Çanakkale'yi ve yönetenlerini yakından tanımak istiyorsanız, şehirde yarım saat yürüyün yeter. Yollar, kaldırımlar, her şeyi size anlatacaktır!
"Neden Değişim istiyoruz?" sorusuna cevap olsun...
İşte yol ve kaldırım deyince gözümüzün önüne gelenler:
- Arnavut kaldırımlarının üzerine asfalt döküyoruz.
- Langır lungur oynamayan kaldırım taşlarımız yok gibi.
- Telefon ve rögar kapakları ya çukur ya da tümsek. Ya düşersiniz ya da zıplarsınız.
- Yamalı bohçaya dönmemiş ve boydan boya kazılmamış ana caddemiz ya da ara sokağımız yok gibi.
- Yağmur yağdığında, akıp gidecek bir eğim neredeyse hiçbirinde yok.
- Standart bir kaldırım genişliği ara ki bulasınız. Kimi yerlerde hiç yok, kimilerinde ölçü diye bir şey bulmak mümkün değil!
- Kaldırım yüksekliği, her asfalt yenilenmesinde ya daha da azalıyor ya da yok olup gidiyor.
- Hız kesici tümsekler tam bir komedi. Yükseklik ve genişlikleri her yerde farklı. Asfalt olmayanlarının ömrü üç ayı geçmiyor.
- Çürük dişe dönüşen, patlayan, çöken, yok olan kaldırımlara sahip çıkan yok, yok, yok!
- Cadde ve kaldırımlarda çöp tenekesi ara ki bulasınız!
- Eğer civarda kafe, restoran varsa sokağa taşınan masalar nedeniyle kaldırım diye bir şey kalmamış.
- En komiği ise aynı bölgedeki 100 metrelik bir kaldırımda, en az 10 çeşit zemin uygulaması var. Kimi asfalt yapmış, kimi granit mermer, kimi de fayans ya da taş döşemiş.
- Yol çalışması var diye iki tane işçi yolu kapatıyor, tın tın, bir saatte bitecek işi 10 saatte yapıyor ve hesap soran yok.