün avukatıyım ama yazıda bahsi geçen diğer avukatla Öz’ü ben bir araya getirmedim. Bakanlığa ve Savcılığa verdiği dilekçeyi öncesinde görmedim bilgim de yok.” dedi.