Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Çarşı Esnafına Zengin Olmayı Vaadediyorum

İtiraf edelim ki, Türk toplumu olarak şehirleşmeyi bilmiyoruz ve öğrenmemekte de ısrar ediyoruz. Bunun sebebi de belki de atalarımızdan geliyordur, çünkü biz sıfırdan şehir kurmadık, genelde fethederek bir şehre sahip olduk. Günümüzde ise tarımsal alanları, sit alanlarını, çevreyi hiçe sayarak plansızca projelerle şehirler “istilacı” zihniyetler tarafından adeta mahveldi. Başta İstanbul olmak üzere, aralarında Çanakkalenin de bulunduğu hemen her şehir bu kontrolsüz istiladan muzdarip. Fakat Çanakkalenin elinde çok büyük bir fırsat var, nüfusumuz henüz 110 bin seviyesinde, yani halen daha planlanabilir bir şehir var elimizde. Şehirle alakalı 1/100 binlik çevre düzeni planı çalışmaları yapılıyor, önümüzdeki aylarda nihayete erdilecek, fakat bu plan şehrin merkezine müdahelede bulunmuyor. Şehrin merkezini planlamak “bizim” elimizde olmasına rağmen, şehir kendi kendine gelişiyor, sahipsiz ağaçlarda biten meyve gibi.  Kamu binaları(SGK, devlet hastanesi) birer, ikişer şehrin dışına çıkıyorlar, bankalar ikinci şubelerini açıyorlar, Valilik kamu kampüsü gibi çok önemli bir çalışma yürütüyor, kentsel dönüşüm istenilen hızda olmasa da yürüyor.             Bu “gelişmeler”  yaşanırken, Çanakkalenin yüzde doksan küçük esnafını barından çarşı dediğimiz bölgenin esnafı, şehirde yükselen 3 AVMnin ve merkezdeki otopark sorunun kendilerini “bitireceğini” söylüyor. Bunun için ÇTSO Çarşı komitesi esnafı örgütleyip toplantılar yapıyor, soruna, çözüm önerileri getiryor. Anketlerin sonucuna göre, çarşı esnafının yaşabilmesi için otopark sorunun çözülmesi ve AVMler keşke yapılmasıydı deniliyor,  “makul” talepler bunlar!             Gelin biraz daha gerçekçi bakalım meseleye, iddia ediyorum, Çanakkaleye AVMlerin yapılması engellenseydi ve talep edilen yerlerin iki katı kadar otopark yapılsaydı bile, çarşı esnafı yine zor günler yaşayacak(tı), bunun sebebi ise alışkanlıklarımız ve kendini yenilemeyen esnafımız. Kredi kartına taksit yapmayan, yapsa da faiz uygulayan, vitrinini 6 ayda bir değiştiren, sözde kampanyasını a4 kağıa çıktı alarak duyuran,istediğiniz rengi, bedeni bulamadığınız bulsanızda çok pahalı olduğu, personelini sabah 09.00, akşam 21.00a kadar asgari ücretle adeta bir köle gibi çalıştıran esnafımızın büyük bir kısmı bu alışkanlarını değiştirmediği sürece çok zor günler yaşamaya mahkum. Belki bana kızanlar olabilir, “atıp, tutuyorsun konuşmak kolay” diye ama gerçekler acıdır. İşin diğer bir boyutuna gelirsek AVMler şehre gelmesin demek, günü kurtarmaktan başka bir şey değil, üstüne üstün Türk toplumunun AVM sevdası görmezden gelinemez, ÇEDten muaf tutulan AVMler için teşvikler dahi oluşturuluyor, çünkü halk AVMleri seviyor. Gününüzü dolu dolu geçireceğiniz, “sosyal yaşam alanları AVMler.” Türkiyede böyle bir tablo varken, birçok Avrupa  ülkesinde AVMler eski cazibesini yitirmiş durumda, onlarda Avrupalı butik çarşı mağazaları istiyor, dünyanın değişimi işte tam olarak böyle oluyor, yani bugün şehirde yükselen AVMlerin 20 sonra hiçbir cazibesi kalmayacak bundan emin olabilirsiniz, neden bu kadar eminim, Avrupa örneği gözümüzün önünde ve biz onların 20 yıl gerisindeyiz... Peki bu kadar atıp, tutuyorum, bir çözüm önerisinde de bulunayım, “Çarşı esnafına zengin olmayı vaadediyorum” dersem inanın çok iddialı bir söz olmaz bu. Nasıl mı çarşı bence işi yanlış yerden zorluyor, bugün zengin olmak isteyen, gücüne güç katmak isteyen, mısırcısı, dondurmacısı, ayakkabıcısı, tekstilcisi dönercisi, kebapçı hep birlikte şehrin aktörlerinden “Kurvaziyer Limanı” istiyoruz demesi lazım.Ki istemelerine gerke yok ÇTSO bunu şehre verelim dedi... Çarşı esnafı Kurvaziyer Limanı için açlık grevi bile başlatabilirler, çünkü bu şekilde giderse zaten aç kalacaklar! Gelin rakamlarla konuşalım; Kurvaziyer gemilerinde binin üzerinde mürettebat, gemisine göre 3 ila 5 bin arasında da 40-50 yaş üzeri yolcu(müşteri) bulunuyor. Bu yolcular yanaştıkları liman şehrinde ortalama 70 euro harcıyorlar. Minumumdan hesaplarsak 3 bin kişilik bir gemi yanaştığında yaklaşık 600 bin Türk Lirası şehre harcayacak müşteri demektir. Bu  gemilerden ayda en kötü ihtimalle 20 tane gelse 12 milyon Türk Lirasının üzerinde bir harcama yapacak potansiyelden bahsediyoruz. Köşedeki dönerciden döner, dondurmacıdan dondurma, kuruyemişçiden yemiş, kunduracıdan terlik, aynalı çarşıdan çin işi seyit onbaşı, kuyumculardan kolye....diye liste uzayıp gider. İşte o zaman Çarşı esnafı ne diyecek biliyor musunuz? Tüm çarşı sınırlarını trafiğe kapatın, ki mecbur kapatılır, böyle bir tabloda değirmenlik Sokak , neden bir istiklal caddesi olmasın.... ÇTSO Yat Limanı ve Kurvaziyer Limanı konusunda projeler geliştirdi fakat bu projeler maalesef  “kısır tartışamalara” kurban gitti.Kurvaziyer Limanı yapılabilecek alternatifler arasında yer alan İskele Meydanındaki GESTAŞ Feribot İskelesinin yeri çok fizibıl olmayabilir ama bizim esnafımızı zengin etmeye yeter. Bu konu şehrin bence 1 numaralı gündem maddesi olmalı, taki bu yatırım gerçekleşene kadar. Çanakkale esnafı için Köprüden daha önemlisi Kurvaziyer Limanı yapılmasıdır...  
Ekleme Tarihi: 29 Kasım 2014 - Cumartesi

Çarşı Esnafına Zengin Olmayı Vaadediyorum

İtiraf edelim ki, Türk toplumu olarak şehirleşmeyi bilmiyoruz ve öğrenmemekte de ısrar ediyoruz. Bunun sebebi de belki de atalarımızdan geliyordur, çünkü biz sıfırdan şehir kurmadık, genelde fethederek bir şehre sahip olduk. Günümüzde ise tarımsal alanları, sit alanlarını, çevreyi hiçe sayarak plansızca projelerle şehirler “istilacı” zihniyetler tarafından adeta mahveldi. Başta İstanbul olmak üzere, aralarında Çanakkalenin de bulunduğu hemen her şehir bu kontrolsüz istiladan muzdarip. Fakat Çanakkalenin elinde çok büyük bir fırsat var, nüfusumuz henüz 110 bin seviyesinde, yani halen daha planlanabilir bir şehir var elimizde.

Şehirle alakalı 1/100 binlik çevre düzeni planı çalışmaları yapılıyor, önümüzdeki aylarda nihayete erdilecek, fakat bu plan şehrin merkezine müdahelede bulunmuyor. Şehrin merkezini planlamak “bizim” elimizde olmasına rağmen, şehir kendi kendine gelişiyor, sahipsiz ağaçlarda biten meyve gibi. 

Kamu binaları(SGK, devlet hastanesi) birer, ikişer şehrin dışına çıkıyorlar, bankalar ikinci şubelerini açıyorlar, Valilik kamu kampüsü gibi çok önemli bir çalışma yürütüyor, kentsel dönüşüm istenilen hızda olmasa da yürüyor.

            Bu “gelişmeler”  yaşanırken, Çanakkalenin yüzde doksan küçük esnafını barından çarşı dediğimiz bölgenin esnafı, şehirde yükselen 3 AVMnin ve merkezdeki otopark sorunun kendilerini “bitireceğini” söylüyor. Bunun için ÇTSO Çarşı komitesi esnafı örgütleyip toplantılar yapıyor, soruna, çözüm önerileri getiryor. Anketlerin sonucuna göre, çarşı esnafının yaşabilmesi için otopark sorunun çözülmesi ve AVMler keşke yapılmasıydı deniliyor,  “makul” talepler bunlar!

            Gelin biraz daha gerçekçi bakalım meseleye, iddia ediyorum, Çanakkaleye AVMlerin yapılması engellenseydi ve talep edilen yerlerin iki katı kadar otopark yapılsaydı bile, çarşı esnafı yine zor günler yaşayacak(tı), bunun sebebi ise alışkanlıklarımız ve kendini yenilemeyen esnafımız. Kredi kartına taksit yapmayan, yapsa da faiz uygulayan, vitrinini 6 ayda bir değiştiren, sözde kampanyasını a4 kağıa çıktı alarak duyuran,istediğiniz rengi, bedeni bulamadığınız bulsanızda çok pahalı olduğu, personelini sabah 09.00, akşam 21.00a kadar asgari ücretle adeta bir köle gibi çalıştıran esnafımızın büyük bir kısmı bu alışkanlarını değiştirmediği sürece çok zor günler yaşamaya mahkum. Belki bana kızanlar olabilir, “atıp, tutuyorsun konuşmak kolay” diye ama gerçekler acıdır.

İşin diğer bir boyutuna gelirsek AVMler şehre gelmesin demek, günü kurtarmaktan başka bir şey değil, üstüne üstün Türk toplumunun AVM sevdası görmezden gelinemez, ÇEDten muaf tutulan AVMler için teşvikler dahi oluşturuluyor, çünkü halk AVMleri seviyor. Gününüzü dolu dolu geçireceğiniz, “sosyal yaşam alanları AVMler.” Türkiyede böyle bir tablo varken, birçok Avrupa  ülkesinde AVMler eski cazibesini yitirmiş durumda, onlarda Avrupalı butik çarşı mağazaları istiyor, dünyanın değişimi işte tam olarak böyle oluyor, yani bugün şehirde yükselen AVMlerin 20 sonra hiçbir cazibesi kalmayacak bundan emin olabilirsiniz, neden bu kadar eminim, Avrupa örneği gözümüzün önünde ve biz onların 20 yıl gerisindeyiz...

Peki bu kadar atıp, tutuyorum, bir çözüm önerisinde de bulunayım, “Çarşı esnafına zengin olmayı vaadediyorum” dersem inanın çok iddialı bir söz olmaz bu. Nasıl mı çarşı bence işi yanlış yerden zorluyor, bugün zengin olmak isteyen, gücüne güç katmak isteyen, mısırcısı, dondurmacısı, ayakkabıcısı, tekstilcisi dönercisi, kebapçı hep birlikte şehrin aktörlerinden “Kurvaziyer Limanı” istiyoruz demesi lazım.Ki istemelerine gerke yok ÇTSO bunu şehre verelim dedi... Çarşı esnafı Kurvaziyer Limanı için açlık grevi bile başlatabilirler, çünkü bu şekilde giderse zaten aç kalacaklar! Gelin rakamlarla konuşalım; Kurvaziyer gemilerinde binin üzerinde mürettebat, gemisine göre 3 ila 5 bin arasında da 40-50 yaş üzeri yolcu(müşteri) bulunuyor. Bu yolcular yanaştıkları liman şehrinde ortalama 70 euro harcıyorlar. Minumumdan hesaplarsak 3 bin kişilik bir gemi yanaştığında yaklaşık 600 bin Türk Lirası şehre harcayacak müşteri demektir. Bu  gemilerden ayda en kötü ihtimalle 20 tane gelse 12 milyon Türk Lirasının üzerinde bir harcama yapacak potansiyelden bahsediyoruz. Köşedeki dönerciden döner, dondurmacıdan dondurma, kuruyemişçiden yemiş, kunduracıdan terlik, aynalı çarşıdan çin işi seyit onbaşı, kuyumculardan kolye....diye liste uzayıp gider. İşte o zaman Çarşı esnafı ne diyecek biliyor musunuz? Tüm çarşı sınırlarını trafiğe kapatın, ki mecbur kapatılır, böyle bir tabloda değirmenlik Sokak , neden bir istiklal caddesi olmasın....

ÇTSO Yat Limanı ve Kurvaziyer Limanı konusunda projeler geliştirdi fakat bu projeler maalesef  “kısır tartışamalara” kurban gitti.Kurvaziyer Limanı yapılabilecek alternatifler arasında yer alan İskele Meydanındaki GESTAŞ Feribot İskelesinin yeri çok fizibıl olmayabilir ama bizim esnafımızı zengin etmeye yeter. Bu konu şehrin bence 1 numaralı gündem maddesi olmalı, taki bu yatırım gerçekleşene kadar. Çanakkale esnafı için Köprüden daha önemlisi Kurvaziyer Limanı yapılmasıdır...

 

Yazıya ifade bırak !