AK Parti bugüne dek kimseye nasip olmamış bir gücün temsilcisi, bu gücü elde etmek için çok büyük fedekarlıklarda bulunuldu. Bu dava uğruna kaybedilmesinden en az korkulan şey verilecek bir candı, öyle ki davanın lideri Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan; “Biz bu yola kefenimizi giydik de çıktık” diyerek meseleyi özetlemişti.
Bu güç ve beklentisizlik AK Partinin bugünlere gelmesinde belki de en önemli araçtı. Bu araç davayı kendi çıkar ve emelleri için kullanmak isteyenlerin elinde zaman zaman oyuncak haline gelmiştir, bu durum insanın olduğu her yerde kaçınılmaz bir sondur aslında.
Bu kaçınılmaz son özellikle taşra denilebilecek, Çanakkale gibi küçük şehirlerde daha fazla göze batıyor. Cezbedici bu güç karşısında partiyle ya da partilerle hiç işi olmayacak adamları teşkilatlarda görebiliyoruz. Kimisi yönetime girmek istiyor, giriyor kimisi milletvekili olmak istiyor olamıyor. Hepsine saygı duyuyorum, siyasetin için de bunlar da var...diyorum, ama kimin ne yaptığını çok iyi takip edip, kara kaplı defterime detaylıca not ediyorum, olur da bir gün ihtiyaç duyarsam diye...
Liberal muhafazâkar bir duruşa sahip olduğum iddiasındayım. AK Parti hükümetinin yapmış oluduğu icraatları takdir eden ve yapılan bu iyi şeylerle övünen bir insanım. Yazdıklarımda bunlara yer veriyor ve sosyal medya hesaplarından paylaşıyorum, yanlış ve eksik olan şeyleri de olması gerektiği üslup ve ahlakla eleştiriyorum.
İşte sorun tam olarak burada başlıyor;
Birileri çıkıp diyor ki tarafını seç; AK Partiye yandaşlık yap, AK Partinin desteklediği ne varsa alkışla ve sözcülüğünü yap, muhalefete bizim söyleyemediklerimizi sen söyle, hakaret et, kavga et biz de sana helal olsun diyelim...
Bir diğeri çıkıp diyor ki tarafını seç; Şu anda muhalafet olan bizi eleştirme, eleştirirsen yandaşsın demektir. Hükümete küfret, yerden yere vur, biz de sana helal olsun diyelim...
Her iki taraf için de söylüyorum; yazdıklarımı veya söylediklerimi sizin takdirinizi kazanmak için değil, inandığım değerler olduğu için savunuyorum. Tarafını seç diyen her iki grup için de şu iddiada bulunuyorum şahsımın eleştirdiğinin onda biri kadar eleştirin veya fikriniz varsa söyleyin. Ne eleştirecek cesaretiniz, ne dile getireceğiniz fikriniz var. Tarafını seç diyenlere ise; siz kendinize taraf değil, maskot arıyorsunuz. O maskotlardan yeteri kadar var, hem de bir hayli fazlaca...
Duruşumu tek bir cümle ile özetlemek isterim; “Bizim ki YANDAŞLIK değil YOLDAŞLIK…” ne bundan fazlası, ne de eksiği...