Küresel ısınma ve iklim değişikliği bundan sonraki hayatımızı çok etkileyecek gibi gözüküyor. Yani hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Türkiye, içinde bulunduğumuz yüzyılın sonlarına Doğru Avrupa ve Orta Asya Bölgesi’nde aşırı hava olaylarına en çok maruz kalacak ülkeler listesinde üçüncü sırada gösteriliyor. 1960’lı yıllarla kıyaslandığında afet sayısı 3 kat artmış durumda. Hal böyle olunca yeni yol haritaları hazırlanmalı. İklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkabilecek uzak-yakın tüm öngörüleri önümüze koyup, konuya bilimsel verilerle bakan herkesin katılacağı yeni bir platform oluşturmalıyız.
“Aşırı hava olaylarına en çok maruz kalacak ülkeler listesinde üçüncü sırada gösteriliyor” kısmının altını özellikle çizmek isterim. Olası deprem, sel, yangın felaketlerinde Çanakkale ne yapacak? Kurumlarımız ve vatandaşlar böylesi felaketlere ne denli hazır?
Deprem konusu her dönem gündemimizde olmasına rağmen halen daha tam anlamıyla kentsel dönüşümünü tamamlayamamış olmamız sanırım bize çok şey söylüyor. Biraz fazla yağan yağmurlarda caddelerimizin, sokaklarımızın ne hale geldiğine her zaman şahit oluyoruz. Sarıçayın’ın hafif bir taşma riskinde bile çay yatağını ve tekneleri ne hale getirdiğini hemen her yıl görüyoruz. Biz ise maalesef halen daha Sarıçay’ı siyasi polemiklerimizin en kullanışlı malzemesi olarak görüyoruz. Güzelyalı, Dardanos ve Tarihi Alanda ki orman yoğunluğunu da dikkate aldığımızda hemen her alanda yeni planlamalar yaparak olağanın dışında önlemler almak zorunluluğumuz/sorumluluğumuz elzemdir. Sadece Çanakkale merkez için değil il genelinde bu yönde yeni planlamalar yapılması gerekiyor. Maalesef çabuk unutuyoruz ama hatırlayın birkaç sene öncesinde Gökçeada’da yaşanan sel felaketini…
Yaşananalar ortada, ülkemizde ki son yangın ve sel felaketlerinden eğer ders almaz iki gün sonra unutursak vay halimize. Çanakkale olarak öncelikli olarak tüm devlet kurumlarımız, yerel yönetimlerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız bir masa etrafında toplanıp olası afet senaryoları üzerinde çalışarak ne yapacaklarını ortaya koyması ve bunu kamuoyuyla paylaşması gerekiyor. Herkes ne yapacağını bugünden bilmeli ve hazırlığını ona göre yapmalı. “Evet rutin olarak bazı toplantılar yapılıyor ama bunlar “adet yerini bulunsun” ötesine taşınması gerekiyor.”
İşimizin çok zor olduğunu söylemeliyim, bakın çok küçük bir örnek vereyim; Çanakkale Devlet Hastanesine gitmek istediğinizde, tek bir yoldan ulaşım sağlayabiliyorsunuz. O bölgede son yıllarda artan nüfusun ihtiyacına bile cevap veremeyen bir yoldan bahsediyorum. Yeni yapılan bu yolun hastaneye de ulaşımı sağlayacağının bilinmesine rağmen “güvenlik şeridi” bile düşünülmemiş, yani ambulans için özel bir yol olmadığı gibi ambülansın gideceği alternatif bir yol da yok. Her sabah metrelerce kuyruğun olduğunu görmek isteyen yetkililer bir sabah buraya uğrasınlar ve durumu görsünler. Yolda iki araba zar zor yan yana giderken olası bir felaket durumunda çok değil 10 ambulansın hastaneye ulaşmaya çalıştığını bir düşünün…Tek başına bu bile bir kaos yaratacaktır. Ortalık güllük, gülistanlıkken bir yerden başlamak gerekiyorsa hastaneye ulaşım için alternatif bir yol güzergahı planlaması ve bu planın ivedilikle uygulamaya sokulması şarttır yoksa yarın çok geç olabilir.