Çanakkale'nin, Kale Grubu ile Türkiye Bilişim Vakfı iş birliğinde ve Novusens Akıllı Şehirler Enstitüsü'nün yürütücülüğünde akıllı kent olarak büyümesi amacıyla iki yıl önce başlatılan 'Aklım Fikrim Çanakkale' projesi kapsamında uluslararası konferans düzenlendi. Konferansın açılışında bir konuşma yapan Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, Kale Grubu olarak doğdukları topraklara sürdürülebilir değerler katmak için çalıştıklarını ifade etti. Çanakkale'nin potansiyelini gerçekleştirmesine ve akıllı şehir vizyonuna katkı vermeyi önemsediklerini söyleyen Okyay "Hayata geçirdiğimiz ve planladığımız projelerle Çanakkale'nin tarihi, kültürel ve doğal mirasına sahip çıkarken, yarını bugünden anlamlı kılmak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir şehir bırakmak için çalışıyoruz."dedi.
Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı da, 'akıllı şehir' kavramıyla beş yılı aşkın bir süredir yoğun bir şekilde ilgilendiklerini belirtirken, "Çanakkale'nin bu yolda ülkemizde önemli bir adım atması ve bunu Türkiye Bilişim Vakfı ve Novusens ile birlikte atmış olması bizim için büyük bir onur kaynağı"dedi. Başta Zeynep Hanım olmak üzere bu projeyi hayata geçiren tüm paydaşlara çok büyük bir teşekkür borçluyuz. Belki şehir farkında değil ama çok önemli bir işe imza atılıyor.
Çanakkale’ye özgü bir akıllı şehir yol haritası ortaya konulurken, bu yol haritasında özetle şu öneri başlıkları yer aldı.
- Çanakkale Akıllı Şehir Ortak Akıl Platformu oluşturulması,
- Finansal sürdürülebilirlik için Ortak Şehir Fonu başta olmak üzere Akıllı Şehir Finansal Kaynakları yaratılması,
- Akıllı Şehir Stratejisi’nin belirlenerek Akıllı şehir Eylem Planı’nın ortaya koyulması ve Uluslararası İşbirlikleri Geliştirilmesi.
Bu başlıkların hayata geçirilebilmesi maalesef sadece bir kurumun “kabiliyetiyle” mümkün değildir. Oysa ki dünkü konferansa gördüğüm tabloda bu dönüşümün sanki sadece Çanakkale Belediyesiyle gerçekleştirilebileceğine inanılıyordu. Böyle görülüyor olması yurt dışındaki örneklerden kaynaklanıyor olabilir ama Türkiye gerçekleri dikkate aldandığında bu modelin ülkemize göre şekillendirilmesi gerekir. Böylesi iddialı bir projenin, vizyonun şehrin sadece merkez ilçe beledisiyle hayat bulması mümkün değildir. Çünkü belediye başta Valilik olmak üzere Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve İl Özel İdaresi ve onca kurumla göbekten bağlı. Tablo böyleyken sadece belediye üzerinden bir ideali gerçekleştirmeye çalışmak bunca emeğin heba olmasından başka bir şey değil.
Konferansa dair dün kısa olarak görüşlerimi paylaşmış, hatta eleştirerek şunları söylemiştim; “Çanakkale’ye belki 10 belki 100 yıllık bir vizyon çizen böylesi bir konferansa katılım neden böylesi kısıtlıydı?”Şehrin Valisi, İl Özel İdare Genel Sekreteri, Çevre Şehircilik İl Müdürü gibi birçok kurum amirinin olmaması garip gelmişti. Sonradan öğrendim ki yukarıda bahsettiğim kurumlar programa günler kala paydaş olarak değil katılımcı olarak davet edilmişler… Katılımın neden böylesi cılız kaldığına aslında aradığım cevabı da böylelikle bulmuştum.
Böylesi kıymetli bir işte adeta okyanus geçişmiş, derede boğulmuştuk. Önerim şudur ki, bu konferansların devamında sadece merkez ilçe belediyesi muhatap alınmanın ötesinde ilçe belediyeler ve şehrin tüm kamu kurum ve kuruluşları bu projeye dahil edilsin. Eğer ortaya konulan idealleri gerçekleştirebileceksek dün ki toplantıda da altı defalarca çizildi tüm paydaşlar ancak bir araya gelebilirse bu başarılabilir.